Mustafa ÇİMEN

Mustafa ÇİMEN

Gevale Kalesi

Gevale Kalesi

Tarihi Hitit ve Frig dönemine kadar uzanan Gevale Kalesi, tarih boyunca birçok savaşa şahit olmuştur. Anadolu’nun kilit noktalarından birisi olan kale, tarih boyunca düşmanların gözünü korkutmuş ve Fatih Sultan Mehmet Han tarafından bir daha müdafaa olunmaması için 1466 tarihinde tamamen yıktırılmıştır. Gerek Bizans döneminde gerekse Anadolu Selçuklu Devrinde kale sultanlara ev sahipliği yapmıştır. Kalenin savaş zamanlarında elçilerin kabul edildiği, diğer zamanlarda ise bir gözetleme merkezi olarak kullanıldığı kabul edilmektedir. Böylesi büyük bir öneme sahip olan kalede ilk defa 2013 yılında Prof. Dr. Ahmet Çaycı’nın bilimsel danışmanlığında başlatılan kazılarda kalenin tarihi gün yüzüne çıkmaktadır.

Gevale Kalesi; Konya İli, Selçuklu İlçesi, Sarayköy Mahallesinde, halk arasında Takkeli dağ olarak bilinen, şehir merkezinin 10 km batısında, 1675 m. yükseklikteki Küçük Gevale ile kuzey batısında 1710 m. yükseklikte bulunan Büyük Gevale isimli iki volkanik dağ yer almaktadır.

Gevale Kalesi kaynaklarda çeşitli isimlerle anılagelmiştir. İ. Hakkı Konyalı, ismini Cybele adındaki Frig dişi yer tanrısından aldığını, bu kelimenin farklı okunması ve harflerin değiştirilmesiyle ilk zamanlarda Sibel, Sibele, olarak telaffuz edildiğini ve daha sonra bugünkü ismine yaklaştırılarak “Kevele” adını aldığını ifade etmektedir. Bizans döneminde Caballa olarak bilinmektedir. Selçuklu dönemi tarihçisi İbn-i Bibi Kaballa, Kevale ve Gevale olarak aktarırken, diğer yayınlarda Kevele, Kirale, Gavele, Kaballa, Kevale, Kavala ve Kabala şeklinde kullanılmıştır. Silleliler eskiden “Karaburga” şeklinde isimlendirmişler, kalenin burçları uzaktan takke gibi göründüğü için Konya sakinleri tarafından “Takkeli Dağ” olarak adlandırılmıştır. Gevale Kalesi Konya’ya hâkim olan konumu sebebiyle tarih boyunca önemini hiç yitirmemiştir. Konya Ortaçağ Dönemi boyunca çeşitli çatışmalara tanıklık etmiş ve bu çatışmalar esnasında genellikle Gevale Kalesi’nden müdafaa edilmiştir. Gevale Kalesi’ni elinde tutan devlet Konya’yı da elinde tutmuştur.

İlk inşası Hititlere kadar uzanan Kale, Roma, Bizans ve Selçuklu döneminde de önemini korumuştur. “Anadolu’nun kilidi” olarak görülen bu kale, Selçukluların Konya’ya egemen olmak için aldıkları ilk kalelerden birisi olması sebebiyle oldukça önemlidir. Anadolu Selçuklu Devleti Bizans İmparatorluğu ile giriştiği mücadelelerde Gevale Kalesini Romanûs Makri adlı dönemin Bizans valisinden uzun süren bir kuşatma sonucunda almıştır. Konya şehri ve Gevale Kalesi bu fetihten itibaren Anadolu Selçuklu Devleti’nin merkezi olmuş ve Anadolu’nun güvenliği tam manasıyla sağlanmıştır. Bir dönem tüm Anadolu’yu saran Haçlı seferleri Konya ve çevresini de etkilemiş ve şehir haçlılar tarafından istilaya uğramıştır. III. Haçlı seferi sırasında Konya’nın Haçlı Ordusu tarafından kuşatılması sırasında dönemin Hükümdarı Sultan III. Kılıçarslan (1155–1192), Gevale Kalesi’ne sığınmış ve bu kalede müdafaa edilmiştir. Taht kavgalarına da şahitlik eden kalede Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev (1164–1211), kardeşi ve oğlu III. Kılıçarslan’ı bir süre bu kalede hapsetmiştir. Selçuklu yöneticileri tarafından sıklıkla kullanılan önemli bir nokta olduğu net bir şekilde anlaşılmaktadır. Bir Dönem Eşrefoğullarına geçen Gevale Kalesi 1292 yılında 40 gün kadar Eşrefoğulları tarafından yönetilmiştir.

Anadolu Selçuklularının etkisiz hale gelmesi ve Anadolu topraklarının Moğol hakanlarının egemenliği altına girmesini fırsat bilen Karamanoğulları Beyliği Gevale Kalesini kuşatmış Karaman oğlu Musa Bey öncülüğünde yapılan kuşatma sonucu kale fethedilmiştir. Böylece Gevale Kalesi uzun bir süre (yaklaşık 150 yıl) Karamanoğulları hâkimiyetinde kalmıştır. 1466–1467 yılında Fatih Sultan Mehmet Karaman Vilayetinin fethi için çıktığı sefer sırasında tunç toplar ve taş gülleler ile kaleyi fethetmiş, Gevale Kalesi’ni Osmanlı topraklarına katmıştır. Fatih Sultan Mehmet bu kaleyi almaktaki zorlukları göz önünde bulundurarak kalenin bir daha kullanılmasını engellemek adına kalenin yıkılmasını emretmiştir. Bu dönemden sonra önemini yavaş yavaş yitiren kale bölge halkı tarafından mesken olarak kullanılmış ve ihtişamlı günlerini kaybetmiştir. Yeni bulgular ile kazı ve restorasyon çalışmaları sonrasında tekrar eski ihtişamlı günlerine kavuşup güzel projelerle tarihin mihenk taşı olarak çok sayıda ziyaretçilere ulaşması dileğiyle.

 

Gevale Kalesi

Kaynakça: 1- Ahmet Şen: “Konya Gevale Kalesi Kazılarında Bulunan Taş Gülleler”, SEMA, Sayı:4, Konya, 2019, s.189-224.

2- H. Hüseyin Özdeniz-Zekeriya Şimşir: “Gevale Kalesi Kazılarında Ortaya Çıkartılan Seramiklerde Kap Formları”, SEMA, Sayı: 5, Konya, 2020, s.59-76.

 

 

Gevale Kalesi

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÇİMEN Arşivi