Konya’nın Tarihi Otelleri
Konya şehir merkezinde bulunan ve tescilli yapılar içerisinde tarihi bir mimari estetiğe sahip olan önemli yapılardan bazıları günümüzde restorasyon çalışmalarından sonra otel olarak hizmet vermektedir. Son yıllarda restorasyon çalışmalarına başlanan ve Karatay belediyesi tarafından projelendirilen Aksaray yolu üzerindeki Obruk Hanı’da, bölgenin turizm potansiyelini artırmak ve Savatra antik kenti ile birlikte Kapadokya yolu üzerinde yeni turizm destinasyonu yaratması açısından otel olarak hizmet vereceği açıklandı. Bizde bu yazımızda Konya’da bilinen tarihi otelleri tanıtıp, kültürel mirasın sürdürülebilirliği açısından son derece güzel bir örnek teşkil eden bu tarihi yapıları yakından tanıyalım istedik.
AUGUSTUS OTEL: Konya Gar Binasının doğusunda bulunan otel, Barok stilinde 19. Yüzyıl Avrupa mimarisinin izleri taşımaktadır. Özgün haliyle Augustos Oteli adını taşıyan bina İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun Konya’ya ulaşması ile birlikte şehrin Rum zenginlerinden olan Augustos Efendi tarafından 1895 yılında yaptırılmıştır. 1924 yılındaki mübadeleden sonra Selanik Vadina’dan gelen Hıfzı Hamide Günas ailesine verilen otel bir süre Askeri Ulaştırma Okulu olarak kullanıldı. Daha sonra bir dönemde PTT binası olarak kullanılmıştır. Sonra tekrar otel İstasyon Palas oldu. 1980’li yıllarda terk edilen yapı oldukça yıpranmıştır. Cephelerindeki taş işçiliği, barok pencere kemerleri, kemerlerin kilit taşları, demir perforjeler 19. yüzyıl Avrupa mimarisinin etkilerini gösterir. Bu tarihi yapı, 1982 yılında Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından tescil edilmiştir. 2012 yılında Meram Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan bina butik otel olarak hizmet vermiştir.
BAĞDAT OTELİ:
Konya Tren Garı’nın güneydoğusunda yer alan Bağdat Oteli, 1912 yılında Grand Hotel de Bağdat” adıyla açılan Anadolu-Bağdat Demiryolu’nun ilk otellerinden biri olmuştur. Şehrin ilk Avrupai otelî olarak bilinen tarihî Bağdat Oteli, günümüzde Mamuriye Mahallesi, Mücahit Asker Caddesi’nde yer almaktadır. 1912 yılında yapılmıştır. 1980 yılından bugüne TCDD Misafirhanesi olarak kullanılmaya devam etmektedir. Otel olarak açıldığı ve kullanıldığı dönemde şehre uzak olmasına rağmen tenis kortu, bale orkestra salonu gibi ayrıcalıklı özellikleriyle önemli davet ve toplantılara öncülük etmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında Karargâh, İşletme Müdürlüğü, Maarif Koleji, Özel Hastaj Koleji olarak kullanılmıştır. Neoklasik ve Alman yerel mimari tarzı ‘heimatstil’ karışımı olan gar binası ile 13 lojmanın yapımından 16 yıl sonra farklı bir üslupla yapılmıştır. 1. Ulusal Mimarlık Akımının Konya’daki başlıca örneklerinden sayılır. 1982 yılında kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Mimari yapısı ve tarihî özelliği nedeniyle yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken otel, seyahatname, roman ve hikâyelere konu edinilmiş ve bazı filmlere de mekân olmuştur.
OBRUK HAN OTEL: Geçtiğimiz aylarda tanıtımı yapılan ve şu anda restorasyon çalışmaları Karatay belediyesi tarafından yürütülen Obruk Hanı’nın dünyanın en eski oteli mottosuyla hizmete açılacağı duyuruldu. 13. Yüzyıldan günümüze ulaşan tarihi Obruk Hanı’nda restorasyon çalışmaları 2020 yılından beri sürmektedir. Cumhurbaşkanlığı tarafından 2019 yılında Hanın çevresi kesin korunacak hassas alan olarak tescil edilmiştir. Kapadokya turizm yolu üzerinde 13. Yüzyıla ait Selçuklu eseri olan hanın çevresinde Savatra antik kentinin de bulunması ve orada kazı çalışmalarının da ilerlemesiyle yeni bir turizm ağı oluşturularak bu bölgenin canlanması Konya kültür turizmi açısından son derece önemlidir.
SAFA ROYAL MUSEUM HOTEL: Türkiye’nin ilk müze oteli konseptinde açılışı yapılsa da daha sonraki dönemde Hatay’da yapılan Müze Otel’den sonra bu özelliğini kaybetmiştir. Fakat bünyesindeki tarihi kalıntılara zarar vermeden, tarihi duvar kalıntılarını da sergileyecek şekilde teşhir düzenlemesiyle korumacı yaklaşımla yapılması açısından son derece önemli bir örnektir. Bu kapsamda otel yapısının temelinde açığa çıkarılmış olan hem Roma dönemine ait hem de Selçuklu dönemine ait tarihi kalıntıları koruyarak, bu 1200 yıllık tarihi eserlerin içerisinde tarihi doku ve modern dünyanın imkanlarının birleştiği farklı bir kültür yapısı oluşturması açısından önemlidir. 4 yıldızlı olarak Konya şehir merkezinde hizmet veren bu otel tarihi konseptiyle özgün eserler arasındadır.
Başaralı Konağı, Oteli ve Çarşısı
Konya’nın en ünlü konağı olan bu yapı Mevlâna Külliyesinin hemen yakınında yer almaktaydı. Yanında dergâha ait aşevi ve yakınında Çelebi Konakları varmış. Başaralızade Mustafa Efendi (Mustafa Lütfi Başaralı) ve kardeşi Kara Mehmet Ağa (Mehmet Başaran) Mevlâna Türbesi bitişiğindeki üç arsayı alarak buraya Başaralı Konağını yaptırmaya karar vermişler. 1100 metre kare alan üzerine inşa edilen konak zamanın ünlü Ermeni ustaları tarafından Osmanlı Mimarisi yanında Avrupa mimarisinden esinlenerek 1902 yılında yapılmaya başlanmıştır. Yapı 1905 yılında tamamlanmıştır. İçerisi antika halılar, altın kaplama şamdanlar ithal oturma takımları ve eşyalar ile döşenmiş. Başaralı konağı bitişik 3 blok, çatı katı dahil 4 kat olarak avlu içerisinde üç ayrı büyük kapıdan girilecek şekilde yapılmıştır. Zemin katta avlu içerisinden girilerek develerin ve cins Arap atlarının ahırları, samanlıkları, kilerleri yanında erzak depoları da yapılmıştır. 3 normal katlarda her kata 6 oda olmak üzere oda ve çatı katında da 4 oda olmak üzere 22 oda varmış. 3 blok olarak yapılan konakta 66 oda yanında salonları, banyo mutfak ve müştemilatı yapılmıştır. Dört katlı Başaralı Konağının duvarları 120-130 cm kalınlığında Sille taşı ile örülmüştü. Konya ev mimarisi tarihinde önemli ve farklı yeri olan konak Osmanlı ve Avrupa mimarisi karışımı yapıldığı için çok dikkat çekmekteydi. Konya’nın ticari merkezi günümüzde olduğu gibi o dönemde de Kapı cami civarı, kunduracılar içi ve çevresiymiş. Eski çağlarda olduğu gibi, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında camiler ticari merkezlerin yakınında veya ticari merkezler dükkanlar camiler mescitlerin yanına yapılırmış. O yıllarda Konya’da konaklamaların büyük çoğunluğunun hanlarda olduğu bir dönemde yapılan Başaralı Oteli ve çarşısı Konya’da Han kültüründen Otel kültürüne geçişi sağlayan ilk 66 müstakil odalı oteli, zemin katında ise 21 dükkândan oluşan Başaralı çarşısı yapılmıştır. Günümüzde otellerin yanında ya da altında yapılan alışveriş merkezleri uygulamasının günümüzden yaklaşık 115 yıl önce hayata geçirilmiş bir örneği idi. Zamanın en iyi ustaları Selçuklu ve Osmanlı mimarisine uygun olarak yapmışlardır. Başaralı oteli ve çarşısının yarısı maalesef 1970’li yıllarda yıkılmış yerine başka bir bina yapılmıştır. Diğer yarısı da yeni cadde açmak için 1998 yılında yıkılmıştır. Konya geçmiş tarihine damga vuran bu önemli yapı günümüze ulaşamamıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.