Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

SEBEBİNİ BİLMİYORSAN YAPMA!

SEBEBİNİ BİLMİYORSAN YAPMA!

Yetmişli yılların başında İstanbul Kabataş Erkek Lisesi 1-E sınıfında ilk dersimiz Fizikti. Dersimize giren öğretmenimiz ise Allah rahmet eylesin Vahit KUTAL’dı. Kendisinin bize ilk dersi ve ilk sözü “Çocuklar fizik her olayın sebebini araştıran ve açıklayan bir bilimdir, insanı hayata hazırlar, iyi öğrenin”.

Rahmetli hocamız hemen sonra bizden tek bir şey yapmamızı istedi: Attığımız her adımda, düşünmenizi ve nedenini bilmeden yapmamanızı. Eğer sabahleyin yüzünüzü neden yıkadığınızı bilmiyorsanız yıkamayın diye de örnek vermişti.

Evet, aradan elli yıl geçti pek çok ders pek çok öğretmen ve hoca ile karşılaştık ama beni en çok etkileyen ve kulağıma küpe olan “Sebebini bilmiyorsan yapma!” ifadesi olmuştur.

Elimizi yüzünüzü neden yıkadığımızı, neden yemek yediğimizi, neden okula gittiğimizi, neden matematik ve fizik derslerini, tarih ve coğrafya derslerini okuduğumuzu, neden oy verdiğimizi şahsen ben hep sorguladım ve ona göre hareket ettim.  Atacağımız her adımda, yapacağımız her işte en kötü sonucu düşünüp cevabını bulduktan sonra ona göre hareket ettiğimizde her şeye hazırlıklı oluyor ve hayal kırıklığı yaşamıyorsunuz.

Üniversite yıllarında yaşadığımız öğrenci hareketleri, anarşi ve terör olayları, ardından gelen 12 Eylül askeri darbesi, sonrasındaki ülkemizde yaşanan hadiseler ve günümüzde devam eden bazı olaylar ve insanlarla birlikte gördüğümüz ve yaşadıklarımız bu konunun önemini ve eksikliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Neden, nasıl ve niçin? Düşünmek ve sorgulamak gerekir.

Günümüz gençliğini düşündüğümde gördüğüm bir kısmı maşallah çok akıllı, bir kısmı da saldım çayıra Mevla’m kayıra misali yaşıyor. Daha sonra kendi gençliğimi düşününce hemen lise yıllarım ve Anadolu’dan ilk kez İstanbul’a giden benim gibi gözü açılmamış çocukları hayata hazırlayan o dönemin öğretmenleri aklıma geldi ve Allah’ıma bir kez daha şükrettim.  Bizler gerçekten –eğitim- almışız. Allah hepsinden razı olsun. Bu konuda öğretmenlerimize gerçekten çok iş düşüyor çok. Ama tabii dünya telaşı ve geçim derdi içinde işlerine odaklanabilirlerse?

Şimdiki çocuklarımız daha anaokulundan itibaren tamamen sınav endeksli yetişiyorlar; adeta makineleşiyorlar. Pek çoğunun ellerinde cep telefonu ve tablet hayata onları maalesef bilgisayarlar hazırlıyor ve sanal ortamda yaşıyorlar. Onun için pek sebebi ne, neden diye sorgulamıyorlar. Zaten sorgulamak isterlerse “Google” hazretleri imdadına yetişiyor. Hayırlısı olsun.

Araştıran, sorgulayan, düşünen, irdeleyen, yorumlayan, fikir üreten, öneri getiren, hesap soran ve hesap veren insan sayımız gittikçe azalıyor. Hâlbuki ülkelerin gelişmişlik düzeyi yetişmiş insan gücüyle eş değerdir. Bazı ülkelerin neden ilerde olduğunun cevabını burada bulabiliyorsunuz.

Yıllar geçtikçe toplum olarak birilerinin bizi yönlendirmesi, bizim yerimize başka birinin düşünmesi bizlere daha kolay geliyor. Kimi zaman bu kişi reis, başkan, baba, kimi zaman imam, hoca, şeyh, kimi zaman da siyasette bir parti lideri oluyor. Ardında binlerce, yüz binlerce hatta milyonlarca insanı sürüklüyor. Kamuoyunda buna “Biat Kültürü” deniyor. Maalesef günümüzde bu kültürün geliştiğine şahit oluyoruz

Nedenini, sebebini sorgulamak ayıp, günah ve saygısızlık oldu. Netice de toplumda yaşanan gereksiz tartışmalar, nesiller arası çatışmalar ve bireyler arasındaki gerginlikler maalesef bu kültürün eseri. Oysa bizim örf ve adetlerimiz, dini inancımız sadece Yüce Allah (c.c)’a bağlanmayı ve attığımız her adımda öncelikle ona hesap vereceğimizi düşünmeyi emrediyor. Önemli olan onun rızasına layık olmak, kişilerin değil.

Bugün ülkemizin iyi eğitimli, düşünebilen, nedenini araştıran, sorgulayan, ülkesinin sorunlarına kafa yoran, çözüm üreten, attığı adımın nereye varacağını hesap edebilen nesillerine ihtiyacı var. Biliyorum ve inanıyorum ki içimizde sessiz çoğunluk arasında bu insanlar var. Bunlarında sayılarının artmasını ve gelecekte söz sahibi olmalarını diliyorum.

Başa dönersek “Sebebini bilmiyorsan yapma” ifadesi kesinlikle boş verelim anlamında değil, attığın her adımı bilerek ve isteyerek at bilmiyorsan da öğren anlamında yazıyorum. Bunun için “Adam Sen de” Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın” “Boş Ver” “Üzerinize Vazife Olmayan İşlere Karışmayın” gibi ifadeleri unutun ve üzerinize vazife olmayan işlere karışın, çünkü bu ülkenin gerçek sahipleri sizsiniz, biziz. Görüyorsak, duyuyorsak, biliyorsak sorumluyuz. Ülkesini seven her vatandaş sorumluluğunun gereğini gücü oranında yerine getirmeli ve adımlarını buna göre atmalıdır.

Netice de bizler attığımız her adımın hesabını vereceğimize göre Allah’ım bizlere rızasına layık işler yapmayı nasip etsin inşallah.  Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi