Namık CEYHAN

Namık CEYHAN

Virüsün yediği üç gün

Virüsün yediği üç gün

Mart ayının son haftasının 3 günü dünya kamuoyu için çok önemlidir, ama maalesef COVİD-19 virüsü her şeyi iptal ettirdiği gibi bu üç önemli farkındalık gününü de – tıpkı Çanakkale Zaferinin 105 yılı etkinlikleri gibi- iptal ettirdi. 21 Mart Dünya Ormancılık, 22 Mart Dünya Su ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günlerinden bahsediyorum. Ne yapayım huy işte bende her şeye rağmen bugünleri hatırlatmak istedim.

Ömrünün yarısını bu konulara adamış bir insan olarak yılın bugünleri geldi mi mutlu oluyordum. Devletin en üst zirvesinden itibaren en uç noktalara kadar hayatımızın olmazsa olmazları orman, su ve iklimle ilgili konular kamuoyu gündemine geliyor, işin önemi bir kez daha vurgulanıyordu. Ama bu sene bunlar maalesef zorunlu sebeplerle yapılamıyor.

COVİD-19 salgınıyla mücadele Sağlık Bakanlığımızın koordinasyonunda emin adımlarla yürütülmektedir. Sayın Bakanımızın dediği gibi “Sorun Küresel, Mücadele Ulusal” hep birlikte alınan tedbirlerle üstesinden geleceğiz ve en kısa süre içinde bu beladan da kurtulacağız inşallah. Biz biliyoruz ki Koronavirüs alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir. Tedbir bizden, takdir Allah’tan.

Konunun uzmanlarına göre bu sorunda diğer grip virüsleri gibi bağışıklık sistemimize dahil olduktan sonra sıradanlaşacak ve her yıl yine karşımıza çıksa da bu yaşananlar kadar canımızı acıtmayacaktır. Bize düşen tedbirlere uymak ve bol bol dua etmek.

Konumuza dönersek bu önemli günlerin dünya çapındaki ana teması aylar önceden belirlenmişti: “Su ve İklim Değişikliği”. Nitekim Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü “Su ve İklim Değişikliği” Meteoroloji Genel Müdürlüğü de “İklim ve Su” konulu fotoğraf yarışmaları düzenlediklerini ilan ettiler. Ama ne hikmetse DSİ Genel Müdürlüğü bu yarışmayı yapıp sonuçlarını ilan etti ama Meteoroloji Genel Müdürlüğü COVİD-19 nedeniyle iptal ettiğini duyurdu. Her iki teşkilatta Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kuruluşlar ama uygulama farklı.

Son yirmi senedir konunun uzmanları ve STK temsilcileri gibi ben de  görevim ve gönüllü sevdam gereği çevre, hava, su, toprak, ağaç dikmenin önemi ile iklim değişikliği ve erozyonla mücadele konularında her ortamda “çevremizi koruyalım, çevremizi kirletmeyelim, yeşil alanlarımızı yok etmeyelim, sulak alanlarımız bizim can damarımızdır kirletmeyelim, tüketim alışkanlıklarımızı israf çılgınlığına çevirmeyelim, iklim değişikliğine karşı hazırlıklı olalım..” diye her yaştan insanımıza gücüm yettiğince adeta yalvardım, yalvarmaya da devam edeceğim.

Biz biliyoruz ki tatlı su yaşam için çok önemlidir. Ortalama olarak, bir insan üç günden fazla susuz yaşayamaz. Su, gıdalarımızın, neredeyse tüm mal ve hizmetlerimizin ve çevre için üretim için gereklidir. Dünya şimdi su stresi, sel ve kuraklık ve temiz kaynaklara erişim eksikliği nedeniyle artan zorluklarla karşı karşıyadır. Su kaynaklarının tahminini, izlenmesini ve yönetimini iyileştirmek ve ulaşılabilir temiz su sorununu çözmek için küresel ölçekte çalışmalar yapılması gerekir.

Öte yandan geçen yılın meteoroloji günü ana teması olan Daha Sıcak, Daha Kuru, Daha Nemli, Gelecekle Yüzleşin” kısacası iklim değişikliğine hazırlıklı olun. “İklim değişikliği doğa ve insan hayatını doğudan etkilemektedir. Sera gazlarının emilimi artmaya devam etmekte ve alt atmosferin ve okyanusların sıcaklıkları artmaktadır. Bugün Yerküre 20. yüzyılın başlangıcından 1°C daha sıcaktır. Hükümetler “endüstri öncesi değerlerden 2°C daha yüksek olan küresel ortalama sıcaklığın kontrol altına almak ve sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlı tutmak” amacıyla 2015 yılında Paris Anlaşmasını kabul ettiler ama icraatta gözle görülür bir ilerleme yok.

Birleşmiş Milletler tarafından 2015 Ekim ayında yayınlanan, “İklim Bağlantılı Doğal Afetlerin İnsani Maliyeti” isimli rapora göre, 20 yılda kaydedilen küresel düzeyde toplam 6,457 doğal afetin yüzde 90’ı sel, fırtına, sıcak hava dalgası, kuraklık ve diğer aşırı iklim hareketlerinden kaynaklanıyor. Ayrıca 1995 yılından bu tarihe kadar aşırı iklim hareketleri kaynaklı afetler nedeniyle 606 bin kişi hayatını kaybederken 4,1 milyar insan ise bu afetlerden etkilendi. Etkilenmeye de devam edecek olup beraberinde toplum sağlığını etkileyecek ve hayatımıza zorluklar getirecektir. Yani iklim değişikliğinde de “Sorun Küresel, Mücadele Ulusal” diye kabul etmeli harekete geçmeliyiz.

Bizleri geçmiş ve hâlihazırda devam eden çevresel sorunlar ve iklim değişikliği yüzünden, önümüzde daha sıcak günler, geceler ve sıcak dalgaların olduğu, sağlık sorunlarının arttığı, gıda ve suyun en kıymetli hazine olacağı bir gelecek bekliyor. Unutulmamalıdır ki su kıtlığı ve iklim değişikliği COVİD-19 gibi bu yılın sorunu değil, yüzyılın sorunu olmaya devam edecektir.  Dünya Ormancılık, Dünya Su ve Dünya Meteoroloji Gününüz kutlu olsun. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Namık CEYHAN Arşivi