Ne kadar şımardığımızın farkında mıyız?
Son yıllarda çevreme baktığımda hemen hemen herkesten farklı farklı şikâyetler duyuyorum.
O kadar memnuniyetsiz olmuşuz ki, memnun olmayı unutmuşuz. Her şeyden, her yerden, herkesten rahatsızız. Şükretmeyi, sabretmeyi unutmaya başlıyoruz.
Acaba kendinizi sorguladığınız oluyor mu? Olmuyorsa en kısa sürede denemeye çalışmanızı tavsiye ederim. Zira bizim standart yaşantımız, bazılarımızın hayali. Bunu biliyor muyuz?
Başımızı soktuğumuz bir evimiz var ya hani şu hepimizin beğenmediği, daha güzelini almak için çabaladığımız evler; işte o evler sokakta yaşayan evsizlerin hayali değil mi? Hatta birçoğu damı kapalı bir göz odaya bile razıdır.
Sabah kalkar kalkmaz musluğu açınca sıcak suyun aktığı kaloriferli, alttan ısıtmalı evlerimiz; yakacaksız, kömürsüz buz gibi evleri olanların hayali değil midir?
Bırakın dolapları giyinme odalarınızdan güne uygun seçemediğiniz kıyafetleriniz, ayakkabılarınız ise bir çift pabuç birkaç yamalı elbiseden başka giyecek bir şeyi olmayanların rüyalarını süslemiyor mu sanıyorsunuz?
Söylene söylene gittiğiniz işiniz var ya o işe sahip olmak isteyen yüz binlerce insan var.
Ya beğenmediğiniz envai çeşit yemekler… Etlisinden sütlüsüne, sebzesinden meyvesine bir kuş sütünün eksik olduğu o sofralara ömründe bir kez bile oturamayan, “yağlı olmuş, tuzlu olmuş” diye burun kıvırdığınız nimetlerden tadamayan fukaraları görmez misiniz, duymaz mısınız hiç?
Onu beğenme, buna burun kıvır, elindeki ile yetinme… Sonuç; herkeste bir tükenmişlik, hastamsı, yorgun, uyuşuk haller… Mutsuz bir toplum, gözü de gönlü de aç insanlar…
Daha dün sobalı evlerden dahası tuvaleti bahçede olan evlerden çıkmadık mı? Aynı tabaktan yemek yerken şimdi her çeşit servis tabaklarına sahip olduk ama mutlu olamıyoruz. Yazın klimalı, kışın kaloriferli evlerdeyiz ama yetmiyor. 2+1, 3+1 derken 4+1’lerle yetinemez olduk.
Niye?
Çünkü unuttuk.
Nereden geldiğimizi unuttuk.
Hangi gaye için yaratıldığımızı unuttuk.
Komşuluğu unuttuk.
Arkadaşlığı unuttuk.
Kısaca insanlığımızı unuttuk.
N’oluyoruz yaaaa. Lütfen bir kendinize gelin. Daha doğrusu hep beraber silkinip bir kendimize gelelim. Zamane tabiriyle reset atalım kendimize.
Etrafa düşük enerji yaymayalım. Hazırcı olmayıp, kendi işimizi kendimiz yapalım. Erken yatıp sabah dinç ve dinamik bir şekilde güne başlayalım. Mümkünse yarım saat olsa bile yürüyüş yapalım.
Ve en önemlisi nimet azgını olmayalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.