Bugün Günlerden “Türk Enerji Birliği”
Çok şükür geçen yıl olduğu gibi, bir yılın ardından bugün yeniden: “günlerden Türk enerji birliği” diyebiliyoruz.
Her şeye rağmen…
Dünyadaki olanca değişim, kargaşa, savaş, zulüm, hırs ve yıkıma rağmen…
*
Literatürde ilk olma niteliği taşıyan (birinci) “TÜRK ENERJİ BİRLİĞİ KONGRESİ”, TESPAM’ın öncülüğü ve Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin ortaklığıyla, 29 – 31 Mart 2021 tarihleri arasında başarıyla hayata geçirilmişti. Bu bağlamda düzenlenen kongrede; enerji kaynakları, genel sektörel dinamikler, yenilenebilir enerji potansiyelleri, enerji teknolojileri entegrasyonu, yatırım imkânları, iş birliği alanındaki temel problemler ve yol planı önerileri gibi bütün fırsat ve olasılıkların konuşulduğu kongrede, 20 farklı ülkeden birçok akademisyen, fikir ve kanaat önderi yer almıştı. Kongre boyunca 200’den fazla makalenin kabul edildiği 40’tan fazla oturum tertip edilmiş ve 3 gün boyunca “Türk Enerji Birliği” yaklaşımı bütün boyutları ile değerlendirilmişti.
*
Bugün ise ikinci “TÜRK ENERJİ BİRLİĞİ KONGRESİ”ni TESPAM olarak TDPV’nin ortaklığıyla düzenliyoruz.
*
Yeni formatı ile daha somut iş birliği süreçlerini tetiklemeyi hedefleyen TEBK bünyesinde;
– İlk 2 günlük program dâhilinde; enerji entegrasyonu, fırsatlar, mevcut durum, teknik ve teknolojik kabiliyetler, rezervler, ekonomik, hukuki ve finansal altyapı gibi birçok husus bütün yönleriyle analiz edilecek,
– Programın 3. gününde ise bütün Türk ülkelerinden talepte bulunan ve sistemimize kayıt yaptıran enerji ile ilgili firmalar özel B2B toplantılarda buluşturulacaktır.
TEBK ile akademik, teknik, teknolojik, ekonomik, finansal, hukuki, lojistik, siyasi, politik, güvenlik, sosyal gibi bütün farklı perspektiflerden Türk dünyasında enerjinin dünü ve bugünü tanımlanırken, geleceği kurgulanacak ve iş dünyası arasındaki entegrasyon süreçleri somut adımlarla güçlendirilecektir.
Ayrıca, kongre bünyesinde ülkemizin dış politikasını desteklemek gayeli organize edilecek özel oturumların yanı sıra, çevrimiçi olarak teşkil edilecek; insan kaynakları, şirketler/kurumlar, yatırım fırsatları, projeler, enerji kaynakları ve tesisler, finans imkânları/fonlar gibi veri tabanları ile de iş birliği süreçleri çok daha profesyonel bir zemine kavuşturulacaktır.
*
Evet tekrar vurgulamak gerekirse, Türk Enerji Birliği bünyesinde Türk dünyası ile ilgilenen her uzmanın, her şirketin, her kurumun, projenin, finansın ve bunlara bağlı olarak var olan potansiyel kaynağın işleneceği bir veri tabanı çalışmasını başlatmış bulunuyoruz.
Zaten geçen yıl ilan ettiğimiz, TESPAM ve Başarsoft ortaklığında kurulan “WorldEnergyBase”in Türk Dünyasına yönelik çalışmaları da devam etmektedir.
İşte bu bağlamda Türk dünyası ile ilgilenen her türlü yatırımcıyı, kaynak sahibini, uzmanı, şirket ve kurumu bizlerle temas kurarak veri tabanlarımızda yer almaya davet ediyoruz.
Bunun için birinci kongremiz sonrasında ciddi bir siber saldırıya maruz kalsak da, halen altyapı çalışmaları devam etse de, “turkenerjibirligi” isimli web sitemizi ziyaret ederek, ön kaydınızı yaptırabilirsiniz.
*
Hatırlarsanız geçen yıl Türk Enerji Birliği Kongresini ilk ilan ettiğimizde veya ondan çok daha öncesinde TESPAM bünyesinde bu minvalde çalışmalar yayınlayıp, TEBAM’ı kurduğumuzda, Türk Enerji Birliğinin bir ütopya ya da hayal olduğu ile ilgili eleştiriler almıştık.
*
Geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz kongremizin açılışında hatırlarsanız:
“Şimdi “Türk Birliği” veya biraz daha somutlaştırmaya çalıştığımız şekilde; “Türk Enerji Birliği” dediğimizde, birçok ses ne fısıldıyor?
“Saçmalık! Hayal! Rusya izin vermez! Çin müsaade etmez! Oradaki Türkler bizle aynı değil! Aynı dili konuşmuyoruz! Onlar bizi sevmiyor! Herkes kendi çıkarının peşinde!” gibi birçok ifade geleceğimize dair hayalleri daha başlamadan dizginlemeye çalışıyor!
Aslında bazı yönlerden haklılık payları yok değil! Tabii sadece bazı yönlerden!
Ama biz burada bugünden bahsetmiyoruz ki,
GELECEĞİ konuşuyoruz!” demiştik!
*
“Yüzyıllık, iki yüz yıllık hayaller kurmak da mı ayıp!
1900’lü yılların başında kim ABD’nin dünyanın süper gücü olabileceğinden, Avrupa Birliğinin kurulabileceğinden, hatta şimdi değişen dengelerle yükselen Çin ve çatırdayan AB’den bahsedebilirdi ki?
Neredeyse her yüzyılda bir dünyadaki güç dengeleri tümüyle değişmedi mi?
O halde şimdiden geleceğimizi hayal edip, modeller kursak, kime ne zararımız olacak ki?
Türk Enerji Birliği: Belki de Türk ülkeleri arasında etkin ve tutarlı bir iş birliği sürecinin ilk ve en somut adımı gibi…
Neden mi?
Çünkü şu an için sadece 156 milyonluk nüfusa sahip olan bağımsız Türk devletlerine odaklandığımızda dahi, neredeyse 40 milyar varil kanıtlanmış petrol ve 25 trilyon metreküp kanıtlanmış doğalgaz rezervinden bahsedebiliyoruz da o yüzden…
Hatta bu rezerv miktarlarından çok daha büyük potansiyeller olduğunu biliyoruz da o yüzden…
Belki biraz ortak yatırımlarla yeni arama projelerine soyunsak, bu rezerv oranları iki katına çıkacak!
Devam edelim, neden mi?
Hindistan ve Çin gibi gelmiş geçmiş en büyük enerji açlığını amansız bir iştahla kusan devlerden oluşan bir coğrafyada, enerjinin nasıl çok daha stratejik bir hale geleceğini şimdiden rahatlıkla öngörebiliyoruz da o yüzden…
Öte yandan, özellikle Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan için enerjinin başlı başına ekonominin temeli olduğunu hep birlikte idrak ediyoruz da o yüzden…
Özetle,
Enerji alanında, kazan kazan modeliyle kurulmuş bir ekonomi merkezli iş birliği kolaylıkla hayata geçebilir ve yol alabilir de o yüzden…
Enerji ile erişilebilecek ekonomik büyüklükler sayesinde diğer her türlü sosyo-kültürel hamle de realiteye dönebilir de o yüzden…” diye eklemiştik…
*
Bir yıl önce sarf ettiğimiz bu sözlerden bu yana dünyada neler değişti peki?
Bakın: halen istenilen düzeyde etkin bir kurum halini alamamış olsa da, Türk Konseyi yeni bir vizyonla TDT’na dönüştü.
ABD ile Çin arasındaki soğuk savaş tüm hızıyla bütün dünyada söylem ve aksiyonlarla kendisini daha da şiddetli hissettirmeye başladı.
Bu bağlamda değişen dış politikası dahilinde ABD Afganistan’dan çekildi.
Ve Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim çok yıkıcı, yalnızlaştırıcı ve kanlı bir boyuta taşınarak bütün dünyayı etkiledi.
Enerji krizleri yaşandı ve petrol, özellikle de doğalgaz yeniden uğruna savaş verilebilecek bir statüye kavuştu.
*
Dolayısıyla; Türk Dünyası hem jeostratejik konumu hem de sahip olduğu enerji kaynakları potansiyeli ile küresel dengelerin daha da fazla merkezine oturdu.
Aynı zamanda entegre olabilmeyi başarabilen bir Türk dünyası için, birçok riskle birlikte, sayısız fırsat da aşikâr oldu.
Rusya Ukrayna’ya askeri müdahalesi akabinde derin bir yalnızlık ve zafiyetle karşı karşıya kaldı.
Türk dünyası üzerindeki gölgesi bir hayli zayıfladı. Pençeleri kırıldı…
*
İşte bu ortamda bütün hamlelerinde Çin ile arasındaki mücadeleye odaklanmış ABD ve müttefikleri için zayıflayan Rus gölgesinin yerini Türk dünyasında Çin’in doldurmaması için çalışmalar başladı.
Peki bu nasıl olur?
Hiç şüphesiz, TÜRK Dünyasında gerçekten etkin bir entegrasyon süreci ile…
Bu fırsat değil de ne?
*
Diğer taraftan Rusya – Ukrayna krizi ile birlikte yoğun lakin kısa vadede beyhude bir alternatif kaynak arayışına giren AB için de Türk dünyası hem bir nakil merkezi olma hem de kaynak temin edebilme açısından kritik öneme haiz statüsü kazandı.
*
Bu da diğer fırsat değil mi?
*
Alın size TÜRK ENERJİ BİRLİĞİ…
*
Adım adım… Sabır, gayret, samimiyet ve tevekkülle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.