Muhteşem çocuklar
Ne kadar gurur duysak az… A Milli Futbol takımımız Avrupa Futbol Şampiyonası’nda destan yazıyor. Muhteşemsiniz çocuklar, muhteşem…
Millilerimiz kimine göre turnuvanın en zayıf halkalarından birisiydi kimine göre de sürpriz adayı takımdı.
Genç bir jenerasyona sahip millilerimiz gruptaki ilk maçında Gürcistan engelini 3-1 ile aşarken ortaya konan futbol hem keyiflendirmiş hem de açıklarımız endişe vermişti. Özellikle orta sahamız çok kolay geçilmekteydi. Nitekim ikinci maçta Portekiz savunmadaki bireysel hatalarla birlikte faturayı kesiyor ve millilerimiz rakibine 3-0 mağlup oluyordu.
Daha önceki yazıda da bahsettiğim gibi bizim sıkıntımız orta sahada deyim yerindeyse “ısıracak” oyuncu eksiğiydi. Nitekim sakatlıktan dönen İsmail ile bu sorunu büyük ölçüde çözdük. İsmail rakibe basıyor, dişe diş mücadele ile onları resmen bozuyor. O sahadayken işler millilerimiz için çok daha kolaylaşıyor. Erken final niteliğindeki Çekya maçında İsmail’in büyük katkısıyla orta alan hakimiyetini ele alıp rakibin 10 kişi kalmasını da çok iyi değerlendirerek maçtan zaferle ayrıldık.
Son 16’da ise rakip Avusturya idi. Belki kağıt üstünde kolay bir rakip olarak görülse de turnuvanın en disiplinli, üretken ve savaşçı bir takımıyla karşılaştık. 7 oyuncusu Bundesliga’da oynayan Avusturya çok önemli bir rakipti. Zaten çok kısa bir süre önce de hazırlık maçında bizi deyim yerindeyse paspas edip yarım düzine gol atmışlardı. Bu açıdan da bir “intikam” maçıydı.
Millilerimiz maça golle başladı. Bundan iyisi olmazdı bile. İlk saniyelerde Arda’nın kornerinde Melih’in topu tavana asmasıyla Leipzing bayram yerine dönüyordu. Erken golün etkisiyle oyun planımız ister istemez değişti ve rakibi geride kabul edip kontralarla çıkmaya çalıştık. Yani bizim için maç “Çanakkale Geçilmez”e dönmüştü. İlk yarı istediğimizi sahaya yansıttık. 59.dakikada sahanın yıldızı Melih bu kez kafayla çakıp millilerimize çeyrek finalin yolunu ardına kadar açtı. TRT Spikerinin “severiz yağmurlu havayı, ağır zemini” söylemlerinin olduğu anlarda 66.dakikada Gregoritsch ağlarımızı havalandırıyor ve hava ve saha şartlarının bizim için değil Avusturya için daha uygun olduğunu gösteriyordu. Son 20 dakika ise nefeslerimizin tutulduğu anlardı. Hele son dakika… Barış’ın karşı karşıya yararlanamadığı pozisyonun devamında Mert Günok belki de kariyerinin en büyük kurtarışına imza atıyor ve millilerimizi zafere taşıyordu.
O kötü, bu daha iyiydi diyeceğimiz kimse yok. Sahaya yüreklerini koyan tüm aslanlarımızdan razıyız. Türk’ün şanlı bayrağı o yiğitlerin elinde. İnşallah önce Hollanda ardından da yarı final…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.