SULTAN SÜLEYMAN İLE CİHAN DEVLETİ
Osmanlı İmparatorluğunun en uzun süre tahtta kalan ve en büyük padişahı olarak kabul edilen Kanuni Sultan Süleyman, bundan 453 yıl önce 7 Eylül 1566 tarihinde Zigetvar'da seferdeyken vefat etti.
Kaynaklardan derlenen bilgilere göre babası, 9'uncu Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Sultan olan 1. Süleyman, 6 Kasım 1494 tarihinde Trabzon'da dünyaya geldi. Seyyid Lokman'ın Hünername eserine göre adını, doğduğu saatlerde Kur'an'dan açılan sayfada geçen Hazreti Süleyman'dan aldı.
Büyük Padişah, isminden çok "Kanuni" unvanıyla tanınırsa da bu sıfat, 18. yüzyılda ilk defa Dimitrie Cantemir'in Osmanlı tarihinde geçti, XIX. yüzyılda Osmanlı tarihçilerince de benimsenerek yaygınlık kazandı. Çağdaşı Batılı yazarlar Sultan'ı "Muhteşem" veya "Büyük Türk" lakaplarıyla anıyorlardı. Ayrıca batı kaynaklarında, Fetret döneminde Osmanlı tahtına oturan Süleyman Çelebi dolayısıyla II. Süleyman olarak da nitelendirildi.
Kanuni Sultan Süleyman Han'ın çocukluk yılları babasının sancak beyi olduğu Trabzon'da geçti. Evliya Çelebi'ye göre Trabzon'dayken süt kardeşi Kadı Ömer Efendi'nin oğlu Yahya ile (Beşiktaşlı Yahya Efendi) birlikte bir Rum kuyumcudan kuyumculuk öğrendi.
Sultan II. Bayezid, 1509'da Süleyman'a babası Şehzade Yavuz'un ısrarıyla Kefe sancağını verdi. Yavuz Sultan Selim'in tahta çıkmasıyla birlikte 1513'te yegane taht varisi sıfatıyla sancak beyi olarak Manisa'ya gönderildi.
Babasının vefatının ardından 30 Eylül 1520'de İstanbul'a gelerek tahta oturdu. Kanuni Sultan Süleyman, batıya karşı gaza siyasetini canlandırırken iki ana hedefi ön plana aldı. Bunlardan ilki Orta Avrupa'nın kilidi durumunda bulunan Belgrad, diğeri Akdeniz hakimiyeti bakımından son derece önemli olan Rodos'u hedef aldı. Bunları ise Macaristan'a yönelik 1526 ve 1529'daki iki harekat takip etti, sonuncu seferi ise Viyana oldu.
İlk siyasi faaliyetlerinde atası Fatih Sultan Mehmed Han'ın izinden giden Kanuni Sultan Süleyman Han, 30 Ağustos 1521'de Belgrad'ı, ardından Rodos'u fethetti. 29 Ağustos 1526'da Mohaç ovasında Macarlar'ı kısa sürede yendi. Macar kralının hayatını kaybettiği meydan savaşı Macar Krallığı'nın bir anlamda sonunu getirdi. Ardından Budin'e hareket eden Kanuni Sultan Süleyman,11 Eylül'de hiçbir direnişle karşılaşmadan şehre girdi. 1529'da 17 gün süren 1. Viyana kuşatmasını kötü hava şartları ve şehrin elde tutulamayacağını düşündüğü için kaldırdı.
Akdeniz'de Osmanlı donanmasını güçlendirmek için 1532'de Barbaros lakaplı Hayreddin Reis'i, Donanma-yı Humayun'un başına getirdi. 1534'te devlete sıkıntı çıkaran ve isyanları destekleyen Safevilere karşı Irakeyn Seferi diye bilinen askeri harekatı düzenleyerek önce Tebriz'e ardından Bağdat'a girdi.
Seferdeki başarısızlıklar ve aile içerisindeki çekişmelerin de etkisiyle yakın arkadaşı Pargalı İbrahim Paşa'yı 15 Mart 1536'da sarayda aniden idam ettirdi.1538'de Hadım Süleyman Paşa'ya Süveyş'te bulunan donanmayla Portekizliler'e karşı Hindistan bölgesindeki küçük Müslüman prensliklere yardım için sefer emri verdi. Yine aynı yıl 27-28 Eylül'de Preveze Zaferi kazanıldı. Barbaros Hayreddin Paşa kumandasındaki Osmanlı donanması ile Cenevizli amiral Andrea Doria'nın başında bulunduğu Haçlı donanması arasında geçen Preveze Deniz Savaşı, Osmanlı Devletinin Akdeniz'deki hakimiyetini pekiştirdi. 1548'de Safevi hükümdarı Şah Tahmasb'a karşı yeniden İran'a sefer düzenledi ve Tebriz'e girdi. Bu seferde Van kalesi alınarak burası beylerbeyilik merkezi yapıldı.
Kanuni, 1565 yılındaki Malta bozgunuyla yara alan Osmanlı'nın batıdaki imajındaki kötü izleri silmek için yeni bir sefer hazırlığına girişti. 1 Mayıs 1566'da Eyüb Sultan'ın türbesini ziyaret edip dua ettikten sonra sefere çıktı.
Zigetvar Kalesi kuşatılırken Kanuni'nin otağı da hakim bir tepeye kuruldu. Ömrünün son 15 yılında tedavisi olmayan gut (nikris) hastalığı iyice ilerlemesine rağmen savaş meydanından ayrılmayan Kanuni Sultan Süleyman Han, 7 Eylül 1566'da kalenin alınışını göremeden vefat etti. Kuşatma sürerken iç organları çıkarılan naaşı, misk ve amber kokuları sürülerek tahtın altına gömüldü. Kalenin düşmesinin ardından 42 gün gömülü olan naaşı arabaya konuldu ve padişah yaşıyormuş gibi davranıldı. Kendisine haber gönderilen yeni padişah II. Selim'in Belgrad'a gelişi üzerine vefat haberi resmen ilan edildi.
Süleymaniye Camisi'nde 23 Kasım'da Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin kıldırdığı cenaze namazının ardından, naaşı caminin kıble tarafındaki türbesine defnedildi.
Onun yoğun askeri ve siyasi faaliyetleriyle Osmanlı, Avrupa'nın cihanşümul anlayışına sahip Cihan Devleti haline geldi. Osmanlı İmparatorluğu'nun ideolojik alt yapısının temellerinin atıldığı bu dönem, Avrupa'nın siyasi coğrafyasını derinden etkiledi. Osmanlılar böylece Avrupa devletler dengesinde belirleyici bir rol üstlendiği gibi modern Avrupa'nın oluşumuna da etki etti.
Osmanlı İmparatorluğunu yüz ölçümü olarak en çok büyüten padişah olan Kanuni Sultan Süleyman, 6 milyon 557 bin kilometrekarelik toprağı 14 milyon 983 bin kilometrekareye çıkardı. Osmanlı'nın sınırlarının ulaştığı toprakların dışında Kuzey Afrika içlerinden Habeşistan'a, Yemen'e, Hindistan'a, kuzeyde Rus steplerine kadar çok geniş bir sahaya hakim oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.