Müslümanların ilk mescidi olan Mescid-i Aksa, tarih boyunca müslüman toplumu için büyük önem taşımıştır. Buna bağlı olarak Kudüs’e giden ya da gidemeyen birçok müslümanın, Kudüs’teki kutsal yapılar arasında hakkında en çok soru sorduğu kutsal bir mekandır. Biz de HFD Turizm ailesi olarak bu doğrultuda Mescid-i Aksa ile ilgili özel bir yazı hazırlamak istedik. Yazımıza Mescid-i Aksa ile ilgili sık sorulan soruları ve cevaplarını derleyerek başlayıp Mescid-i Aksa ile ilgili genel bir bilgi sunacağız. Ardından yazı akışı içerisinde Mescid-i Aksa’nın yapımı, tarihi ve hikayesi ile ilgili bilgilere ek olarak, Hz. Muhammed’in miraca yükseldiği yer olan Mescid-i Aksa’nın müslümanlar için önemine de değineceğim, Sizler için bilgilendirici bir yazı olmasını umar, iyi okumalar dilerim.

*****

Mescid-i Aksa’nın tam olarak hangi tarihte yapılmaya başlandığı bilinmemektedir. Bununla birlikte Davud peygamber döneminde inşa edilmeye başlandığı ve Süleyman peygamber tarafından inşasının devam ettirildiği bilinmektedir.

Aksa “uzak” anlamına gelmektedir. Mescid-i Aksa ise ‘Uzak mescid’ manasına gelir. Mekke’ye uzak olmasından dolayı bu şekilde adlandırılmıştır.

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın ilk adı Beyt-i Makdis’tir.

Mescid-i Aksa tam olarak Kudüs şehrinin eski şehir kısmında yer almaktadır.

Mescid-i Aksa, hicretten sonraki 16 ay boyunca müslümanların kıblesi olmuştur.

Mescid-i Aksa Müslümanlar için kutsal sayılmasının yanı sıra, Hristiyanlar ve Yahudiler tarafından da kutsal sayılan dini bir mekandır. Bu noktada ‘Mescid-i Aksa’nın Üç Din İçin Önemi Nedir?’ sorusu da ön plana çıkmaktadır. Yahudiler için önemi Ağlama Duvarı’nda yaptıkları ibadettir. Mescid-i Aksa’nın bizim için önemi yüksektir. Bunun ana sebeplerinden bir tanesi Hz. Muhammed’in miracının burada gerçekleşmesidir. Öte yandan Kuran-ı Kerim'deki İsra suresinin ilk ayetinde Mescid-i Aksa'nın adına yer verilmiştir. Mescid-i Aksa’nın Hristiyanlar için önemi ise bu dinin Kudüs’ten yayılmaya başlaması ile ilgilidir. Dolayısıyla Mescid-i Aksa’nın diğer dinler için önemi de yüksektir.

Mescid-i Aksa’da yatan peygamberler arasında Hz. Süleyman ve Hz. Davud yer almaktadır.

Mescid-i Aksa’nın kapıları toplamda 17 adettir. Öte yandan 4 minareden meydana gelmektedir.

Mescid-i Aksa’nın duvarında yazan yazının Türkçe çevirisi, ‘Komutanı Muhammed olan bir ümmet boyun eğmez’dir.

M.S. Romalılar tarafından tekrar harabeye çevrilen bu yapı, 757 yılında Abbasiler döneminde tekrar inşa edilmiştir. Yıkık olduğu dönem boyunca kutsal sayıldığından parçaları korunmuştur. Daha sonra ise Kudüs’ün haçlıların kontrolü altına girmesi ile birlikte, haçlılar Mescid-i Aksa’nın adını Süleyman Mabedi olarak  değiştirmiş ve kiliseye çevirmiştir. Selahattin Eyyübi’nin kontrolü ele alması ile birlikte yapı tekrar restore edilmiş ve kıblesi Arap cami mimarisine uygun hale getirilmiştir. 1516 yılına gelindiğinde ise Mercidabık Savaşı’nda Memlükleri mağlup eden Yavuz Sultan Selim’in, Kudüs’ü teslim alması ile birlikte Mescid-i Aksa da Osmanlıların kontrolü altına girmiştir.

Mescid-i Aksa’nın müslümanlar için öneminin bir diğer sebebi ise Hz. Muhammed’in namaz kıldığı ve miraca yükseldiği yer olmasından gelir. Öte yandan Burak Mescidi, Taht-ı Süleyman, Makam-ı Süleyman, Medreseler ve Mescidlerin Mescid-i Aksa içerisinde yer alması önemini herkes için daha da arttırmaktadır.

Mescid-i Aksa ilk yapıldığı günden bu yana epey değişiklik geçirmiştir. İlk yapımında dikdörtgen formda yapılmıştır. İlk hali mihraba dik olacak şekilde 15 sahın, mihrap duvarına paralel bir yatay sahının keşisecek şekilde yapılmıştır ve bazilikal plan çerçevesinde yapılmıştır. Bu özelliği ile çevresinde bulunan diğer yapılardan ayrılmaktadır. Öte yandan içerisinde çok ince işçilikle yapılmış olan işlemeler bulunmaktadır. Örneğin, minberin yüzeyi bitkisel ve geometrik bezeme ile kaplanmıştır.

Bu kadar önemli bir mabedi müslümanlar koruyamasa da, Allah kendi kutsalını korur.