Serdar Ermiş

Serdar Ermiş

FAHİŞ FİYAT YANGINI

FAHİŞ FİYAT YANGINI

Fahiş fiyat lafı son dönem herkesin ağzında.

Marketteki, çarşı-pazardaki durumu iyi anlatıyor mu? Evet...

Bu yılki fiyatlar gerçekten "Fahiş" kelimesinin hakkını tam olarak verdi.

Fahiş fiyat adeta moda oldu. Her sektöre iğneden ipliğe yayıldı.

Aslında zam yapmayı fiyatları artırmayı herkes istiyordu.

Üreticiler bir gerekçe arıyordu kendine.

Haklı olan da var, bu durumu bahane edenler de...

Herkes dolar kurunu bahane gösteriyor.

Ama dolar kuru bu hale yeni gelmedi.

Örneğin geçen yıl bu zamanlar dolar 7,5 liraydı.

Geçen yıla göre 1 liralık bir başka deyişle yüzde 15'lik artış var.

Yani dolar kuru nedeniyle zam yapılıyor olsa yüzde 15'lik bir artış olması gerekiyor.

Enflasyon baz alındı diyelim o zaman da yüzde 20 olurdu.

Biliyorum. Hesap bu kadar basit değil. Fakat yüzde 100, yüzde 200 zamlar da makul değil.

Geçen yıl 1 lira olan salçalık domates bu yıl 2 lira 25 kuruş.

Geçen yıl 2 lira olan kornişon 6 lira.

Birçok üründe tablo benzer.

Yani ortada bir fahiş fiyat durumu çok net bir şekilde var.

Ama suçlu yok.

Ticaret bakanlığı 5 zincir marketi incelemeye almış.

Hiçbir şey çıkmayacak.

5 market bu işin profesyoneli.

Bu tartışma da yeni değil.

Dolayısıyla minareyi çalan kılıfı çoktan hazırlamıştır.

Yapmadılarsa da zaten ortaya bir şey çıkmayacaktır.

Bu denetimlerden sonra ortaya bir suçlu çıkacağını düşünenler hayal kırıklığı yaşar.

Sorsanız herkes masum.

Üretici de hal esnafı da aracılar da marketler de.

Niye suçlu bulamıyoruz biliyor musunuz?

Çünkü hepimiz aynı şeyi yapıyoruz.

Herkes aynı şeyi yapıyor.

Hangi sektöre bakarsanız bakın durum aynı.

Yeter ki birazcık talep fazla olsun.

Yeter ki fırsatı bulunsun.

Bu konuda şapkamızı önümüze koyup düşünelim.

İş kendimize gelince hep haklıyızdır. Başkası yaptığı zaman kızarız.

Bu güçlünün güçsüzü ezdiği sistemde, bol bulunan bir şey üretiyorsanız mağdursunuz demektir.

Çünkü alıcılar bunu çok iyi kullanıyor.

Zaten en çok ezilen üreticiler de bu tür ürünleri üretenler.

Üreticilerin de en büyük sorunu pazarlamayı hep başkalarından beklemeleri.

Köyde yaşayan 3 kişi bir araya gelip işlerini birlikte yapsa, ürünlerini birlikte satsa hiç biri mağdur olmayacak.

Ama nedendir bilinmez köyde yaşayan çoğu akraba olan bir avuç insan bir türlü birlikte hareket edemez.

Ama egodan ama inattan ama cahillikten...

Bundan hep zararlı çıkarlar.

Hasat zamanı burnundan kıl aldırmayıp, yılın kalan kısmını ürününün ucuza gitmesinden yakınarak geçirirler.

Hep "Gelecek sene şöyle yapacağım, böyle yapacağım" derler.

Ama bu düzeni değiştirecek hiçbir adım atmazlar.

Avrupa'daki çiftçiler hayvancılar hep dillerinde olur.

Ama onların bu işi böyle yaptıklarını konuşmazlar.

Neredeyse her köyün bir markası olduğunu ve tüm üreticilerin birlikte hareket ettiğini duymak istemezler.

Bu konuda üreticilerin durumu gerçekten içler acısı.

Ama hiçbir çaba göstermeyen sadece al sat yapanların keyfi beyde paşada yok.

Elinde bozulan ürünün parasını bile üstüne koyarak, ürünü ucuzken alıp bekletip pahalanınca satarak günlerini gün ediyorlar.

Sorsanız da onlardan dertlisi yok.

Suçu hemen başkanı atıverirler.

Ellerindeki en güçlü argüman da nakliye ücretlerinin pahalı olmasıdır.

Fakat nakliyecilere parayı koklatırlar.

Nakliyecilere sorarsanız bunun ne kadar doğru olduğunu anlarsınız.

Onlar da üreticiler gibi ezilenlerden.

Onların da benzer hataları var.

Onlar da elinde para olanların mağdur ettiği kesimlerden biri.

Hasılı iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıralım.

Fırsatını bulduktan sonra karını tavana çıkarmayacak kimse var mı? Yok.

Devletimiz bu fırsatçılar karşısında güçlü mü? Hayır.

Baksanıza fahiş fiyatlar neredeyse 7 aydır var. Bu fiyatlar yeni bu hale gelmedi. Müfettişlerimiz ne zaman duruma el koydu? Daha yeni... Kurbağanın gözü patladıktan sonra.

Bu yaz ayı fahiş fiyatlarla geçti.

Ürün bollaştı ama fiyatlar hiç düşmedi.

Bundan sonrası da zaten kış.

Kışın hiç düşmeyecek.

Atı alan Üsküdar’ı geçti yani.

Bundan sonraki denetimler ancak göz boyamaktan öteye gidemez.

Ama şunu da belirteyim, milletin bu göz boyamalara karnı tok artık.

Cebine ve karşısına gelen etiketlere inanıyor.

 

Bu durumun düzeltilmesi herkesin iyiliği için elzem.

Çünkü bu öyle bir konu ki hafife alınır bir tarafı yok.

Milletin kırmızı çizgisi burası.

Bu yangın sadece insanların cebini yakmaz.

Yeri gelir tüm ülkeyi sarabilir.

Dikkat etmek lazım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Ermiş Arşivi