Koronanın ayak sesleri gelmeye devam ediyor
Havaların soğumasıyla birlikte hastalıklar da gözle görülür bir artış mevcut. Çoluk çocuk, genç yaşlı fark etmeksizin herkesin hasta olduğu bir dönemdeyiz. 3 kişiden 2’sinin hasta olduğu bu dönemde ne kadar dikkat edilse de hastalanmamak mümkün olmuyor.
Genellikle soğuk algınlığı olarak görülen bu hastalık insanların kafasında korona geri mi dönüyor şüphesini de beraberinde getiriyor. Hele ki Çin’den gelen ilginç haberler korona ile ilgili endişelerimizi artırıyor. Çin’de günlük vaka sayısı geçen haftadan bu yana ikiye katlanırken,6 aylık aranın ardından koronavirüs kaynaklı can kayıpları da yaşanmaya başladı. Koronanın ayak sesleri geliyor. Onlar tedbire başladı bile. Okullarda online eğitime geçtiler, test zorunlulukları başladı.
Biz de artık her bir öksürüğümüz de acaba korona mıyım diye kendimize sormadan geçemiyoruz. Her ne kadar pandeminin üzerinden 2 sene geçse de psikolojik olarak etkisi devam ediyor. Koronanın sadece fiziki olarak değil psikolojik olarak da üzerimizde bıraktığı bu etkilerin bir süre daha devam edeceği belli.
Bu süreçten sonra bağışıklığımıza dikkat ederken psikolojik olarak da kendimize bakmaya özen göstermemiz gerekiyor. Her şeyin gelip geçici olduğunu ve bu süreçlerin de geçeceğini bilip buna göre hareket etmemiz gerekiyor. Umarım korona gibi bu psikolojik sürecinin de bir an bitmesi dileğiyle.
Tabi süreci normal bir şekilde atlatanlar için pandemi ya da korona çok fazla şey ifade etmiyor olabilir ancak salgında en yakınını kaybedenler için, işini kaybedenler için, maddi ve manevi olarak yıprananlar için, hastalığın pençesinde kıvranan sağlıklı bir nefes alabilmek için günlerce makineye bağlı kalanlar için “salgın”, “pandemi”, “koronavirüs” hatta Çin, Wuhan, aşı, entübe gibi kelimeler çok ama çok fazla anlam ifade ediyordur. Allah tüm insanlığa bir daha o kötü günleri yaşatmasın.
Bunun için tedbiri elden bırakmadan yola devam etmek gerekir. Belki maske takmıyoruz ancak hijyene, özellikle de hastayken sosyal mesafeye dikkat etmeliyiz. Grip, soğuk algınlığı demeden kendimizi korumak zorundayız. Bu zorunluluk biraz da toplumsal yaşamın bir gereği. Topluma karşı sorumluluklarımız unutulmamalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.