Gaflet uykusu!
Dimyat Mısır'da, Süveyş Kanalı ağzında ve Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısır'ın meşhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan ülkemize gelirdi. Tarlasından kalkan buğdayları bulgur tüccarlarına satan Türk tacir, oradan gelen parayla Dimyat'a pirinç almak için gider, fakat Türk tüccarının bindiği gemi Akdeniz'de korsanlar tarafından saldırıya uğrar ve adamcağızın bütün altınlarını soyarlar. Bin bir zorluk içinde Türkiye'ye dönen pirinç tüccarı o yıl pirince giderken evdeki bulgurdan olarak eli boş döner...
Konyaspor'un neden farkı artıramadı, neden bu maç berabere bitti tartışmasına girecekken mağlup olmak, tam anlamıyla eldeki bulgurdan olmaktan başka bir şey değildi. Konya’ya gelen Beşiktaş taraftarlarının edepli duruşunun altını çizmek istiyorum. İnsanla hayvan arasındaki fark edeptir. Edeple gelen lütufla gider.
İlhan Palut geçtiğimiz hafta güzel oyun ile fark oluşturan 2.devredeki takımla sahaya çıkmıştı. İlk düdükle birlikte Mert'in hediye ettiği golle zahmetsizce öne geçmiş ve adeta 1-0 önde başlamıştı. İlk yarıda daha çok orta alan mücadelesi gibi geçti. Konyaspor topu rakibine verdi. Müsaade edilen alanda bir oraya bir buraya top çevirdiler. İlk yarının son dakikası Bytyqi zor olanı yapmasa soyunma odasına 2 farkla gidilecekti. İkinci yarının başında Çekici oyuna dahil oldu. Hoca haklı olarak skor ihtiyacı olmadığından orta sahayı 3'ledi. Buradaki hata özellikle sertlik derecesi yüksek olan maçlarda Paz'ın fazla yumuşak kalması ve haliyle oyunda kalması oldu. Çekici ve Soner aynı anda değişmeliydi. Nitekim o yumuşak karnın yaptığı hata ile beraberlik golü gelmişti. Direkten dönenler, kalecinin çıkardıkları dışarı vurduklarımız ile birkaç farka gidecek fırsatları cömertçe harcadık.
Bytyqi'nin direkten dönen şutu ise tamamen şanssızlıktı. Oyuna Soner'in girişi ile baskı bir tık daha artmıştı. Maç içerisinde karşılıklı çok pozisyon, git-gelleri çokça yaşadığımız anlar olmuştu. Futbolda değişmeyen bir kural vardır. Atamayana atarlar! Sadece bu maç için değil, lig başından beri, pozisyonları cömertçe harcamakta üzerimize yok! Rakibinizin oyuncularına tek bir şans bile verseniz onu değerlendiriyorlar. Dakika 10'da olsa 95'te olsa fark etmiyor. Sizden fazla kaçıranı da siz cezalandırıyorsunuz sistem bu şekilde devam ediyor.
Birde kaleci meselemiz var! Kaleci dediğimiz arkadaş, sadece 7:32-244 korumayacak! Kaleci diğer futbolculara kıyasla biraz "deli" olmak zorunda, bağıracak, çağıracak takımı yönetecek, karşı takım sesinden hareketlerinden rahatsız olacak! Takım neredeyse, son 3 maçta tüm sezonda yediğinden fazla gol yedi. Erten'i gönderip Erhan'ı almak kimin fikriyse tebrik ederim.
Ya arkadaş bitime kalmış 40 saniye top sende, ligimizde en iyi top çeviren takımlardan birisin, hatalar zinciri ile yenilen bu gol çok acı bir tecrübe oldu.
Maçı kaybetmiş olabiliriz ancak kazandığımız birşey var, Bytyqi ve Muric! Bytyqi eski günlerine döneceğini form düşüklüğünün artık sonuna geldiğini, Muric'te artık ortama, takıma uyumunu açıkça göstermeye başladı. Ters ayaklı iki kanat aynı anda oynadıklarında maç içinde zaman zaman yer değiştiklerinde farklı varyasyonları bize göstereceklerdir. Ankaragücü maçıyla takımın yeniden tırmanışa geçeceğine, gaflet uykusundan uyanacağına ve seri galibiyetler geleceğine inanıyorum. Ancak transfer konusu da oldukça önemli. İskandinav ve Balkan semalarını bir ziyaret etmekte fayda var.
Maçın sözü ; Unutma! Kazanmak çok çaba ister. Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.