İLKLER GÜZELDİR
Ekim 1857'de kurulan ve FIFA tarafından dünyada halen futbol oynayan en eski kulüp olarak tanınmaktadır. Ayrıca Her hangi bir kuruma bağlı olmadan kurulan ilk spor kulübüdür. Haliyle ilk profesyonel stadyum olan, Bramall Lane stadyumu da onlarındı. Dünyanın ilk yerel derbisi de Hallam FC’ye karşı ilklerde onlarındı. Tabi ki bahsettiğim kulüp Sheffield United! Daha birçok ilkleri olan kulübün ilk gece maçını oynaması, radyodan ilk maçı anlatılan takım olması ve ilk kırmızı beyaz çubuklu formanın kendilerine ait olması bunlardan sadece bir kaçı diyebilirim. Yani ilkler her zaman güzeldir…
Konyaspor’un kazandığı, ilk Türkiye kupası da, o anı yaşayanlar için en özel kupadır. Rakip yine Başakşehir futbol kulübüdür. Normal süre alışılagelmiş bir şekilde berabere biter ve sonrasında tarih yazılır. İşte o Başakşehir takımı karşısında bugüne kadar İstanbul’da alınmış ilk galibiyette kupa kadar olmasa da unutulmaz özel bir andır. 1988’de Galatasaray’a karşı alınan ilk galibiyet kadar özeldir. Sonradan Galatasaray’ın efsaneleri arasına girecek Suat Kaya’nın golüyle devirmesi bambaşka bir anlamdır. İlk UEFA Avrupa ligi maçının atmosferi unutulamaz, Konya’da oynanan ilk milli maç, Yeni stadyumda Torje’nin attığı ilk gol… Kısacası ilkler unutulmaz, ilkler özel ve güzeldir…
Konyaspor İstanbul’da şeytanın bacağını kırmak için Başakşehir’in karşısına çıkmıştı. Başakşehir sezonun en kötü başlangıçlarından birini yaparak sezona merhaba demişti. Konyaspor sonuca dayalı bir oyun oynasa da, ideal on birini henüz bulamamıştı. Kırmızı karta kadar olan bölümde tatsız tutsuz mücadele gücü yüksek, seyir zevkinden uzak bir maç izlemiştik. Rakip on kişi kaldıktan sonra topa daha çok hakim olduk. Fakat bunu pozisyona çevirmede zorlandık. İmdadımıza sezon başından beri olduğu gibi Sokol yetişmiş aldığımız tüm puanlarda etkini göstermeye devam etmişti. Skoru aldıktan sonra rölantide bir oyunla bunu koruyarak 3 puanı hanemize yazdırmış ve Başakşehir deplasmanından ilk galibiyetimizi alarak dönmüştük.
Karşılaşmanın hakemi etliye sütlüye karışmadan, yere düşen neredeyse her oyuncunun lehine düdük çalarak, seyir zevki zaten düşük olan maçı, iyice keyifsiz hale getirdi. Oldukça vasat bir yönetim sergiledi.
Ahmet Oğuz’un performans düşüklüğü devam ediyor. Sanki, ben artık kesik yemek istiyorum. Buraya transfer yapın der gibi bir oyun anlayışına sahip, tek avantajı yerli olması onun dışında onbirde oynamayı hak eden bir oyuna sahip değil.
Konyaspor aldığı puanın karşılığında oyun oynamıyor. Takımın biran önce oyununu oturtması ve göze daha hoş gelen bir oyunla sahada olması gerekiyor. Yine de kötü oyunlara karşı alınan puanlar sevindirici, büyük takımlar kötü oynarken de puan almasını bilen takımlardır. Bunu adet haline getirmezsek kötü bir durum değil diye düşünüyorum. Milli arada hücum bölgesine yapılacak transferle birlikte, takım olgusunu da oturmak gerekiyor.
Şuan ligde iyi top oynayan takım sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Sezon açılışı sendromu diyelim. Bu süreçte ne kadar puan toplarsak, sezon devamı ve rotamızı belirlemeye de yardımcı olacaktır.
Maçın sözü; İstediğin kadar değil, çalıştığın kadar alırsın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.