Belki Beşiktaş’tan Galatasaray’dan Fenerbahçe’den puanlar aldık alacağız. Bu anlayışla onlar dışında galibiyet alacağımız takım, ekstraları saymazsak neredeyse yok! Bu durum bizi sevindirecekse bu ligde şampiyonluk görmüş takımlara yenilmeden küme düşen takımlara bakmak yeterli olacaktır.
Takım kötü, işe yaramaz bu ligi hak etmiyor demiyorum, aksine iyi bir takımımız olduğunu düşünüyorum. 
Teknik direktör bir takıma nerede lazımdır? Kadro seçiminde, oyun kilitlendiğinde yapılacak müdahalelerde ve skoru aldığınızda yapılacak hamlelerde. Yoksa fizyoterapistler takımı hazırlar oyuncular üç aşağı beş yukarı oynayacağı yeri bilirler. Hoca takımı kaosa götürmez varsa bir kaos onu çözer. Mehter takımı gibi gidersek bu lig bitmez.
İsmail Kartal ile ilgili 8-10 hafta problem yaşamayız diyordum ama kendi takımına bu kadar kötülük yapan teknik direktör de bilmiyorum bu takımı ne kadar çalıştırır ya da şehir onu ne kadar taşır. İlk yarı oyun üstünlüğünü almış takımın hem pozisyon buluyorsun hem oynuyorsun. Antep takımının ileriye top atıp bindirme yapmaktan ve duran toptan başka şansı yok çünkü takım oynamaya yönelik bir amaç taşımıyor. Durum böyleyken ilk yarı kötü performans gösteren Musa’yı oyundan almak doğru fakat oyunun en az oynanan bölgesine ikinci ön liberoyu almak neşterdir. Doğru hamle hücuma yönelik oyuncuyu oyundan alıp hücuma yönelik oyuncu almak değildir. Günümüz futbolunda yorulma bazlı değişiklik neredeyse yokken o zaman neden bu değişiklik? Böyle bir maçta başladığın 11’le sürdürsen en az bir puan alırsın . Sen bağlantı yapacak oyuncuları aynı anda sahaya sürüp sonra birer birer hepsini oyundan alırsan topa sahip olman yükselir ama skor hüsran olur. Konyaspor kazandığı ya da üstün oynadığı maçlara bakınız topa sahip olmada rakip daha pozitiftir.  Topu oradan oraya gezdirip durduk. Amir’in kilit pasları pozisyon zenginliğimizi ve tehlikemizi artırıyordu. Ondan yoksun çıktığımız ilk maçta mağlubiyet gelmesi bu işin cilvesiydi. 
Dar alandan topu çıkarmada muazzam işler yapıyoruz. Topu alıyoruz çeviriyoruz kanat bindirmeleri ortalar şutlar güzel şeyler, çektiğimiz şutlar her ne kadar ‘Rum kale’ye veya ‘bakırcılar çarşısı’na gitse de güzel diyelim. Kötü olan şeyler ne peki; Defans oyuncularımız topu oyuna süremiyormuşçasına Jevtovic’in hemen hemen her pozisyonda defansa gelip top çıkarması saçma, zira gelirken yanında en az bir iki oyuncu daha getiriyor gereksiz kendimizi hataya zorluyoruz. 40 metreden kaleye şu çekmek saçma, duran toplarda gerekli önlemi almayıp kontra yemek sinir bozucu, beraberliğe üzüleceğimiz maçta yenilme ise tarif edilemez. 
Hücum oyuncusunu çıkartıp hücum oyuncusunu oyuna sürmek, ön libero çıkartıp ön libero almak bağlantı yapacak kilidi çözecek oyuncuları kulübeye çekmek kaosu doğurdu. Yenilen golden sonra zaten zulüm gibi bir maç oldu. 
Hakem yönetiminin eleştirmeye bile değmeyeceğini düşünüyorum. Bu kadar kötü maç nasıl yönetilir ilk kez mi maç yönettiniz arkadaş bu söyleme var odası da dahildir.
Unutmadan, Miya’nın pozisyonunda endirekt vuruş yerine serbest vuruş verilmesine, Jevtovic’e yapılan sarı kartlık pozisyonda hücum faulü verilmesine şaşırdığımdan daha fazla şaşırmam diyordum ki ilk kez bir futbol maçında dışardaki oyuncu için topun dışarıya atıldığını ve bu yüzden diğer takımın centilmenlik yapıp topu geri attıklarını gördüm.  Aslında futbol birazda anlık zekayı kullanma işi, bu kaos futbolunda en çok ihtiyacımız olan oyun zekasıydı…
Maçın sözü; Bazen kaybetmek geleceği daha güzel şekillendirir.