PATRON BENİM!
En son alt ligde mücadele ederken deplasmanda, 2012 yılında yendiğimiz Adana Demirspor deplasmanı, kâğıt üzerindeki kadar kolay geçmeyeceği aşikârdı. İşin psikolojik boyutu şöyle dursun, maça 2 gün kala Adana temsilcisinde teknik heyet değişmiş ve geçici bir durumda olsa moral motivasyonları pik yapmıştı.
Maddi problemlerinin sıkıntısı yanında, sezon başından beri o ya da bu şekilde galip gelememe psikolojisiyle başa çıkmaya çalışan Demirspor, sanıldığının aksine o kadar da kötü takım değil! Ancak şehrin takımına bir inancı kalmamış durumda! Bunun yanında sosyal medya hesapları da yorumlara kapatıldığını düşünürsek, takımında şehre inancı yok! Futbolcuların parasını alıp alamadığını bilmiyoruz, zaten bu onların iç sorunu fakat böyle bir ortamda varıyla yoğuyla mücadele ettikleri için aslında büyük bir tebriği hak ediyorlar. Gelelim bize …
Konyaspor’da işler maddi olarak rayına oturmaya başladı. Faiz yapılandırması kulübü büyük bir dertten kurtardı. Fakat bizimde aşmamız gereken çok sorun var! Takım an itibariyle 9.sırada bulunuyor. Ama hiçbir şekilde memnun olmayan bir güruh var. Bu güruh şampiyonluğa oynadığımız dönemde de mutlu değillerdi. Bu insanları stadyumda göremezsiniz sosyal medyada gezinip hakaretini eder, kendini tatmin eder. İnsanları strese sokar ve ortadan kaybolur.
Adana Demirspor maçı bir maçtan çok daha fazlasıydı. Zira Konyaspor üzerinde bulunan takımlardan, Samsun, Eyüp, Başakşehir maçlarından galip gelmiş, altında bulunan takımlardan, Trabzon, Antep, Bodrum’a yenilip Kayseri, Hatay takımlarına da puan vermişti. Buradan çıkan sonuç; Kapanan takımlara karşı ciddi şekilde zorlanıp, kilit açmayı başaramayan bir Konyaspor varken, daha çok topa sahip olup, göze hoş gelen yani açık oynayan takımlara karşı da istediğimizi almakta daha başarılı bir Konyaspor gerçeği var! Adana Demir takım otobüsünü çektiği halde bir şekilde skoru bulup, onu korumak, zorda olsa kilidi çözmeyi başardığı için bile çok çok önemliydi.
Zira bu maçtan olası bir puan kaybı birçok şeyi yeniden sorgulamaya sebep olacaktı. Neyse ki galibiyet geldi de bu sıkıntılı süreçte nefes almayı başardık. Recep Uçar bu karşılaşma ile aslında takıma bir mesaj verdi ki çok önemli bir mesajdı. Kim olursanız olun bu takımda kimse vazgeçilmez değildir. Burada patron benim!
Sahaya sürdüğü on bir içerisinde çok güzel bir mesaj barındırıyordu. Bu arada bu mesaj içerisinde de Tunahan’ı kazandığımızı söyleyebiliriz. Keyta ise yeteneklerinin yanında enerjisini ekonomik kullanma konusunda sıkıntı yaşıyor. Nikola’da bariz bir yükseliş göze çarpıyor. Slowik alınan 3 puanda en az Jevtovic’in golü kadar puanda pay sahibiydi. Jevtovic demişken orta sahada liderliği ile 2 haftada alınan puanların baş mimarı olmayı başardı. Pedrinho her geçen gün üzerine koymaya devam ediyor. Guilherme bu takım için ne kadar önemli olduğunu yine gösterdi.
İstatiksel olarak bakmak gerekirse; 30 orta, 15 şut, 10 korner, 412 pas, rakip ceza sahasında buluşma 27 iken Xg’nin 0.66 olması tek düşündürücü kısımdı. Aslında xg’nin düşüklüğünü golcü oyuncuların skor yapamaması ile de açıklamak mümkün.
Hakeme değinmeden olmaz tabi, genel olarak çok kötü maç yönetmedi. Ancak verdiği her kartta eyyam kokuyordu. Nikola haksız yere cezalı duruma düştü. Alexic’in kartında temas bile yok ne gördü de faul çaldı. Oyuncu itiraz edince hemen kart verdi! Slowik’e gösterdiği ise tamamen eyyam kartıydı. Karşılaşmanın 64.dakikasında yaşanan olaya gelirsek, futbolcu sağlığı bu oyunda her şeyden önemli eyvallah, başına darbe almamış bir oyuncu için oyunu durdurmak hakemin değil Konyaspor’un inisiyatifinde olmalıydı.
Bu galibiyetin anlamlı olabilmesi için bu hafta Antalya maçında galip gelerek bir seri başlatmak gerekiyor. 6 puanlık maçta hedef koymak için bulunmaz bir fırsat diyebilirim.
Maçın sözü: Her yolculuk ilk adımla başlar. Zirveye ulaşmak için ikinci, üçüncü ve gerekli tüm adımları atmak zorundasın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.