Süleyman SAYAN

Süleyman SAYAN

Pembe Ejderha!

Pembe Ejderha!

Anadolu insanı karışık kuruyemiş almayı sever. Arkadaş ortamlarında hepimizin almışlığı vardır. Fakat o ortamlarda ister istemez, önce Şam fıstıkları, kajular, fındıklar, cevizler derken en sona leblebiler kalıvermiştir. Ama bir de kabuğu çatlamadığı için ya da kırılmadığı için herkesin eline alıp bıraktığı bir Şam fıstığına muhakkak denk gelmişizdir. Futbol dünyasını bu arkadaş ortamı olarak görürsek, büyük yıldızlar, Şamfıstıkları, fındıklar ve kajular olarak görebiliriz. Kalburüstü oyuncular cevizler fıstıklar dersek standart oyunculara da leblebi olmak düşüyor. İşte bu benzetmedeki kabuğu kırılmamış Şam fıstığı ise Blaz Kramer’den başkası değil!

Kramer enteresan bir adam! Sıra dışı pembe saçları, sosyal medyada evine doldurduğu sokak köpekleri aslında bize kişiliği hakkında da bir şeyler veriyor. Slovenyalı futbolcular disiplin ve çalışmalar ile ön plana çıkan oyuncular. Bu durumu Skubic’ten çok iyi biliyoruz. İskandinavlar ve Balkanların tam ortasından olduğundan mı bilinmez, Balkanların sıcaklığını da almış Kramer. İskandinav, Balkan karışımı bir kişilik. Zaten kendi seçtiği gol müziğinde Balkanların en çok dinlenen sanatçılarından Mila Kitic’in sihirbaz şarkısını seçmesi bu durumu doğruluyor. Ayrıca o coğrafyanın oyuncuları bizde hep tutmuştur. Bu sezon kupada 3 gol, ligde 6 gol 3 asist son 5 maçta 6 gol 2 asist ile bir anda herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Slovenya’nın simgesi olan ejderha ve pembeye boyattığı saçlarından sonra yaptığı skor katkısıyla bu lakabı naçizane kendisine uygun gördüm. Tabi bir de fiziki yapısı, top saklaması, vuruş tekniği ve top sürme özelliği var ki gerçekten kabuğu kırılmak üzere…

Konyaspor, 6 puanlık Bodrum maçına çıkıyordu. Olası puan kaybı, hem teknik heyeti ve takımı etkileyecek hem de psikolojik olarak kritik bir sürece girecektik. Aslında son haftalarda pozisyona giren, zaman zaman iyi top oynayan bir takım vardı. Fakat sonuca gitme konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorduk. Burada 2 faktör çok önemliydi. İlk olarak Konyaspor ilk golü bulan taraf olsa bile maçı koparamıyor ve son dakikalarda yediği gol ile puan ya da puanlar kaybediyordu. Bodrum maçında iki farklı skor almasını bildiler. İkincisi ise hakemler Konyaspor hakemlerden bu sezon canı en çok yanan takımlardan biri konumunda, bu maçın hakemi Ümit Öztürk ise birkaç tartışmalı kart hatası yapsa da genel olarak kötü maç yönetmedi. Daha da önemlisi kötü niyetli maç yönetmedi diyebilirim.

Bir de Pedrinho gerçeği var. Sambacılar gerçekten futbolun seyir zevkine olumlu anlamda etki eden en baş aktörlerden diyebilirim. Orta alanda yaptıkları ile gerçekten fark oluşturdu. Atılan gollerin de arka planda mimarisinde o vardı. Gerçekten bizim için çok çok önemli oyunculardan. Atılan gollere baktığımızda, Recep Hocayla birlikte geçiş hücumlarından gelen goller gerçekten önemli. Ligin ilk yarısında önceki teknik ekiple duran top dışında gol atamayan bir takımdan, iyi top oynayan, güzel goller atan bir takıma evriliyoruz. Öte yandan bu oyunu sonuçlara yansıttığımızda daha güzel günlerin bizi beklediğini görmek zor değil! Ama yine de bu skor aldatmasın! Orta alan transferi olmazsa olmaz!

Gelelim olumsuzluklara; Bodrum maçında zaman zaman kontrolü ve topu rakibe verdik. Topsuz oyunda ne yapacağımızı görmek adına olumlu olsa da bu kadar yaslanmak başınıza iş açabilir. Slowik refleks olarak iyi bir kalecidir. Penaltı kurtarma yüzdesi ve top kurtarma yüzdesi oldukça iyidir. Başını derde sokan 2 durum var. Birincisi maceraya girmeyi seviyor. Bu durum başına zaman zaman iş açıyor. İkincisi ayakları ince değil! Yani ona fazla geri pas atmamanız gerekiyor. Konyaspor’a gönül verenlerin Sehic’ten dolayı oluşan rahatlık, Slowik için handikap durumunda! Çünkü o bu konuda çok üst düzey bir kaleciydi. Ligimizde kalecileri incelediğimizde birçoğunun ayağı düzgün olmaması karşın böyle bir tepki alması tamamen bu durumla alakalıydı.

Skor 3-0 olduğunda birtakım normalde fişi çoktan çekmiştir. Ancak Konyaspor’da son dakikalarda yediği gollerden, kaybettiği puanlardan dolayı psikolojik olaraktan çok canı yandığından takım panik halinde oynuyor. Bu durum oldukça tehlikeli! işte seri galibiyetlere bu yüzden çok ihtiyacımız var. Takımın en büyük eksiği öz güven diyebilirim.

Maç sonunda Mustafa Durmuş ağabeyimizin Bodrum’da aldığımız mağlubiyette bize çalınan Konyalım yürü şarkısına yaptığı "Aşk Bodrum'da Yaşanıyor" kontrası ise duruma nokta koymuştu. Önümüzde birbirinden önemli 3 maç var. Önce Avrupa’ya gitmenin en kestirme yolu olan Türkiye kupasında, ligin yükselen değeri Eyüp ile son derece önemli bir kupa maçı, ardından alt tarafla ilişiği kesip yukarıya net bakmamızı sağlayacak yine 6 puanlık Kayseri deplasmanına çıkacağız. 3.maçın önemi işte o kaybettiğimiz özgüvenli oyunu ve prestiji yeniden yakalama adına zirveyi zorlayan Samsun maçı olarak görünüyor.

3 maçta alınacak sonuçlara göre yeni bir değerlendirme yaparız.

Maçın sözü: İhtiyacınız olan iki şey kendinize güvenmek ve başkalarına aldırış etmemektir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman SAYAN Arşivi

5N1K

29 Ekim 2024 Salı 00:01