Yine bir mevsim değişimi yaşıyor ve sıcak yaz günlerinden sonbahara adım atıyoruz. Mevsim geçişleri fiziksel ve ruhsal olarak hepimizi etkiliyor. Beraberinde de salgın hastalıklar çoğalıyor. Anlayacağınız bugünlerde herkes hasta! Öksüren, aksıran, halsiz hisseden… Kısaca herkeste bir durgunluk, yorgunluk ve kırgınlık var. Yazımızın hemen başında peşin peşin uyarayım. “Griptir geçer canım!” demeyin. Çünkü geçmiyor. Çevremde gribe yakalanan hemen herkes günlerce hatta haftalarca çekiyor. Aman hafife almayın, sağlığınızı riske atacak şeylerden kaçının ve kendinizi koruyor.

Elbette vücudumuz biyolojik olarak yazın sıcak ve canlı günlerinden, sonbaharın serin ve melankolik havasına geçerken ister istemez değişimden etkileniyor. Peki bunun önüne nasıl geçilir. Uzmanlara göre cevabı çok basit aslında. Hani eski Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın pandemi döneminde dediği gibi “yakalanmamak” gerekiyor.

Mevsim değişikliklerinde, vücudumuzun bağışıklık sistemi yeni koşullara adapte olmakta zorlanabilir. Bu dönemde, dengeli ve besleyici bir diyetle vitamin ve mineral alımına özen göstermek, bağışıklığı güçlendirebilir. Özellikle C vitamini, D vitamini ve çinko, bağışıklık sistemini destekleyen önemli bileşenlerdir. Sebzeler, meyveler, kuruyemişler ve yeterli su tüketimi, bu süreçte kritik öneme sahiptir.

Ani sıcaklık değişimleri, üst solunum yolu enfeksiyonları gibi hastalıkların artmasına neden olabilir. Soğuk havalarda yeterince giyinmemek, vücudu soğuk hava akımlarına maruz bırakmak, hastalanma riskini artırır. Bu nedenle, dışarıda geçirdiğimiz zamanlarda kat kat giyinmek ve ani hava değişikliklerine hazırlıklı olmak önemlidir.

Ve belki de en önemlisi fiziksel aktivasyonlar… Mevsim geçişlerinde dışarıda daha fazla vakit geçirmek, hem fiziksel hem de ruhsal sağlık açısından faydalıdır. Düzenli egzersiz, bağışıklık sistemini güçlendirir ve stres seviyelerini düşürür. Yürüyüş, koşu veya açık hava aktiviteleri, doğanın tadını çıkarırken sağlığımızı korumak için harika fırsatlar sunar.

Tüm bunların üstüne bir de düzenli uyku oldu mu, biyolojik saatimizi bozmadan sağlıklı bir uyku çektik mi deyim yerindeyse turp gibi oluruz.

Beslenmemize dikkat etmek, fiziksel aktiviteyi artırmak ve bağışıklığımızı güçlendirmek, bu süreçte atılacak en önemli adımlardır. Unutmayalım ki, sağlıklı bir yaşam tarzı, hastalıklarla mücadelede en etkili silahımızdır.