Tufan Soydabaş

Tufan Soydabaş

Eğitimcinin eğitimi (1)

Eğitimcinin eğitimi (1)

Bundan yaklaşık 1(bir) sene kadar evvel ‘’Eğiticinin Eğitimi’’ diye bir sertifika programına katılmıştım. Bu kurstan çok istifade ettiğimi söylemek isterim. Bu hususta emeği geçen Uğur ATASEVEN hocama öncelikle şükranlarımı sunuyorum. Kendisinden çok istifade ettim. Bu kursta öğrendiklerimi teknik olarak anlatacak değilim ama herkese lazım olabilecek bu programda öğrendiklerimi spot bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Ne dersiniz? Hadi başlayalım.

Eğitici eğitimi kursumuz, eğitimci olmanın önemi, yetişkin eğitimi ve  çocuk eğitiminden farkı ve yetişkin psikolojisi ile başladı. İmza atabilen, başkasının iznine veya himayesine ihtiyaç duymadan yasal yükümlülüklerini yerine getirebilen ve ülkemizde yasal yetişkinlik yaşı olan, yaş 18 (onsekiz) dir. Yaşını bitirmiş kişilere yasal olarak yetişkin denilir.

Öz benliği gelişmiş, kendi yaşantısını kontrol edebilen ve yönlendiren, özgüven ve özsaygı olgularını hayatının her kademesinde kullanan ve geliştiren bireylere ne denir?… Bunlar Sosyolojik Açıdan yetişkin bireyler mi? Hayır… Bunlar Biyolojik olarak yetişkin bireyler mi? Hayır. Peki Yasal olarak yetişkin bireyler midir? Hayır. Ama bu kişilere Psikolojik olarak yetişkin bireyler denir.

Bu eğitimle, eğitimin anlık bir olgu değil, bitmeyen bir süreç olduğunu bir kere daha görmüş olduk. Eğitim ve öğrenme, hiç bilmediğimiz bir konuda profesyonel denilebilecek bir düzeye gelinceye kadar belli aşamaları olan bir döngü içerisinde gerçekleşiyor.

Yaş ilerledikçe öğrenme hızı azalır. Yeterince zaman ayırmak koşuluyla, her yetişkin her türlü bilgiyi öğrenebilir. Yetişkinler, çocuklara göre daha yavaş öğrenirler. Ama yaş ilerledikçe öğrenme gücü azalmaz artar. Enteresan değil mi? Yetişkinin öğrenme güdülerinde; kişisel gelişme, meslek güdüleri, sosyal ilişkilerin önemli yeri vardır fakat toplumsal aktarımın önemli bir yeri yoktur.

Andragoji, yetişkinlerin öğrenmesine yol göstermenin ya da yardımın bilim ve sanatın adıdır. Bir konuyu öğretmek için ortak olarak çalışma anlamına Sinergoji denir. Bir yetişkinin, eğitime katılmasını önleyen kişisel engellerin ne olduğu hiç aklınıza geldi mi? mesela tuttuğum notlardan bunlar: Bilinmeyenden korkma, gülünç olma korkusu, güvensizlik ve sosyal açıdan yetersiz olma korkusu. Ses tonu kişiler arası iletişim de çok önemli bir yeri vardır.

Eğitimci her şeyden önce “etkileyen insan”dır. Bu nedenle eğitimlerden önce katılımcıların ihtiyaçlarına göre subjektif düzenlemeler yapmaz. Çünkü bilmesi ve kendisine sorması gereken ilk şey ‘buradaki insanlar benden ne duymak istiyor, anlatacaklarım onların hayatlarında ne gibi değişikler yapacak?’ Bu iki sorunun cevabını bulabilmek için katılımcılar hakkında önceden bilgi edinir, anlatacakları ile ilgili hazırlıklar yapar. Örnek olaylar, anekdotlar, yaşanmış hikayeler, mesela… bunlar bilinçaltı kanallarını açar. Öğreneni, konunun içine çeker ve konunun geleceğine hazırlar.

Eğitimci, etkili bir iletişimcidir ve iletişim kanallarını çok iyi derecede kullanır. Bilir ki; insanları etkilemede ilk izlenim %93 önemli ve bunun için 30 saniye süresi vardır. İletişimde; deden dili %55, ses tonu %38, sözler %7 etkilidir. İşte bu %93 beden dili ile ses tonunun etkisidir. İletişim unsurları içerisinde en etkilisi, gördüğünüz gibi beden dilidir. Dil yoluyla 40 bin iletişim sinyali verebilirken, beden dilimiz ile 750 bin sinyal vermekteyiz. Eğitimci aynı zamanda iyi bir liderdir. Liderlik, etkilemek ve sürüklemektir. Bunun %12.5 u bilgi ile %87.5 u ise iletişimle gerçekleşmektedir.

Öğretme: Bir öğrenmeyi sağlama veya kılavuzlama faaliyetlerinin bütünüdür. Eğitimde kullanılan görsel ve işitsel araçların ne gibi avantajları vardır? Öğrencilerin güdülenme düzeyleri artar, öğrenmeyi somutlaştırır, öğrenilecek konular üzerinde daha etkili alıştırma ve pratik yapmayı sağlar. Eğitim bilim uzmanlarının eğitimin tanımı ile ilgili olarak üzerinde uzlaştıkları ortak nokta; Eğitimin bir değişim süreci olduğudur. Konu ne kadar önemli değil mi? Şimdilik burada bırakalım, önümüzde ki hafta devam edeceğiz. ([email protected])

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tufan Soydabaş Arşivi
SON YAZILAR