Tufan Soydabaş

Tufan Soydabaş

Sekiz saatlik uykunun önemi

Sekiz saatlik uykunun önemi

Aşağıda sekiz saatlik uykunun ne kadar önemli olduğuna dair bir makale paylaşıyorum. İyi okumalar

Günde sadece 6 saat uyku, hiç uyumamak kadar kötü etkilere sahip olabiliyor!

Yeterince uyumamak, sağlığınız ve üreticiliğiniz için kötüdür. Esnemeyin, esnemeyin. Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak yapılan bir araştırmanın sonuçları, uyku eksikliğinin uzun vadede birikmesinin performans üzerinde ne kadar olumsuz etkiye sahip olabileceğini gözler önüne serdi.

Laboratuvar ortamındaki bir uyku araştırmasında iki hafta boyunca sadece altı saat uyumalarına izin verilen denekler, iki gün boyunca hiç uyumayan denekler kadar kötü performans sergilediler. İşin şaşırtıcı tarafı ise şu: 6 saat uyuyan denekler, performanslarının gayet iyi olduğunu sanıyorlardı.

Sleep jurnalinde yayımlanan makalede, 48 denek üzerinde uyku araştırması yapıldı ve bu denekler farklı gruplara ayrılarak günde en fazla dört, altı veya sekiz saat uyumalarına izin verildi. Talihsiz bir grubun ise üç gün boyunca hiç uyumasına izin verilmedi.

Laboratuvar çalışması boyunca denekler, uyudukları zamanlar haricinde her iki saatte bir bilişsel performans ve reaksiyon (tepki) süresi bakımından sınandılar. Ayrıca duygu durumları veya herhangi bir semptom hissedip hissetmedikleri konusunda kendilerine sorular soruldu.

Altı Saat Uyku Neden Yeterli Değil?

Tahmin edebileceğiniz üzere, günde sekiz saat uyumasına izin verilen denekler, ortalamada en yüksek performansı gösterdiler. Sadece dört saat uyumasına izin verilenler, her geçen gün daha da kötü performans gösterdiler. Günde altı saat uyumasına izin verilenler normal yaşantılarını sürdürüyor gibiydiler. Ta ki deneyin onuncu gününe kadar...

Deneyin son birkaç gününde, günde sadece altı saat uyumasına izin verilen deneklerin bilişsel performansı, hiç uyumasına izin verilmeyenlerinkiyle aynı seviyeye düştü. Bir diğer deyişle, günde altı saat uyku, iki gün boyunca hiç uyumamak kadar kötü olabiliyor. Günde dört saat uyuyanların da performansı düşüktü. Bu kişiler, dip noktasına diğerlerinden daha da hızlı ulaştılar.

Araştırmanın en önemli sonuçlarından birisi, altı saat uyku uyuyanların uyku seviyelerini "hiç de fena değil" olarak nitelendirmesiydi. Hatta bilişsel kapasiteleri yokuş aşağı giderken bile! Hiç uyumayan grup, en azından "giderek daha da uykulu" olduklarını belirtebilmişlerdi. Deneyin sonunda, bu grubun uykululuk hali iki kat arttı. Ancak altı saatlik grupta bu değer sadece bir kat arttı. Bu bulgular, insanların uykululuk hallerini nasıl değerlendirdiklerine yönelik soru işaretleri doğuruyor. Bu kişiler, bilerek veya bilmeyerek reddediş halinde gibiler.

Ne Kadar Uyuduğumuza Dair Hiçbir Fikrimiz Yok!

İşleri daha da karıştıran, insanların gerçekte ne kadar uyuduklarına dair tahmin yürütmede berbat olması. Örneğin, CDC tarafından raporlanan bir Davranışsal Risk Faktörleri Takip Sistemi araştırmasına göre, Amerikalılar'ın % 35'inden fazlası günde yedi saat uyuyor. Yani her 3 kişiden 1'i. Ancak uyku problemleri olan kişiler, her gece ne kadar uyuduklarını tahmin etmekte güçlük çekiyor.

Chicago Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, insanların gerçekte uyudukları süreyi daha fazla veya daha az tahmin etme ihtimalinin eşit olduğunu gösteriyor. Epidemiology jurnalinde yayımlanan bir diğer uyku araştırmasına göre ise insanlar genellikle uyudukları süreyi, gerçekte olandan 0.8 saat (veya 48 dakika) daha fazla tahmin ediyorlar. Aynı araştırmaya göre, altı saatten daha uzun süre uyuyan insanlar, uykularını gerçekte olandan 30 dakika fazla tahmin etmeye meyilliler. Yani eğer her üç Amerikalı'dan biri gibi siz de günde yedi saat uyuduğunuzu zannediyorsanız, muhtemelen gerçekte sadece altı saat civarı uyuyorsunuz.

Dolayısıyla kimse gerçekte ne kadar az uyuduğunun farkında değil ve az uyuduğumuzda, gerçekte uyuduğumuzdan daha fazla uyuduğumuzu sanıyoruz.

Birazcık uyku eksikliği bile (örneğin sekiz saat yerine altı saat uyumak bile), iki hafta gibi bir süreye yayıldığında, ağzı açık bırakacak sonuçlar yaratıyor. Birikimli uyku eksikliği yeni bir kavram değil; ancak bu etkileri net bir şekilde ortaya koyabilen akademik araştırma bulmak güç..Sağlıklı Kalın.(Kaynak: Medical News Today) [email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tufan Soydabaş Arşivi