KONYA HABER
Konya
Açık
24°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
41,2952 %0,25
48,7903 %0,47
4.857,03 % 0,00
Ara

Sen hâlâ orada mısın?

YAYINLAMA:

Vaktin zamanında iki keşiş, (keşiş demek, hristiyanlarda evlenmemiş papaz rahip anlamındadır) , nehir boyunca şöyle bir tur atalım derken, nehrin kenarında, nehrin karşı tarafına geçmek isteyen ve yüzme bilmeyen bir kadına rastlarlar. Belli ki kadın yüzme bilmemekte ve keşişlerden yardım istemektedir. Kadın söze dalar, “Bana yardım edebilirmisiniz?” Keşişlerden genç olanı atılır, “Hayır hanımefendi size yardım edemeyiz” kadın merakla sorar “Niye?”  Genç keşiş altta mı kalır, hemen atılır “İnançlarımız gereği bir kadına dokunamayız.” O sırada şimdiye kadar konuşmayan yaşlı keşiş lafa dalar, “Ben size yardım edebilirim.” Genç keşiş, kendinden yaşça büyük olan keşiş bu söylediklerine çok bozulmuştur. Yaşça büyük olan keşiş,  kadını sırtladığı gibi karşı kıyıya geçirir.

Kahramanlarımız, kadını karşıya geçirdikten sonra yola tekrar revan olurlar. Keşişler bir birleri ile konuşmamaktadırlar ama genç olan keşiş sürekli kendi kendine söylenir. Bu böyle olmamalıydı, yanlış yaptık, yapmamalıydık. Bu inançlarımıza aykırıydı falan.. Yaşça büyük olan keşiş, genç olanın bu mırıldanmalarına dayanamaz, sorar “Niye hâlâ kendi kendine mırıldanıyorsun?’’  genç olan cevap verir. “Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Kadınlara dokunmayı bırak bakmamız bile yasak, sen nasıl bunu yapabildin?” Yaşça büyük olan tebessüm eder ve “Ben onu bir mil geride bıraktım, sen hâlâ orada mısın? Ve sen hâlâ taşıyorsun.”

Hikayemiz burada son bulmakta. Buradan nasıl öğütler toparlayabiliriz sizce, ne dersiniz?  Beyin aslında geçmişteki anıları, yirmi dakika hafızda tutar. Yani fıtraten yirmi dakika sonra resetlemeye meyillidir. Amacı sizi hayatta tutabilmek için elinden ne gelirse yapmaya adeta koşullanmıştır. Ama siz, düşüncelerinizle ve anılarınızla yaşamaya devam ederseniz, bu özelliği ile sizi ayakta tutamaz. Bu yüzden düşüncelerinizin ve onların gücü çok önemlidir.  Burada vurgulanmak istenen, geçmişin size takıntı olabilecek ve sizin enerjinizi alabilecek, söylemlere takılmadan hayatınızı idame ettirmenizdir. Güzel bir sözle bitirelim, “Siz düşünceleriniz değilsiniz, siz düşüncelerinizin gerisinde ki mutlak bilinçsiniz. Düşünceler çoğu zaman negatif ve acı vericidir. Gelecekten beklentilerimiz vardır, gelecekten bazen korkarız. Şu anda bir şeylerden şikayet ederiz. Geçmişte yaptıklarımız bizi rahatsız eder. Tüm bu düşünceler egomuz tarafından üretilir fakat gerçek kimliğimiz egomuz değildir. Egonun ürettiği düşünceleri objektif bir şekilde gözlemleyip o düşünceler girdabına kapılmama çabası,  bizi ruhani hürriyete götüren ilk adımdır. Sadece şimdiki anın gerçeği vardır. Şimdiki ana direnmeyin sadece kabul edin. Acılara bağımlı olmayın. Eckhart  Tolle.” Sağlıcakla kalın.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *