Ev fiyatları uçmuş ya
Şükürler olsun güne yine muhteşem başladık. Ve bu satırları yazmak için klavyemize selam verirken hiçbir şey ve kimsenin gücü moralimizi bozmaya yetmemişti.
Dün sabah yine şehrin bir dönem merkezi olarak bildiğimiz büyüdüğümüz gençliğimizin geçtiği Zafer Meydanında idik.
Zafer’in Zafer olması, o yıllarda ticaretin türbe önünden önce Saray Çarşısı’na oradan da bu tarafa doğru kayması ile oldu.
Haaaa bir de 80 öncesi siyasetin özellikle de ülkücü camianın odak noktasının burası olmasıydı.
Ama Zafer esnafının duyarlılığı, insanlığı, örnek ticareti, ticaret yapan insanlarının güzelliği, birde İdmanyurdu Çarşısı, bu çarşıda Konya’nın ilk yürüyen merdivenlerinin olması, Konyalının yürüyen merdiven ile tanışması gibi durumlar, Zafer Meydanını ve bölgesini bir taraftan Şato Form Kavşağı’na diğer yandan Arapoğlu Makası, Rampalı Çarşısı ile yine Saray Çarşısı ve Türbe önüne ulaşması...
Konya’nın pek çok yönü ile ticaretinden siyasetine erkeğinden kadınına, 7 yaşındaki çocuğundan 77 yaşındaki emeklisine kadar tüm Konya’nın kalbi idi bu bölge.
Ama dün sabah gördüklerim ve yaptığımız bir iki esnaf ziyareti ile çok üzüldüm.
Bizim Zafer, Konya’nın zaferi bitmiş.
Tarih olmuş.
Esnaf kan ağlıyordu.
Konyalı artık mecbur kalmadıkça Zafer’de yürümüyormuş.
Zafer’de alışveriş yapmıyormuş.
Niye mi?
Çünkü bizim o tarihe tanıklık eden güzel meydan Suriyelilere kalmış.
Haaa aman sakın ha burada ırkçılık yapıyor, bölücülük yapıyor filan demeyin.
Bir kere bu kardeşlerimizi seve seve aldık kabul ettik.
Biz bu konuda esnafın, işyeri sahiplerinin mülk sahiplerinin dediklerini diyoruz.
Başta Emniyet olmak üzere bölgede hiçbir olumsuz olayın yaşanmaması için devletin tüm birimleri saat gibi kusursuz çalışıyor.
Ama laf aramızda bu da bizim biz bize bir sorunumuz olmuş.
Dedik yazdık ve unuttuk.
..........
Bu halimizi dün en güzel şekilde iki değerli okurumuz şöyle özetlemiş.
Süleyman Usta, “Boşver usta biz alışığız. Siyasetçi 3 ahbabı ile Meram’da çay içer arkandan şu gazeteye şu ilanı bu gazeteye bunu verin şunun kulağını çekin bunu tehdit edin der. Senin yüzüne ‘vay abem aslansın kaplansın’ der. Gazeteci siyasetçinin yediği her haltı bilir duyar ekmek parası der ses etmez. Ama her ortamda dile getirirken kendi köşesinden methiye düzer. Biz alışığız bu ortama sen canını sıkma.”
...........
Ben de Süleyman abimize diyorum ki, “Vay benim abim vay. Sen ne güzel insansın”
Durum ahvalimizi bu kadar güzel özetlenir işte.
..................
Genel durumu özetleyen ve rumuzunda da bize gönderme yapmayı ihmal etmeyen “Yağcılığı bırakıvır Uğur abem” diyen okurumuz ise
“Hafızlara İstanbul'dan döndüyse söyle de Konya'yı da Ekrem'e kaptırmasınlar Uğur abem.. Al sana Şehir Caddesi, Rampalı Çarşı, Kadınlar Pazarı, Meram Yeni Yol, Zafer Sanayi girişi, Çimento fabrikası, ekmek satan fırınların yol işgaliyeleri, otoparksız ruhsat verilen kafe ve lokantalar, kaldırımları zapt eden marketler... imar işleri, çevre temizliği, trafik, durumlar hoş değil Uğur abem...”
...........
Fazla kurdalamayalım değil mi?
NORMALLEŞMEDE HADDİ AŞMAMAK GEREKİR
Sayın Cumhurbaşkanımız ısrar ve inatla söylüyor.
Sağlık Bakanımız Koca her zaman söylüyor.
Bu normalleşme sürecini iyi atlatabilirsek dünyaya örnek olup tarih yazmaya devam edeceğiz.
Bu duyarlı dostumuz önce şu fotoğrafları attı sonra da soruyordu;
Burası Selçuklu Kredi Yurtların Kız Yurdu imiş.
Kermes yapılmış. Kermes beyler.
Ve ne olur fotoğraflara bir bakar mısınız?
Ne sosyal mesafesi.
Ne maskesi.
Burası Devletin Kurumu devletin.
..........
Birilerini üzdük ise af ola!
.........
EV FİYATLARINDAN NE HABER?
Şimdi gelelim yazımızın başlığına.
Bunda ayıp bir şey yok. Bu yüzden de hiç utanmam. Açık net ifade ediyorum. Ticaretin T sinden anlamam. Daha acısı da anlayamıyorum. Beceriksizim.
Denedin mi?
Denedim.
Ne mi oldu?
Hep kaybettim.
Hep zarar ettim.
Beni kimler mi kandırdı?
Hep güvendiklerim hep inandıklarım.
Onun için çorap almayı beceremem. Eve de ekmek domates almam.
Neyse konut ve araba kredileri çıktı ya.
Geçen günde yazdık.
Ne kadar tanıdığımız insan varsa hepsi bir hesap peşinde. Kimi ev alıyor kimi arabayı yeniliyor.
Yarınlarına iyi güveniyorlar.
İmreniyorum bu dostlara.
Bu da yürek meselesi.
Vallahi helal olsun bu insanlara.
Hepsi bu kredilerin bulunmaz nimet olduğunun anlatıyorlardı.
Bunlar güzel şeyler.
Tabi bir de bu güzelliğin diğer tarafı oluşmuş.
Ev ve dükkan fiyatları uçmuş uçmuş.
Otomobil fiyatları düşmek şöyle dursun artmanın ötesinde aranan markada modelde araba bulunmuyormuş bile.
Bu durumu bilen bir abime sordum.
“Bu bir tezat değil mi?” dedim.
Yüzüme baktı baktı ve güldü. İçinden de mutlaka “Vay koca Uğur Özteke sen ne salaksın” demiştir. (dediyse de haklı bence)
“Uğur abim faizler düştükçe fiyatlar artar. Faizler yükseldikçe fiyatlar iner. Bu ekonominin kuralıdır” deyiverdi.
Yeni bir şey daha öğrenmiş olduk.
Bize ne demek mi kalıyor.
“Alana satana hayırlı olsun. Helal olsun…”
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Mücadele ederken çok konuşurum ben.. Ama susmuş isem bil ki vazgeçmişimdir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yayalar sadece yaya geçitlerinin ve trafik ışıklarının olduğu yerlerde karşıdan karşıya geçmeye özen gösterdikleri zaman daha iyi ADAM oluruz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.