Uğur Özteke

Uğur Özteke

Tam kapatma olmaz

Tam kapatma olmaz

Yağmuru, karı, güneşi, fırtınası ile girdiğimiz nisanın başı nasıl? Sonu nasıl olur? Tahmin edebileniniz var mı?

Ama biz bugün için diyelim ki “Başı bol rahmet sonu da yağışından ekonomisine daha iyi olur inşallah” diyelim.

Bugüne geçmeden dün paylaştığım bir yazının ilk yorumunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Özel hayatından duruşuna takdir ettiğim, büyük saygı duyduğum bir abim yazıyı şöyle yorumluyordu;

“Celal Eren Çelik, zaten batmakta olan bir bankayı kurtarsın diye getirilen adamdan bahsediyor. Ayrıca o günleri hatırla, bütün bankaların yaşadığı bir olay.

Bu adamlar batırdı demek yanlış bence.

Yeni Merkez Bankası Başkanını tanımam, yardımcısını da.

Savunmak için de söylemiyorum. Tutarsız geldi bana. Sırf ortaya karışık olsun diye yazmış.

Cuma’na ve sana selam olsun.”

.........

Bu abimizden Cenab-ı Allah’ım bin kere razı olsun.

O yazıda beni heyecanlandıran konuyu daha net yazayım.

Merkez Bankasının Başkanı da, yardımcısı da, politikası da beni ne ilgilendirir.

Ne de işlerinden anlarım.

O yazıda benim hoşuma giden ve hemen Konya ile bağlantı kurduğum konu, Eskişehir’deki o ailelerin Eskişehir’in gelişiminden Türkiye ekonomisine verdikleri yön.

Aileleri bir daha dikkatlice inceler misiniz?

Türkiye’de CHP var aileler CHP’li. Demokrat Parti geliyor. Ailelerin o günkü kuşakları DP’den Meclisteler. Daha sonra Türkiye’deki iktidarın durumuna göre MHP’li, ANAP’lı ve AK Partililer.

Aynı ailenin fertleri siyasetin yönüne ve gücüne doğru direkt işin içindeler milletvekili hatta bakanlar.

.........

Konya’da bunu yapan aileler var mı? Var.

Ama Konya olarak biz aileleri kısa sürede biçerek gelişmelerine engel olduk.

O ailelerin üç dört kuşak var olmalarına izin vermedik.

Yani bu yazıdaki Eskişehir örneğini gıpta ile beğeni ile satır satır okudum ve sizlerle paylaştım.

******

ŞEFİKCAN SAKİNLERİ PARK İÇİN TARTAN PİST İSTİYORLAR

Açık ve net söyleyeyim bizim şu yeni Şefikcan Mahallesinin sakinleri çok akıllılar. Mesela basınla çok iyi diyalog kuruyorlar ve mahallelerinin her istediğini, her eksiğini, mahalleleri için her hayallerinin bir bir gerçekleşmesini sağlıyorlar.

Buranın yolundan parkına, taşından kaldırımına her sorunlarını ta baştan bu yana birebir bana yazıyorlar. Taaa baştan beri. Ve benim de bu mahalle ile hiçbir bağım olmamasına rağmen “yazdıklarımızın sonu ne oldu?” diye oraları dolaştığım zaman görüyorum ki okurlarımızın her istekleri gerçekleşiyor.

İşte dün yine bu mahalle sakini bir okurumuz

 

Tam kapatma olmaz

 

Bunun gibi birkaç fotoğraf karesini bizimle paylaştıktan sonra şunları ifade ediyordu;     

“Uğur abi burası Şefikcan Kafe Park.
Sabahın erken saatlerinde itibaren burada en az bine yakın kişi spor yapıyor. Ancak zeminin sert olması ve spor yapan grubun yaş ortalamasını da düşünürsek dizlere çok zarar verdiriyorlar. Bu sebepten insanlar çim üzerinden yürümek zorunda kalıyorlar. Bizler de bu durumu birkaç kez belediyeye yazmamıza rağmen bizlere dönüşlerde kısaca “planımızda var” cevabını aldık.

Ama fotoğraflara dikkatlice bakacak olursanız planda olmasına rağmen bir şey yapılmadığı için hem çimlerimize hem de dizlerimize yazık oluyor. Bu çimlerin ekiminden bakımına verilen emeğe üzülüyoruz.

Bu durumu bir de size iletmek istedik.

Bu alanda Konya’mıza yakışır bir tartan pist yapılmasını istiyoruz, SAYGILARIMIZLA”

.........

Vallahi mahalle sakinlerine helal olsun.

Buraya bu parkın yapılması, bölgenin ağaçlandırılıp yeşil alan çalışması için de bizimle çok paylaşımlar yaptılar ve biz de onların sözcüsü olduk.

Bu alanın şimdi çok güzel bir alan olduğunu insanların da bol bol yürüyüş ve spor yaptıklarını araçla geçerken gururla izliyorum.

Başta Sayın Başkan Uğur İbrahim Altay’ın da Selçuklu Belediye Başkanlığı dönemlerinde Şefik Can için nasıl çalışma yaptığını bildiğimiz için bu tartan pist işinin başkanlarımız için çekirdek meselesi olduğunu biliyoruz.

O yüzden de okurlarımıza ve mahalle sakinlerine şimdiden müjdeyi veriyoruz inşallah.

*****

“TAM KAPATMA OLUR MU?” KORKUSU (!)

Vaka sayılarının artması, ağır hasta sayısının hızlı yükselmesi, ölüm oranlarının o iyi günlere göre üç, dört kata çıkması esnaflarımız için de, sanayicilerimiz için de, gençlerimiz için de hatta hatta evlerinden çıkma yasakları devam eden büyüklerimiz için de yeniden gündem olmuş gibi.

Gerçekten insanlarımızla konuşuyoruz, onları ziyaret edip dertleşiyoruz. Bu konuşmalarda insanların direkt sorduğu “Yeniden tam kapatma olur mu?”

Vallahi bu konuda en üst yönetimlerden aldığım net bir şey yok.

Ama tek bildiğim, gördüğüm konu Türkiye için yeniden bir daha tam kapatma olmaz. Olamaz.

Biliyorum bu cümlelere ilk önce sağlıkçılarımız kızıp bana karşı çıkacaklar.

Çünkü bu işte en büyük çileyi çeken sağlık çalışanlarımız.

Onların nasıl bir dünya moduna girdiklerini ekranlara çıkanlardan, gazetelerinde yazanlarından filan duyup öğrenmiyorum.

Bizim de sağlık çalışanı dostlarımız yakınlarımız var.

Bir yıldır evine geldiği an direkt banyoya girip, eşi ile 24 saatte sadece 10 dakika uzaktan görüşüp, yemeklerini bile ayrı ayrı odalarda yiyen doktor dostum var.

Hemşire evladı, hastanede çalışan oğlu kızı olanlar da var.

Oğluna kızına dokunamayan onların saçlarını okşayamayan ananın babanın haline bir empati yapın ne olur.

Bu insanların halini şimdi içinizde yaşayarak düşünebiliyor musunuz?

O doktorun yaşadıklarını gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?

Bu insanlar şimdi tam kapanma istemeyeceklerde ne yapacaklar?

Çünkü bu insanlar ne kadar kendi özel hayatlarında sıkı tedbirler alarak yaşasalar da kendi meslektaşlarından, çalışma arkadaşlarından hayatlarını kaybedenleri gördüler.

Dahası dahası, yoğun bakımlardaki ağır hastalarımızın çektiklerini sağlıkçı olmanın ötesinde bir insan olarak görüyorlar, onların çektikleri acı ile acıyı yaşıyorlar ve bir noktadan sonrada çaresiz kalmayı görüyorlar.

Bu yüzden de bu insanlar kesinlikle “tam kapanma” istiyorlar.

Onlara amenna ve saddakna diyoruz.

Ama bir de bir Türkiye gerçeği var.

Türkiye için tam kapanma asla olamaz.

Neyi nereye yorumlarsanız yorumlayın.

Türkiye, bir Almanya, bir Fransa değil.

Biz, her gün çalışmak zorundayız. Biz sürekli üretmeli, her saat yeni bir şey ortaya çıkaramıyorsak ise mevcut olandan çoğaltmak durumundayız.

Bizim bize özgü ayarlarımız ve modlarımız var.

Beğenin beğenmeyin. Yeterli görün görmeyin.

Bizim sanayide bugün bile dönen öyle çarklarımız var ki. Bizim tarlada serada hala üretim yapan öyle şirketlerimiz var ki. Onlara sizi kapattım. Evden dışarı çıkmayın deme şansınız yok.

Devletin ve hükümetin pandemi sürecinde eksikleri olmuş mudur? Olmuştur. Olabilir. Normal.

Bu eksikleri millet olarak bizim fırsata çevirmek için yine “Türk uyanıklığı” yapanlarımız var mıdır? Vardır.

Ama olaya en tepeden bakıp projektörü yaktığımız zaman bizim için bugün tam kapanmanın olma ihtimali bana göre yüzde 1’dir.

..........

Sizlere iyi tatiller.

Bize çok çok çalışmalar.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Havanın sislisine, insanın sinsisine dikkat et

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bu dünyanın yalan olduğunu sadece söyleyerek değil yaşam tarzımız ve duruşumuzla ispatlayabildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

         

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Uğur Özteke Arşivi