Ziya Altunyaldız’ın koca yüreği
Bugün yine çok farklı konularla sizlerle birlikte olacağız inşallah. Konularımız çok hemen başlıyoruz.
MALİ MÜŞAVİRLER DE AŞI İSTİYORLAR
Vallahi bu salgın bölge gittiği sürece “isteyenin bir yüzü kara, vermeyen arap” deriz ya. Aşı içinde herkes yerden göre kadar aşılanma isteğinde haklılar. İlk başta çok iyi yönettiğimiz bu işte iş aşı bulma faslına gelince biraz duraksadık. Onda da aşı için güvendiklerimiz Çin olursa, Rusya olursa zaten olacağı budur işte. Bunlardan iyi şeyler beklemek bence hayalperstlik olurdu.
Neyse Mali Müşavirler Odası Başkanı Sayın Abdil Erdal Bey de meslektaşlarının aşıda öncelik sırasına alınmasını istiyordu. Sayın Başkan bu isteğinde bana göre de haklı idi. En son Onursal Başkanları Ahmet İçyer Bey’i bu zıkkım hastalıktan dolayı toprağa vermiştik. Abdil Başkan Mali Müşavirlerin pandemi boyunca ülkenin vergi gelirlerinin toplanması ve ekonomik politikaların hayata geçirilmesi noktasında çalışmalarını aralıksız sürdürdüğüne dikkat çekerek 108 mali müşavirin hayatını kaybettiğini bin 408’inin Covid-19’dan dolayı tedavi gördüğünü 170 meslek mensubunun tedavisinin ise devam ettiğini söylüyordu.
İnşallah Abdil Başkan’ın isteği kabul olur da mali müşavir dostlarımız da aşılanırlar.
******
TURİSTLER İÇİN AŞILANMA
Dışişleri Bakanımız Sayın Çavuşoğlu’nun söylediği daha sonra da söylediğinin yanlış anlaşıldığını belirterek yeniden açıklama yaptığı turistler için aşılanma işi gerçekten büyük bir talihsizlikti. Mesela Sayın bakanın açıklamasının ardından bir mali müşavir dostumuz şöyle yazıyordu;
“Bir Türk'ün Almanya, ABD vs ülkelere turist olarak gidebilmesi için anasının nikahı kadar evrak, bankada yüklü parası ve Covid aşısı/test olması gerekiyor.
Çünkü Almanya için Alman vatandaşı, ABD için ABD vatandaşının sağlığı önemli, turist onun vatandaşını enfekte edemez. Batı, Türk turistten kendi vatandaşını korur…
Bizdeki manzara ise bu...
Gururunuza yedirip kabul edemiyorsunuz ama böyle. Ancak insanlarının hayatları turist efendilerinin keyfine göre düzenlenir. Bir ülke turistin görebileceği her vatandaşını aşılamaz, vatandaşını görecek her turistten aşı veya test talep eder.”
…………..
Biliyorum birileri bana bu dostumuzun yazdıklarını köşemize taşıdık diye kızıyor ama böylesine milliyetçi, Allah’tan korkan kuldan utanın bir insanın içinden gelenler de böyle. Ve yine inanıyorum ki böyle düşünen insanlarımızın sayısı hiç de az değil.
*****
BU DA BİR EĞİTİMCİ DOSTUMUZUN PAYLAŞIMI
Dedik ya maalesef birileri turizm sezonu öncesi yapılacak aşılama işini yine iyi yönetemedi. Nasıl yukarıdaki örnekte olduğu gibi Cumhur İttifakını destekleyen geçmiş dönemlerde AK Parti teşkilatlarında görev almış mali müşavir dostumuz tepki veriyorsa, yine bu ittifakın destekçilerinden eğitimci abimiz de sosyal medyada şu yorumu yapıyordu;
“5-6-7 yıldızlı otellerde Allah’ın haram kıldığı her şeyin yapıldığı, adına da “Turizm” konulduğu bir ticaretten gelecek para, kağıt üzerinde % 99’u Müslüman olan ve her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bu ülkeye hayır getirmez.
Helal yoldan kazanılan 1 TL, haram yoldan kazanılan 1000 TL’den daha çok bereket ve daha çok hayırlar getirir.
Ramazan’ın şu son cuması Allah, yanlış yolda olan kalpleri hidayete erdirip doğru yola sevk etsin inşallah”
...........
Bize de bu duaya sadece AMİN demek düşüyor.
******
NASIL BİR DEĞERİ KAYBETTİK, FARKINDA MISINIZ?
Ne Konya basınında ne de Türk basınında sıradan bir ölüm haberi kadar dahi yer almayan Timur Alpsakarya’ya bu sütunlardan bir kez daha “Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun” diyoruz.
Aslen Erzurumlu bir ailenin çocuğu olan rahmetli ilk, orta ve lise tahsilini Konya'da tamamlarken daha ilkokulda iken birkaç müzik aletini çalmayı hocasız ustasız kendi çabasıyla öğrenmiş 21 yaşındayken de ilk bestesini yapmış.
1957'den itibaren Konya, Ankara ve İstanbul gazinolarında dönemin ünlü sanatçılarına ve fasıl heyetlerine ud ile eşlik etmiş. 1962 yılında bestelediği uşşak makamındaki ilk eseri “Belki bir gün gelecek kader bana gülecek” şarkısı 1964'te Neşe Karaböcek tarafından okunmuş ve 45 devirlik plak yapılmış. Günümüze kadar 250’yi aşkın beste yapmış.
Eserlerinden bir çoğu Ferdi Tayfur’dan Müslüm Gürses’e, Neşe Karaböcek’ten Muazzez Ersoy’a kadar bir çok sanatçı tarafından plak, kaset ve cd’lere okunmuş.
Hayatının son 4 yılını gırtlak kanseri hastalığı nedeniyle konuşamayarak geçiren merhum Rampalı Çarşıdaki küçük dükkanında eserlerini besteleyerek hayata tutunmaya çalışmış. Bu arada Ferdi Tayfur’un muhteşem “Beddua” isimli eser de kendisine ait.
Kapısını bile bir kez olsun çalmadığımız, kapı çalmayı bırakın nerede kim var? Kimdir, necidir? İn midir, cin midir?” demeyi bile beceremediğimiz bir Konya değerini daha kaybettik. Bu şehre yazık oluyor. Hem de çok yazık.
******
ZİYA ALTUNYALDIZ BEY’E KONYA
VE İŞ DÜNYASI ADINA TEŞEKKÜRLER
Bir dostum aradı. Kendisi uluslararası fuarlara katılır ve belli firmaların şirketlerinde bu işini yapar. Selam sabahtan sonra durumu özetledi. Malum dünyada pandemi nedeni ile normal hayat nerede ise durma noktasında. Elbette bu durmada fuarlarda buna dahil.
1-3 Haziran tarihleri arasında Rusya’da Moskova’da uluslararası bir asansör fuarı varmış. Konya’dan da 12-13 firma buraya katılacakmış. Ama Rusya, Türklerin bu fuara katılmalarına izin vermiyormuş. Oysa bizim Konyalı firmalar uçak biletlerinden otellere kadar tüm ücretlerini de ödemişler. Dostumuz Ankara ile yapılan tüm girişimlerden bir sonuç alamayınca aklına Ziya Beye bir mesaj atmak gelmiş. Bir süre sonra Ziya Bey mesaja dönmüş. Dostumuz da konuyu Ziya Bey’e aktarmış. Ziya Bey de durumu bir araştırayım demiş. Ve 24 saat geçmeden Ziya Bey bu arkadaşımızı arayarak gerekli izinlerin alındığı ve Konyalı firmaların bu uluslararası fuara katılabileceklerini bildirmiş.
Bu müjdeyi alan dostumuz hemen bizi arıyordu. Dönüp dolaşıp yeminle billahla “Ziya Bey ile hiç bir samimiyetim ve yakınlığım yok. Ancak Ankara’da o kadar üst düzeyde bakanlıklarla temasa geçtik başarılı olamadık. Ama Ziya Bey bizim bir mesajımıza dönerek bu işi çözdü. Uğur abi Ziya Bey’e teşekkür edelim. Konya için çok büyük bir değer” diyordu.
Dostumuzun anlattıklarını söylediklerini bir taraftan da not alıyordum ama o anlattıkça için için de gülüyordum. Hiç kimse kusura bakmayacak. Biz Ziya Beyi bürokratlık yıllarından bu günlere aldık kabul ettik ve gönlümüze yazdık.
Ve ne acıdır ki Reis bile Ziya Bey’i takdir ederken Konya olarak ben kendisinin kıymetini bilmiyoruz. Allah var keder yok. Dostumuzun da ricasını kırmayarak üstüne üstlük inanarak Ziya Bey’in beyni ve yüreği ile bu şehrin çok büyük bir değeri olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İkindi saatlerinden sonra unlu mamüller ve fırınların önünde trafiğin akışını aksatacak şekilde araç parkı yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.