Sık Sorulan Sorular -II
Değerli okurlarım, bu hafta da bana en sık sorulan sorular ve cevaplarıyla kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Her birey aynı hızda kilo verebilir mi?
Kişinin yaşı, cinsiyeti, fiziksel aktivitesi, kan biyokimya sonuçları, bazal metabolik hızı gibi pek çok faktör kilo verme durumunu etkilemektedir. Çok kısa sürede fazla miktarlarda verilen kiloların geri alınabileceği unutulmamalıdır. Aynı zamanda kilo kaybında kalıcığın da yağ kaybından sağlanabileceği unutulmamalıdır. Bireyler tartıda gördükleri rakamlardan ziyade bedenen hissettikleri olumlu değişimlere, incelmelerini daha çok dikkate almalıdırlar.
Ekmek yiyerek kilo verebilir miyim?
Ekmeğin kilo aldırdığı, diyet yapılırken tüketilmeyeceği gibi pek çok doğru bilinen yanlışlar vardır. Öncelikle sağlık durumunuz ve almanız gereken enerji doğrultusunda size uygun miktar ve türdeki ekmeği seçerek ekmek tüketebilirsiniz. Evet evet doğru duydunuz hem diyette hem de sağlıklı beslenme programınızda ekmek tüketebilirsiniz!
Size uygun miktarda (yaş, boy, cinsiyet, fiziksel aktivite, hastalık durumunuz gibi belirleyici unsurlar) ekmeği tükettiğinizde kiloda almazsınız. Bir ekmeğin içindeki karbonhidratlar parçalanarak glikoza dönüşür ve beynin temel enerji kaynağını glikozdur. Yani glikozu beynin yakıtı olarak düşünebilirsiniz. Gün içerisinde yeterli miktarda karbonhidrat alınmadığında, tatlı krizlerinin ve kas kayıplarının meydana gelebileceğini unutmayın. Bu yüzden gün içerisinde size uygun miktarlarda ekmek tüketebilirsiniz.
D vitamini neden bu kadar önemli?
D vitamini yağda çözünen bir vitamin olarak kabul edilir. Yaklaşık % 80-90’ı deride ultraviyole ışınları sayesinde sentezlenir. % 10-% 20 de besinler yoluyla alınır.
D vitamini eksikliği; kaslarda güçsüzlük, yürüme zorluğu, halsizlik ve sürekli yorgunluk, kemik ve sırt ağrıları, depresyon, melankolik ruh hali gibi belirtilerle karşımıza çıkabilmektedir.
Yapılan araştırmalar; yetişkin, bebek, çocuk ve adölesanlar da dahil kısaca tüm yaş gruplarında D vitamini eksikliği yaşanabileceğini gösteriyor. Ancak güneşe çıkmayan ve emziren anneler, yaşlı yetişkinler, koyu ciltli kişiler, yağ emme sorunları bulunan kişiler, ilaç kullanan bireyler D vitamini eksikliği yüksek olan gruplardandır. D vitamini seviyesi ölçtürülüp, eğer besinsel olarak karşılanamayacak kadar düşükse mutlaka hekim kontrolünde takviye alınmalıdır.
Burada önemli bir diğer nokta D vitaminin aşırı alımı toksiktir. Bu yüzden önerilen dozlarda kullanmakta fayda vardır. D vitamini takviyesi alırken aç karnına almamaya özen gösterilmelidir. D vitamini yağda çözünen bir vitamin olduğundan yağ içeren bir yemekle alınması emilimini artıracaktır.
Somon, tuna, sardalya gibi yağlı balıklar, yumurta, karaciğer D vitamini içeren besinler arasındadır. D vitamini, güneş ışığı sayesinde deride üretilir. Bu yüzden D vitaminin en iyi kaynağı güneştir. Kış mevsimi dışında her gün yarım saat kadar baş, yüz, el, kol, ayak ve bacaklarınızı güneş ışınlarıyla doğrudan temas ettirmenizle birlikte yeterli ve dengeli beslenme çerçevesinde her gün 1 yumurta, 2 su bardağı süt ya da ürünleri, haftada 1-2 kere yağlı balık tüketerek D vitamini gereksiniminizi karşılayabilirsiniz (D vitamini sentezi için cildin direk güneş ışığına teması gereklidir, pencere veya cam arkasındayken D vitamini sentezi yapılamayacağı unutulmamalıdır. Aynı şekilde güneş koruyucuların kullanılması da D vitamini sentezine engel olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.