SİYAH ve BEYAZ

Konyaspor aynı puandaki rakibi Rize deplasmanına en azından 1 puan için gitmişti. Rizespor son 5 maçta 1 defa mağlubiyet almasına karşın 10 puan çıkarmıştı. Konyaspor ise son 5 maçta yine 1 mağlubiyete karşılık son dakika yediği gollerle sadece 6 puan toplayabilmişti.

Rizespor, özellikle oyuncu bakımından ofansif anlamda ligin en önemli takımlarından biriydi. İlhan Palut’un oyun sistemiyle de bütünleşmiş ve topa hâkim olan bir görüntü veriyordu.

Konyaspor defansif anlamda Rizespor’u boğmak adına Kramer’le başlamıştı. Geçtiğimiz hafta sağbekte oynayan ve cezalı duruma düşen Oğulcan yerine mevkinin sahibi Nikola ile başlamış ve artık oturmaya başlayan bir iskelet ile sahadaydı. Konyaspor karşılaşmanın ilk yarısı sahadaydı ama sadece kağıt üstünde sahadaydı.

İlk yarının özeti Rizespor hücum yapıyor, Slowik tek başına direniyordu. Penaltı dahil olmak üzere birçok pozisyonda takımının maça ortak olmasını sağladı. Buna rağmen ilk yarının son dakikasında gelen golü engelleyememişti. Devreye tek farklı mağlup olarak girmek bir mucize gibiydi. İlk yarı bittiğinde rakip ceza sahasına sadece 2 kez girmiş bir Konyaspor vardı. Konyaspor ilk yarıda sadece 2 şut çekebilmiş ve yine sadece 3 defa orta yapabilmişti. Bu iğrenç istatistik yanında topa yüzde 28’lik berbat bir oranda sahip olurken, 64 isabetli pas ile yine istatistik olarak yerlerde sürünüyordu. Konyaspor köşe atışı bile kullanmamıştı. Buna karşılık Rize yüzde 72 topa sahip olup, 16 şut çekip, 17 orta yapmıştı. 8 köşe atışı kullanan rakibimiz maçın ilk yarısında bizi sahadan silmişti. Simsiyah bir ilk yarı vardı…

Devre arasında Recep Hoca oyunculara ne dediğini bilmiyoruz. Yapılan 3 değişiklikle birlikte önde basan, rakibe adım attırmayan bir Konyaspor sahadaydı. Art arda pozisyonlar, köşe atışları derken bir duran top sonrası, yan top ile Konyaspor beraberliği sağlamıştı. 70. dakikaya kadar bu baskı devam etmişti. İlk yarıya oranla bembeyaz bir ikinci yarı vardı. Son 20 dakika oyun 2 takıma da gitti geldi. Bu yüzden bu süreye de gri diyebiliriz…

Son bölümde 2 takımda galip gelebilirdi. Karşılıklı pozisyonlar değerlendirilemedi ve oyuncularımız Rize gibi zor bir deplasmandan 1 puan almayı başardı.

Gelelim penaltı pozisyonuna kural kitabı diyor ki vücuttan seken top açık ele çarparsa penaltı. Destek eline çarparsa penaltı değil! Hakemlere de diyor ki emin olduğunuz pozisyona çalın! Hakem demek ki defalarca oynatmayla zor çözülecek derslik bir pozisyonu şıp diye görüp çalmış! Bravo! VAR’da aksini iddia edemeyeceği için hakemi çağıramadı. Neyse ki Slowik tartışmalara son noktayı koydu.

Maçın değerlendirmesi bu şekilde, bir de genel değerlendirme yapacak olursak, Konyaspor’a çok ama çok acil oyunu yönlendirecek takımın temposunu tutacak bir 8 numara gerekiyor. Bir de gol atamayan golcüler yerine tecrübeli bir 9 numaraya ihtiyacımız var. Onun dışında takımın genel görüntüsü kötü değil.

Konyaspor haftayı bay geçecek olması yoğun tempo arasında önemli. Kupa mesaine odaklanıp gruplara kalacağını düşünüyorum. Bu sene Türkiye Kupası, Avrupa hedefi yolunda daha gerçekçi görünüyor…

Maçın Sözü: Siyahı ne kadar erken kabul edersen, beyazı o zaman anlayabilirsin.