Hümeyra KARADAĞ

Hümeyra KARADAĞ

Kara Gün ve Bir İtfaiyecinin Hikayesi…

Kara Gün ve Bir İtfaiyecinin Hikayesi…

1 hafta önce öyle bir sabaha uyandık ki… ilk önce ne olduğunu tam anlamasak da her geçen saat her geçen gün durumun büyüklüğünün daha da farkına vardık. Tarihimizin en büyük felaketlerinden biri yaşanmıştı. Hem de aynı gün içerisinde 2.kez de büyük bir deprem olmuştu. Hepimiz o kadar etkilendik ki, o günden beri kendimize gelemedik. Çok üzgünüz… Bir şekilde hayata devam etmeye çalışıyoruz, işimizi yapmaya çalışıyoruz fakat aklımız hep o bölgede. Her gün dua ediyoruz, yeni mucizelere tanık oluyoruz. İlk günden itibaren seferber olduk. Herkes elinden ne gelirse yapmaya çalışıyor. Biraz zor olacak ama her şeyin üstesinden geldiğimiz gibi bu felaketin de üstesinden geleceğiz. Bu günleri hep beraber atlatacağız. GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE’M. Bu hafta size 1999 depreminden İzmir depremine uzanan bir hikayeyi aktaracağım…

Tarih 17 Ağustos 1999... 45 saniye süren sarsıntı, yok olan binlerce hayat... Sesimi duyan var mı" sözü 17 Ağustos'ta kazındı hafızalara. Bu soruya "evet" diyen enkazın altındaki binlerce kişi, yeniden hayata tutundu.

Sayıları az olan arama kurtarma ekipleri ve kurtarma köpekleri, enkaz altındakilerin umudu oldu. Bugün ise bir "kurtarma ordusu" var. Murat Akbaş da o kahramanlardan biri.

Akbaş 99 depreminde 25 yaşındaydı. Oturduğu ev yıkıldı, eşi ve çocuğuyla enkazın altında kaldı.

"Normalde yatak odasında yatarken o gece salona geçtik biraz daha serindir diye. Bir anda bir aydınlık oldu. Çok enteresan hiç duymadığım bir ses duydum. Kulaklarımı tıkamaya çalışıyorum. Her şey bir anda oldu sallanmaya başladık. Baktım alt kat geldi. Gözlerimi kapadım kelime-i şahadet getirdim. Dedim kıyamet herhalde bu. Başka bir şey değil. O gece aklımın bir anda gittiğini, çocuğumla beraber öldüğümü çünkü çocuğumun ağlaması devam ediyordu, oğlum 3 yaşına yakındı. Gözlerinizi açıyorsunuz ortalık kapkaranlık. Sanki kabirde gibisiniz mezarda gibisiniz."

O karanlığı yaran, çok sevdiği köpeklerin sesi olmuş.

Köpek seslerini duyarak dışarıya çıkabildik oğlumla beraber. Eşim yanımda değildi o anda ona seslendim. Bahçeye düşmüş kirişin altında kalmış ayağı. Onu kurtardım."

Enkazdan sağ çıktığında karşılaştığı ilk şey kurtarma köpekleri oldu.

Akbaş için yeni bir dönemin kapıları o an açılmış.

"Bir baktık ki Ankara Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri köpekli arama kurtarma ekibi işte yerleri tespit ediyor falan. Ben şimdi köpekleri çok seven bir insandım. Ama benim belki de K9'daki dönüm noktam, köpekli arama ekibinde olmak isteyişimi ya da kurmak isteyişimizin en büyük sebebi bu olmuştu belki de. Dönüm noktasıydı 17 Ağustos."

O günden sonra kendisini hayat kurtarmaya adamış, girişimleri sonuç vermiş. Sakarya İtfaiyesine bağlı köpekli arama kurtarma ekibi kurulmuş.

Murat Akbaş ekibin üyesi. Köpeği "Baron"la depremin hemen ardından İzmir'e koşan 8 bin kişiden biriydi.

Türkiye'yi sevince boğan mucizelere, birlikte imza attılar.

"Emrah Apartmanına davet edildik, aynı anda birkaç ekiple girdik. Bizim Sakarya İtfaiye ve AFAD'dan 3 köpeğimiz var toplam. Üçümüzün köpeği de aynı yere bir işaret verdi. Biz burada muhtemeldir ki bir kaybın olduğunu ancak canlı emaresinin olduğunu ifade ettik. Kağıt üzerine işaretledik. İdil Şirin'di yanılmıyorsam. Bir de rahmetli İpek kızımız beraberlermiş. Bunu anlatmak çok zor çünkü tarif edemiyorum, yani kelimeler kilitleniyor diyebilirim. Aynı duygudasınız yani kapalı bir yerdesiniz. Yani yaşıyor musunuz yaşayacak mısınız ne olacağınız belli değil. Bir umudunuz da olsa var ve sizin yerinizi bir dostumuz yani bugün bir iş ortağımız, mesai arkadaşımız dediğimiz köpeklerimiz buluyor."

Yıllardır Baron'la çalışan Murat Akbaş, kendisini enkazda bulan kurtarma köpeğini ise asla unutmuyor.

"Cankız'dı adı. Bu konuda eğitimler alırken Cankız'la da çalışma fırsatımız oldu. Hiç bağımız kopmadı onlarla"

21 yıl önce enkazın altından mucize eseri çıktı. İzmir depreminde ise yeni mucizelerin kahramanı oldu.

"Biz o duyguyu yaşarken çok tepki vermesek de, kendi istirahat ettiğimiz zaman, onları izlediğimiz zaman işin gerçeği ağlıyoruz. Bu kolay bir şey değil, çok zor bir şey. Yani kelimeler yetmiyor onu söyleyeyim sadece."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hümeyra KARADAĞ Arşivi