Armudun sapı üzümün çöpü diye diye evlenemeyenler
Bekar kaldı oğlanlar kızlar. Hiç yoksa hepimizin etrafında 4-5 kişi vardır “bizim oğlana uygun kız var mı?” diyen anneler.
“Kızımız okuyor. Mesleğini eline alsın ondan sonra evlenecek inşallah” diye gelen kısmetleri tepersiniz, vaktiyle kızlarınızı münasip olan kişilere vermezsiniz. Sonra da elektrik alamadı, kafasına yatmadı, oğlanı beğense anasını beğenmez, anasını beğense görümceyi gözü tutmaz der yolcu edersiniz.
Demir tavında dövülür.
Çok tanıdığım insan var öğrenciyken evlenen, çocuğu olan. Hem eviyle, çocuğuyla ilgilenip hem de başarıyla okulunu bitirip mesleğini eline alanlar. Sorumluluğunu erken yaşta alıp hayata atılanlar.
Diğer tarafta aman kızım sen oku derslerini ihmal etme, bulaşığı çamaşırı ben yıkarım. Akşama ne yemek istersen pişireyim diyip pof poflayıp şımarttığınız kızlarınız 30 yaşından sonra evlenip kraliçe olmanın derdindeler. Her şey dört dörtlük olsun isterler. Vallahi ister doktor ol, ister savcı ol o ev her işi istiyor. Evinde yardımcın bile olsa bir şeyin ucundan tutman gerekiyor. Eeee sen çamaşır bilmezsin, bulaşık bilmezsin, 2 tabak koyup sofra hazırlayamazsın bir de çoluk çocuk mu düşüneceksin? Geçmiş olsun. Ne kocanın ailesini benimseyip sahiplenirsin ne de kendini o pazılın bir parçası olarak dahil edersin. Kenarda olgunlaşmamış meyve tanesi gibi kalırsın.
Erkek adaylar için de düğün masrafı adı altında birikim yapacağız diye canları çıkıyor insanların. İhtişamlı, gösterişli ve şanına yaraşır bir düğün olmalı diye. Yaş gidiyor hiç haberi yok. Başkalarını memnun etmekten ne zaman vazgeçeceğiz bilmem. İyi de bir düğün yapsan yine de eleştirileceksin. Sonra neredeyse torun seveceğin yaşta babalık duygusunu tadıyorsun. Hayatı kaçırdığınızın farkına bile varamıyorsunuz.
Bir de bu sosyal medyada özlü sözler adı altında saçma sapan paylaşım yapan, takipçi kasma peşinde olanlar var. Yok “değer vermiyorsa ayrılın”, “Kendinizi kullandırmayın”, “Sizin de haklarınız ve hak ettikleriniz var”, “sınırlarınızı çizin”, “sana müdahale etmesine izin vermeyin” gibi eften püften şeylerle evlilikten soğutanlar var.
Elbette evlilikte kavga da olacak, tartışma da, anlaşamadığınız konular da, geçim derdi de…
Hayatın gerçekleri bunlar. Hiçbir şey tozpembe değil ama rızkı verenin de Allah olduğu unutulmamalı. Yeri geldiğinde konuşmayı, yeri geldiğinde susmayı bilmemiz lazım. İki kişi aynı anda konuşursa ne olur? Kimse diğerinin ne dediğini bile duymaz.
Güzel dua etmek lazım. Rabbim herkesin karşısına konuştuğunu duyan insanları çıkarsın. Geçim ehli, hayırlı insanlarla karşılaştırsın. Yuvamıza sevgi, muhabbet, hoşgörü versin. Sen tohum ekmedikten sonra saksıyı sulasan ne olur. Her şey karşılıklı ve her şey vaktinde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.