Ömer KULEKAYA

Ömer KULEKAYA

Mason ve Türkiye'de Tarihi

Mason ve Türkiye'de Tarihi

Osmanlı topraklarında masonluğun gelişimi incelendiğinde Londra'daki ilk büyük locanın kuruluşundan sadece dört yıl sonra, 1721 yılında Fransız Masonlarının İstanbul’da bir loca kurdukları görülür. Öte yandan Londra’da çıkan St. James Evening Post gazetesinin 24 Mayıs 1738 tarihli nüshasında da İstanbul, İzmir ve Halep’te Mason localarının açıldığı haberine rastlanmaktadır. İskoçya Büyük Locası'ndan berat alarak 1748'de Halep'te kurulan İskenderun Locası da Osmanlı toprakları üzerinde kurulan eski localar arasında değerlendirilir.

Bu dönemde İngiliz ve Fransız Masonlarının, masonluğu yaymak için Doğu’da bilhassa Osmanlı İmparatorluğu topraklarında çalışmaları dikkat çekicidir. Yabancı dilde ve özellikle Fransızca çalışan bu locaların yabancılar tarafından kurulduğu bilinmektedir.

İlk oluşumların ardından I. Mahmut döneminde, 1748 yılında bir fermanla Mason locaları kapatılmıştır. Locaların kapatılması ile ilgili bir ferman çıkarılmasına Katolik Fransa ile olan yakın ilişkiler ve özellikle Papalığın Masonluğu aforoz kararının etkili olduğu ileri sürülebilir.

Ancak söz konusu yasağın kısa zamanda unutulduğu anlaşılmaktadır. On iki sene sonra 1760 tarihinde İstanbul'da yeni localar açılmıştır. Bu localara az da olsa Osmanlı tebaasından Gayrimüslimlerin ve az sayıda da olsa Müslümanların intisap ettiği görülür. 1826 yılında, Vaka-i Hayriye ile birlikte Yeniçeri Ocağının ve buna bağlı olarak Bektaşi tarikatının kaldırılması sırasında Mason locaları da Bektaşilikle bir tutulup kapatılmıştır.

whatsapp-image-2023-03-07-at-10-18-48-1.jpeg

Aradan yirmi sekiz yıl geçtikten sonra, 1856'dan itibaren İstanbul'da Masonluğun yeniden faaliyete geçtiği görülmektedir. 1856 yılında Kırım Savaşı sona ermiş, Islahat Fermanı ilan edilmiş ve Paris Anlaşması imzalanmıştır. Hatırlanacağı üzere bu savaşta Osmanlı Devleti Kırım'da Fransa, İngiltere ve İtalya (Piemonte Krallığı) ile birleşerek Rusya'ya karşı savaşmıştır. Savaşın Rusya'nın mağlubiyeti ile sona ermesinin ardından Paris Anlaşmasına göre Osmanlı Devleti artık bir Avrupa devleti olarak kabul edilmiştir.

Osmanlı Devleti Paris Anlaşmasını imza etmeden önce, 10 Şubat 1856'da Islahat Fermanı ilan edilmiştir. Bu fermanla Osmanlı Devleti, Hıristiyan ve Müslüman bütün tebaasını eşit kabul ettiğini deklare etmiştir. Kırım Savaşı ve onu izleyen gelişmelerin ardından Osmanlı Devleti'nin Avrupa devletleri ile ilişkilerinin arttığı gözlenir. Bu dönemde birçok yabancı unsur İstanbul, İzmir gibi liman şehirlerine ticaret ve başka maksatlarla gelmiştir. Bunların içinde yer alan Masonların girişimleri ile yabancı büyük localar birbirleri ile yarışırcasına İstanbul'da, İzmir'de ve İmparatorluğun diğer şehirlerinde localar açmışlardır.

whatsapp-image-2023-03-07-at-10-18-48.jpeg

Bu süreçte yirmi yıl içinde 60'tan fazla locanın açıldığı dile getirilir. Kuşkusuz bu locaların bir kısmı zaman içinde başarılı olamamış ve kapanmıştır ama bir kısım loca çalışmaya devam etmiş ve bunlara Osmanlı tebaasında Gayrimüslimler ve Müslümanlar da girmişlerdir. Masonlara göre masonluk, "Bütün insanlar arasında, sevgi, hoşgörü ve kardeşliğin kurulmasını hedefleyen ve çalışmalarını hakikatin araştırılması yolunda yoğunlaştırmış bir fikir üst yapı kurumudur." Masonlara göre, bir masonun amacı her bakımdan gelişmiş, ideal bir insan olmaktır. Yeni üyelerin; yasa ve tüzüklerde belirtilen niteliklere uygun, Tanrı'ya inanan, hür, belli bir kültür seviyesine sahip, aydın, çevresinde iyi tanınan, iyi ahlaklı, namuslu, dürüst, şerefli ve çalışkan kişiler arasından seçilmesine dikkat edilir. Masonlukta Çırak, Kalfa ve Üstat olmak üzere üç derece vardır. Masonluk gizlilik özellikler el izi ulak, yazı devamı haftaya.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer KULEKAYA Arşivi