Tufan Soydabaş

Tufan Soydabaş

Açlığı ve Tokluğu Kontrol Eden Hormonlar: Yavaş Yemek Hızlı Doymamızı mı Sağlıyor?

Açlığı ve Tokluğu Kontrol Eden Hormonlar: Yavaş Yemek Hızlı Doymamızı mı Sağlıyor?

Beslenmek bütün canlıların gerçekleştirdiği ve canlılık koşullarının devamı için zorunlu bir eylemdir. Dolayısıyla bütün insanlar yemek yer. Peki, neden bazı insanlar daha geç doygunluğa ulaşır ve bu sebepten daha çok yer? Bu insanların vücutlarının gerçekten besine ihtiyaçları mı çoktur, yoksa yemek yeme hızları tokluğa ulaşma sürelerinde etkili midir? Gelin bu sorulara hep beraber cevap bulalım.

İştaha Etki Eden Hormonlarımız

Vücudumuzda iştahı düzenleyen iki tane sistem bulunur: Bunlardan biri endokrin sistemimizdir, diğeri ise sinir sistemimizdir. Bu iki sistemin bağlantısı ile "nöroendokrin sistemi" olarak da bilinen sistemimiz meydana gelir.

Nöroendokrin sistemi vücudumuzdaki pH, stres, duygu durumu ve açlık-tokluk seviyelerinin değişmesine duyarlıdır ve endokrin bezlerini uyararak hormonların salınmasını sağlamaktadır. ''Vagus'' siniri beyin ile bağırsaklarımız arasında direk olarak bir bağlantı kuran önemli bir sinirdir ve nöröendekrin sistemde oldukça önemli bir rol oynar. Bu sinire etki ederek iştahımıza tesir eden birçok hormon vardır. Bu hormonlar şu şekilde sıralanabilir;

Kalsitonin

Az sonra inceleyeceğimiz gastrin hormonuna karşı, ona zıt etki edecek şekilde salgılanır. Kandaki kalsiyum seviyesini değiştirir. Tiroit bezlerindeki ve pankreastaki hücreler tarafından salgılanır. Yeme işlemi üzerinde "ince ayar" gerektiren sinyaller için tamamlayıcı bir hormondur.

Amilin Öğünlerden sonra insüline eşlik eden bir hormondur. Pankreastan salgılanır. Mide boşalmasını geciktirir ve glukagon hormonunu baskılar.

GLP-1 (glukagon benzeri peptid-1) Kan şekeri normalin üzerinde olduğunda salınır. Bağırsaktaki hücreler tarafından salgılanır. İnsülin ve amilin sentezini uyararak beyni yemeği durdurması yönünde uyarabilir.

Leptin Tokluk hormonu olarak da bilinir ve doyduğunuzu beyninize bildirir.

Yağ hücrelerinden salgılanır. Düşük leptin seviyesi, yavaş metabolizma ve daha çok besin tüketimi demektir.

Gastrin Mideye besin girişi olduğu zaman salgılanır. Protein içeriği yüksek besinler daha çok gastrin salınımını uyarır. İnce bağırsaktaki ve midedeki hücreler tarafından salgılanır. Midedeki sindirim işlemlerini başlatır.

Sekretin Mide asitleri on iki parmak bağırsağına (ince bağırsağın girişi) ulaştığında on iki parmak bağırsağı tarafından salgılanır. Pankreastan bikarbonat iyonu ve karaciğerden safra salınımını uyarır.

Kolesistokin (CCK) İnce bağırsağa protein ve yağların girişi ile salınır. İnce bağırsak hücreleri tarafından salgılanır. Safranın boşaltılmasını ve sindirim enzimlerinin salgılanmasını sağlar.

Gastrik İnhibitör Polipeptid (GIP) Duodenum ve jejunum mukozasından salınır. Kimusun (sindirim içeriği) yağ ve glikoz içeriğiyle uyarılır. Mide motilitesini (hareketini) ve asit, pepsinojen, gastrin gibi salgılarını baskılar (inhibe eder). İnce barsak salgılamasını ve insülin salınımını uyarır.

Motilin Sindirim arası periyotlarda hareketten sorumludur. Duodenumdan salınır. Kanalı bir sonraki besine hazırlar. Tıpkı CCK gibi, safra kesesi kasılmasını uyarır.

Somatostatin  Pankreasın ve sindirim kanalı mukozasının D hücrelerinden salınır. Asit fazlalığı ile uyarılır. Gastrin, sekretin, motilin salgılarını baskılar.

PYY3-36 Öğünden sonraki 1 saat içinde bağırsaklardan salgılanır ve iştahı baskılar. Her ne kadar çok faktörlü ve karmaşık bir hastalık olsa da, obezitenin olası nedenlerinden birinin PYY3-36 hormonu eksikliği olduğu düşünülmektedir.

Ghrelin  Açlık hormonu olarak da bilinir. Yetersiz besin alımında ve açlık durumunda salınır. Aslen mide tarafından salgılanır. Ancak hipotalamus, hipofiz, tükrük bezi, tiroid bezi, ince bağırsak, böbrekler, kalp, pankreasın alfa hücreleri ve gonadlarda da sentezlenebilir. İştahımızı hormonlarımız kontrol eder

Yavaş Yemek Yemek Bizi Daha Çabuk mu Tokluğa Ulaştırıyor?

Toplumlar arasında kimi derin yeme farklılıkları bulunsa da ''yavaş yemek seni daha çabuk doyurur'' gibi cümleler her toplumda sık sık kullanılır. Peki, bu cümleler doğru mudur? Bilimsel olarak evet, bu cümleler doğrudur. Sindirim ve sinir sistemimiz arasındaki karmaşık bağlantıyı hormonlarımız kurar. Bu hormonların sentezinin uyarımı ve salgılanıp beyni uyarması süreci yaklaşık 20 dakika sürer. Bu da demek oluyor ki, aslında vücudumuz için yeterli besini alsak bile beynimize doyduğumuz bilgisi geç gittiği için fazladan yemeğe devam ederiz. Bu yüzden yavaş yemek yiyerek ghrelin hormonunun beynimizi uyarması için yeterli süreyi tanıyabiliriz.

Hızlı Yemek Yemek Kilo Artışına mı Yol Açıyor?

Mantıksal olarak bu sorunun cevabı evet olarak verilebilir. Çünkü hızlı yiyerek normalde yiyebileceğinizden çok daha fazlasını yiyebilirsiniz. Daha fazla kalori tüketmek de doğal olarak kilo artışına sebep olacaktır. Japonya'da 2006 yılında 4000 orta yaşlı birey üzerinde yapılan bir çalışmada, kendini çok hızlı yemek yiyen biri olarak tanımlayan insanların tanımlamayanlara göre 20 yaşlarından beri daha çok kilo aldığı gösterilmiştir. Yine Japonya'da 529 erkek üzerinde 8 yıllık süreçte yapılan bir diğer çalışmaya göre çok hızlı yemek yiyenlerin yavaş ve orta hızda yiyenlere göre iki kat aha fazla kilo aldığı gösterilmiştir. Yavaş yemek için yemeğin bilgisayar karşısında yenilmemesi öneriliyor.

Sonuç

Yavaş yemek, besinleri daha uzun süre çiğneyerek daha iyi bir fiziksel sindirim yapmanıza olanak sağlar. Bu yüzden de yavaş yiyerek daha az sindirim sorunu yaşayabilirsiniz. Aynı zamanda yavaş yiyerek vücut ağırlığınızı kontrol altında tutabilirsiniz. Esen kalın. ((Kaynak: Yazar Canberk Çolak Editör Çağrı Mert Bakırcı)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tufan Soydabaş Arşivi