Bu bendergehte herkes dirhem ü dînâra tâbîdir
Geçtiğimiz günlerde basında yer alan haberler arasında Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yatırımcılar için finansal okuryazarlığın önemine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş, özellikle finansal okuryazarlığın önemine vurgu yapmış. Anadolu Ajansına yapılan değerlendirmelerden bazı kesitler:
Finans teknolojisindeki hızlı değişim ve dönüşüm, yeni finansal enstrümanlar, ponzi sistemi gibi hususların finansal bilginin önemini artırmış olup, dünyada da pek çok ülkenin toplumsal finansal okuryazarlık bilincini yükseltmeye yönelik faaliyetler yürütülmektedir.
Ülkelerin kalkınma stratejisi açısından yurt içi tasarruf oranlarının artırılması ve tasarrufların finansal piyasalar aracılığıyla reel sektör firmalarına doğrudan aktarılmasının önemli bir unsurdur.
Ülke çapında, finansal eğitim ve finansal okuryazarlığın yaygınlaştırılmasıyla bir yandan bireysel yatırımcıların sağlıklı yatırım kararları vererek finansal piyasalara aktif katılımı sağlanabilecek, diğer yandan farkındalığı yüksek bireyler vasıtasıyla tasarruflar, finansal piyasalara istikrarlı yatırım kaynağı olarak aktarılabilecek.
Finansal okuryazarlık düzeyinin gelişmesi, finansal sahtekarlıklara olan zafiyeti azaltıyor, doğru yatırım kararlarının alınabilmesinin önünü açıyor.
Kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve özel şirketler, finansal okuryazarlık alanında projeler yapsa da faaliyetler dağınık yapıda. Ülkemizde mesleki ve teknik liselerde finansal okuryazarlık seçmeli ders olarak okutulmaktadır. Ayrıca bazı ön lisans ve lisans programlarında sınırlı düzeyde finansal okuryazarlık dersi veriliyor. İlköğretimde finansal okuryazarlık eğitimi kapsamında eğitmen açığı bulunuyor.
Savunmasız kalan yatırımcı zarara uğruyor. Finansal okuryazarlığın artırılması yoluyla hane halkı ve firmaların tasarruf yapma farkındalığının artırılacaktır. Son yıllarda özellikle finansal okuryazarlık düzeyi düşük bireysel yatırımcıların foreks, kripto varlıklar ve borsa alanlarında yüksek kar beklentisiyle hareket ettiği ve yüksek risk aldığı gözleniyor. Tüyo ve duyum adı altında yanıltıcı ve yanlış yönlendirmelere karşı savunmasız kalan söz konusu yatırımcıların zarara uğradığı görülüyor. Düşük finansal okuryazarlık seviyesindeki bireylerin risk yönetimi yapmakta zorlandıkları, yatırım ürünlerine ilişkin sınırlı bilgi birikimine sahip oldukları, yatırım ürünlerinin karakteristiklerini ve risk seviyelerini ölçemedikleri, şirket finansallarını okuyamadıkları biliniyor.
Finansal okuryazarlık konusunda atacakları adımların önemine işaret eden Bakan Şimşek, ayrıca şu açıklamalarda bulunmuş:
Atacağımız adımlar ve yeni projeler, yatırımcı davranışını profesyonel seviyeye taşıyacak, sermaye piyasalarına katılımı artıracak, sürü psikolojisiyle yatırım davranışını engelleyecek. Finansal okuryazarlık düzeyi düşük yatırımcılar sermaye piyasalarında zarar görebilir, bu yatırımcıların temkinli olması önem taşıyor. Bu çerçevede sermaye piyasalarında finansal okuryazarlık dönemini başlatıyoruz. Finansal Okuryazarlık Portalı, Sermaye Piyasaları ve Finans Mesleki Teknik Anadolu Lisesi, Finans Akademisi ile ev hanımlarına yönelik eğitim gibi projeleri hayata geçiriyoruz. Bu projeler, yatırımcılara uzun vadeli ve çeşitlendirilmiş bir portföy anlayışı içinde davranmanın rasyonel olduğu gerçeğini sunacak ve en önemlisi piyasa etkinliğini artırarak daha da istikrarlı bir sermaye piyasası seviyesine ulaşmamızı sağlayacak."
Türkiye'de de finansal okuryazarlık seviyesinin artırılması gerektiğini daha önceki yazılarımızda bizlerde bu köşede yer vermiştik. Bu konudaki görüşlerimize aşağıdaki adresten ulaşılabilir:
https://bbnhaber.com.tr/yazarlar/yilmaz-tasci/finansal-okuryazarlik-3167
Ekonomi, insan ihtiyacını karşılamak üzere kıt kaynakları kullanarak, mal ve hizmetlerin üretimini, tüketimini ve bölüşümünü inceleyen; neyin üretilmesi, nasıl üretilmesi ve kimler için üretilmesine ilişkin sorulara cevap arayan bir bilim dalıdır. İnancımız gereği adalet ve ihsan ilkelerini esas almak ve bu esaslara göre üretim, tüketim ve paylaşımda ilişkisinde sadece ekonomik kurallar değil insanî erdemlerin de dikkate alınması gerekir.
Mevlanâ’nın, meşhur eseri “Mesnevî”de; hür olabilmek için para-pul esaretinden kurtulmak gerektiğini söylemesi tesadüf olmadığına millet olarak canlı şahit olduğumuz dönemleri yaşıyoruz.
Hizmetkârımız olması gereken para, varlığında da yokluğunda da başımızın belası olabiliyor. İnsanlar her gün yeni ekonomik terimler ve kavramlarla, yeni enflasyon tanımlamaları ile güne başlıyorlar.
“Ne kânûna ne cebr ü zora ne hünkâra tâbîdir//Bu bendergehte herkes dirhem ü dînâra tâbîdir.”( Ziya Paşa)
Kapitalist sistem maalesef Ziya Paşa’yı haklı çıkarıyor.
Bir milletin dilinden “Rabbena heblena” yerini hepbanaya bırakınca parayla imtihanı kaybetmesi de kaçınılmaz oluyor.
Kitabımız ve inancımız da, servetin yalnız zenginler arasında dönüp dolaşan bir güç, hatta bir sömürü ve egemenlik aracı olmasını, böylece büyük kalabalığın harcayacak bir şey bulamamasını onaylamaz. “Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz...” (59. Haşr: 7) âyeti buna işarettir. Esas olan, zengin fakir arasındaki büyük eşitsizliği makul seviyeye indirmek ve herkesin insanca yaşama standardına sahip olması için alınması gereken tedbirleri devlet ve millet olarak ortaya koymaktan ibarettir. Yeryüzünde her konuda olduğu gibi sosyo-ekonomik konuda da adâletin hâkim olduğu ve dengelerin oluştuğu güçlü bir toplumsal yapının varlığını sağlamak istiyorsak finansal okuryazarlığı, beraberinde tasarruf tedbirlerini sadece insanımıza yüklemek te doğru olmayacaktır.
Artık kişilerin finansal hayatını yönetiyor olmalarının, ülkelerin ekonomilerini yönetiyor olmaları kadar önemli hale geldiğini görmeyecek kadar kör olamayız ve değiliz de…
Finansal Okuryazarlık konusunda devlet ve millet olarak farkındalığımız yükseltmek ve derin uykularımızdan uyanmamız gerekiyor.
Uykuda kişinin algılama kabiliyeti bedenden ayrılır, işlevsiz kalır. Ayakta uyutulanlar için durumun daha da vahim olacağını, bu insanlar için ya ölme ya da köle olarak gözlerini açma gibi bir durum yaşayacağını da bilelim.
Usta Şair İsmet Özel’in şiirlerinde dile getirdiği dizelerle “uyanmak” temennileriyle yazımızı tamamlayalım.
Henüz uyanmış bazıları
Henüz uyumamış bazıları
Bazıları uyanmış uykusuna doymadan
Bazıları uykusuna varmadan doymuş...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.