Zulüm nedir, kimler zalimdir?
Zulüm sözlükte “bir şeyi ona ait olmayan yere koymak” anlamındadır. Başka bir anlamı güçlü bir kimsenin yasaya ve vicdana aykırı olarak başkasına yaptığı kötü, acımasız, kıyıcı davranış, işkence de zulümdür. Aynı kökten gelen “zulmet” (çoğulu zulumât) kelimesi aydınlığın ve nurun zıddıdır. Haksızlık, hakkı yerine koymama, baskı, şiddet, hak yeme, eziyet ve işkence manalarına da gelir.
Istılahta ise bu zulüm kelimesi “adaletsizlik, düşmanlık, hakkı engellemek, gayr-i meşru bir şekilde değiştirmek, eksiltmek suretiyle adaletten sapmak” tır. Yani ister sözlü olsun isterse fiilî, haktan vazgeçip batıla yönelmektir.
Zulüm bir şeyi ona ait olmayan yerde kullanmak dedik ya; eldiveni ayağa, çorabı da ele geçirmek gibi. Ele de eldivene de ayağa da çoraba da zulümdür, yazıktır. Aynı şekilde başkalarına ait olan mal, eşya, servet, arazi vb. şeyleri haksız yere bedelini ödemeden sahiplenip onları yani asıl sahiplerini oradan güç yoluyla sürmek mallarını ele geçirmek de gasptır, işgaldir, zulümdür. Hakkını arayanlara da orantısız güç uygulamak hele hele canına kastetmek, öldürmek zulmün katmerlisidir. Zulüm ile abat olunamaz.
Adalet herkese lazım, herkes için lazım. Zulmü kim yaparsa yapsın, kime yapılırsa yapılsın, dünyanın neresinde yapılırsa yapılsın iman, izan, akıl, vicdan sahibi herkes bu zulme karşı çıkmalıdır. Zulüm yapılan yerin kutsal bir bölge olup olmamasının da bir önemi yoktur. Zulüm nerede yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın zulme karşı durulmalı. Elimizle, dilimizle, kalbimizle nasıl yapabiliyorsak o şekilde zulme karşı çıkmalıyız.
Zulmün bir başka boyutu da insanın kendisine yaptığı zulümdür. Kişi Allah’a ortak koşarsa zulmün en büyüğünü kendisine yapmış olur. Bu kelime ZULMÜN AZİM/ en büyük zulüm diye geçer Lokman 13. ayette; “Vaktiyle Lokman oğluna öğüt vererek: “Ey yavrucuğum! Allah'a şirk koşma, kuşkusuz şirk koşmak çok büyük bir zulümdür.” demişti.
Karanlıkların, aydınlığın tersi de zulüm diye geçer. Tevhit inancının zıddı olan şeylerde zulümler / karanlıklar olarak tarif edilir.
“Allah, iman edenlerin velisi ve koruyucusudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Gerçeği örtbas eden kâfirlerin evliyası ise tağuttur / azgınlardır. Onları aydınlıktan karanlıklara sürüklerler. İşte onlar ateş halkıdır. Orada kalıcıdırlar.” Bakara 257. Ayet
Allah’a karşı yalan uydurmak ta zalimliktir. Kendi batılını hak diye sunmaktır adaletten sapmaktır hak gaspıdır. Allah’ tan rol çalmaktır.
Bakara 254.ayette: "Elkafirune humu'z-zalimun= Kâfirler, onlar zalimlerdir der Allah." Allah'ın indirdiği, yaşanmasını istediği doğrunun üzerini düşüncesinde, sözünde veya davranışında örten de zalimdir.
“Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde: ‘bana vahiy edildi" diyen ve: "Allah'ın indirdiği gibi bir kitap da ben indireceğim" diye iddiada bulunandan daha zalim kim olabilir? … “ Enam 93. Ayet.
Yukarıdaki ayetlerde zalimlerin kimler olduğunun tarifini bizzat Allah yapmıştır. “Şüphesiz Allah adaleti emreder (Nahl-90)” Bu ayeti her cuma hutbede dinleriz. Adaletin önemi çok büyük adaleti hayatımıza hâkim kılmalıyız. Adaletten hiç ayrılmamalıyız. Adaletten ayrılmak zulümdür. Bu zulümleri işleyende zalimin ta kendisidir Ne kendi nefsimize ne de başkalarına ZULÜM yapmamalıyız. Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.