Kirlenen Havamız!
Son günlerde hem Dünya genelinde hem de ülkemizde yaşanan bir sorun var. Hava kirliliği, yüksek basınç, yağışsız havalar ve aşırı fosil yakıt tüketimi sonucunda etkili oluyor. Özellikle İstanbul, Dünya genelinde hava kirliliğinin en yüksek olduğu şehirlerden biri olmuş durumda. Peki hava kirliliği nedir ve nasıl oluşur?
Atmosferde toz, duman, gaz, koku ve saf olmayan su buharı şeklinde bulunabilecek kirleticilerin, insanlar ve canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyecek ve/veya maddi zararlar meydana getirecek miktarlara yükselmesi, “Hava Kirliliği” olarak nitelenmektedir. İnsanların çeşitli faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklarla hava tabakası kirlenerek, yeryüzündeki canlı hayatı olumsuz yönde etkilenmektedir.
Özellikle kış mevsiminde, yüksek basıncın hakim olduğu sakin gecelerde yeryüzü radyasyon kaybı nedeniyle havadan daha çabuk soğur ve yere yakın seviyelerde soğuk, yerin biraz üstünde ise sıcak hava bulunur. Bu durumda yerdeki soğuk hava hapsolur ve yükselemez, Bu durum yer düzeyinde sis oluşmasına neden olur. Ayrıca, yer düzeyindeki havadaki hava kirleticiler de yükselerek dağılamaz ve özellikle ulaşımdan, ısınmadan, sanayi ve enerji üretim santrallerinden kaynaklanan hava kirleticiler de bu bölgelerde atmosferin soluk aldığımız yer düzeyinde yoğunlaşır. Hava kirliliğinin nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili birkaç madde bilgi verelim.
-Hava kirliliği, saat başı 800, dakika başı 13 kişinin hayatını kaybetmesine yol açıyor.
-Fosil yakıtların ısınmak için kullanımı, dizel jeneratörler, kömürle çalışan fabrikalar, kömürle güç üretimi, özellikle dizel yakıtla çalışan ulaşım araçları, tarım atıklarının açık havada yakımı, organik atıkların yine açık havada yakımı hava kirliliğinin yine başlıca nedenleri arasında.
-Evlerdeki hava kirliliği, çoğu gelişmekte olan ülkelerde her yıl 3,8 milyon erken ölüme yol açıyor. Bu ölümlerin yüzde 60’ını kadınlar ve çocuklar oluşturuyor.
-Dünyada çocukların yüzde 93’ü, hava kirliliğinin Dünya Sağlık Örgütü standartlarının üzerinde olduğu bölgelerde yaşıyor. 2016 yılı rakamlarına göre, 15 yaşının altındaki 600 bine yakın çocuk solunum sorunların yüzünden hayatını kaybetti.
-Dünyada 100 binin üzerinde insan yaşayan düşük ve orta gelirli kentlerin yüzde 97’sinde, hava kirliliği oranı, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği minimum standartlarının altında. Yüksek gelirli kentlerin de yüzde 29’u yine Dünya Sağlık Örgütü kriterlerinin altında.
-Şehirlerdeki yoğun araç trafiği, hava kirliliğinin artmasına yüzde 25, kullanılan kötü yakıtlar yüzde 20, endüstriyel faaliyetler de yüzde 15 katkı sağlıyor.
Hava kirliliğini önlemek için neler yapılması gerektiğini, dahası birey olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğini birkaç maddeye sığdırmak zor şüphesiz. Ancak sanırız ihtiyacımız olan ilk şey çevre bilinci.
Bilinçli bireyler yetiştirmek ile başlayalım işe. Kendi çevre bilincimiz oturduktan sonra bunları çocuklarımıza da aşılayarak önemli bir kazanç sağlarız. Çevre bilinci ile yetişen çocuklar, bir zincir gibi güzellik halkaları ekler ekolojik dengeye… Çevre bilinci, dünyamızın “güzel bir gelecek” inşası için dayanıklı bir tuğla görevi görecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.