Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu

YENİ DÜNYA DÜZENİ’NDE YENİ PAKT: ASYA KITASI’NIN ANADOLU KALKANI

YENİ DÜNYA DÜZENİ’NDE YENİ PAKT: ASYA KITASI’NIN ANADOLU KALKANI

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş (1945-1990) ve 1991-2022 yılları arasında yaşanan çeyrek asırlık, Dünyayı Ortadoğu üzerinden yeniden şekillendiren tek kutuplu küreselci yapay süreçler, doğal bir pakt ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Örneğin, Ukrayna –Rusya Savaşı, Rusya’nın Hıristiyan bile olsa Avrupalı olmadığı gerçeğini ortaya çıkardığı gibi Türkiye’nin de 70 yıllık NATO üyesi olsa bile özellikle Yunanistan ve PYD konusunda AB/D’nin (Batı Dünyası) bir parçası olmadığı ve ikisinin de düşmanlarının aynı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır.

Burada gerek jeostratejik konum gerekse tarihi, teknolojik ve kültürel sebeplerle Türkiye, bir basamak daha yükselmiştir.  Bu yazıda Anadolu’nun neden önemli olduğu ve Asya Kıtasının, Rusya, Çin, Hindistan ve İslam Dünyası dörtlüsü arasında Anadolu Kalkanı Paktı’nın tarihi, siyasi, ekonomik ve askeri önemi anlatılmıştır.

Neden Anadolu Paktı?

                    Azametli, bahtsız, şanlı ama talihsiz muhteşem Asya Kıtası, yaklaşık 200 yıldır bulutların sabah güneşinin önünde geri çekildiği gibi ‘küçük çıkıntısı’ Avrupa yarımadasının ve O’nun veledi, ABD’nin önünde geri çekildi.

               Muhteşem Asya’nın ayağa kalkmak için giriştiği bir hamlesi başka bir felaketine sebep oldu. Bu helaket ve felaketten kurtulmak, eski azametli günlerine tekrar kavuşmak için giriştiği Tanzimat, Islahat, meşrutiyet, reform, devrim, sosyalizm ve ne idüğü belirsiz bir sürü Avrupalılaşma adı altındaki, gayretlerine rağmen bu zillet döneminden bir türlü kurtulamadı.

            Muazzam Asya Kıtası, batının afyon savaşlarına, büyük-küçük oyunlarına, böl-parçala-yut politikalarına, diktatör-cahil-gaddar uşaklarının tek perdelik Saddamvari tiyatrolarına, sağ-sol, ırkçı ve ideolojik kör oyunlarına sahne olmuştur.

  Bir zamanlar Batı tarafından “Tanrının Kırbacı” olarak nitelendirilen Verimli Hilali’in taç kapısı olan İslam Dünyası, iki asır içinde Batıyla yer değiştirmiş, Batı’nın kendisinden çaldığı keşif ve icatlarını aynı vasıflarla tavsif edecek kadar cahilleştirilmiştir. Öyle ki bin yıl önceki bilgi seviyesinin bile altına inmiş ve Irak, Afganistan, Suriye, Yemen, Libya…. gibi her gün bir Kerbela yaşanmaktadır.

Oysa daha üç asır önce Avrupa; Cihangir Asya Ordularının atlarını otlattığı Macar Ovalarıydı. Pers’i, Türk’ü, Arap’ı, Moğol’u ve Rus’u için böyleydi. Her Asyalı kavim Avrupa’ya daima, tek başına aslanlar gibi saldırmıştır. Lakin, Avrupa Haçlı ve daha sonraki tüm seferlerinde ancak “İttifak” adı altında çakkal sürüleri gibi Asya’ya saldırmıştır. Tıpkı bugün Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Türkiye ve Rusya’ya yapıldığı gibi.

   Avrupalılar, daha ilk seferlerde o kadar açgözlü ve iğrençtiler ki; Asya Kıtası’nda veya yeryüzünün herhangi bir yerinde, gözlerine kestirdikleri bir yeri, biri ısırmakta zorlanınca aralarına başka bir kemik düşünceye kadar ‘En ziyade müsaadeye mahzar millet’ diye Uluslararası Hukuk adı altındaki (Ki bugün bile büyük kısmı Avrupa’nın vahşi kuralarından oluşur) uydurmalarıyla oraya doluşurdu.  Kapitülasyon, üs, liman, asker derken bir casusla orada huzursuzluk çıkartıp, sonra da ‘Barış ve Dünya’nın Güvenliği’ için orayı işgale girişir ve geberinceye kadar da oradan çıkmazdı.  

Kan ve İnsanlık dışı bir güç üzerine kurulan Batının İmparatorluğu, Dünyaya hâkim olduğu günden beri Dünya yalancı gülümsemelerden başka huzur yüzü görmemiştir. Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu kan gölüne dönmüştür. Oysa sadece Osmanlı, dört asır burada, Pax-Ottoman, huzur içinde buraları yaşatmıştır. Örneğin, Irak (1517-1917) yılları arasında yöneticilerinin %70’i kendi halkında olarak bölgesini yönetirken ve Kerbela cennet olmuşken, 1917-1932 yılları arasında İngiltere işgali altına girince onbinlerce ölü ve halktan bir tane memur yönetici olamamıştır.

Haçlı ve Sömürge seferleri, 100 yıl, 30 yıl, 7 yıl, I. ve II. Dünya Savaşlarının, Soğuk Savaşın ve Dehşet Dengesinin, Ortadoğu facialarının müsebbibi ve felaket tellallı, hep Batı olmuştur. Bugün yaşasalardı sayıları en 1 milyar olacak Kızılderililer, yüzmilyonlarca siyahi ve Avusturalya’daki Aborjinleri Batı, soykırıma uğrattı. İlk defa Kimyasal, Nükleer ve Biyolojik silahları kullanan Batı olmuştur. Batı,  bir daha insan olamayacak kadar bozulmuştur. Çünkü tek anladığı şey kuvvet ve menfaattir.

         Dünyaya binlerce yıl hükümranlık yapan Asya, Dünya’nın gerçek efendisidir. Dünyaya Pers ve Moğollar gibi bir iki hatası dışında asla kötülük yapmamıştır. İpeği, yazıyı, matbaayı, cebiri, astronomiyi, bilimin ana unsurlarını Mezopotamya, Çin, Hint, Türkistan, Endülüs ve Alem-i İslam, bulmuştur.

Daha Ortaçağda yani Avrupa’nın karanlıklarda boğulduğu vebadan kırıldığı üç asır gibi kısa bir zaman önce, Avrupalı bir hastasını Asya’nın eczanesine gönderdiğinde o ülke tavus kuşu gibi tüm maharetini sergileyerek, kapılarını ardına kadar açar ve bir daha yorulmasın diye yöntemini de öğretirdi. Hatta Haçlı işgalinde ona kılıç sallayan ele cerrahiyatı öğretmiş kitabını vermiş (İbn-i Sina/Kanun-u fi-tıb) ve 600 yıl da okutmuştu.

İstanbul, Taç Mahal, Selimiye, Şam-Bağdat-İsfahan-Türkistan Medreseleri ve Pekin bilimin olgunluk temellerinin atıldığı yerlerdir. Selahaddin-i Eyyubi, Kudüs’ü fethedince katilleri bile affetmişti. Oraya Diyarbakır ve Silvan’dan binlerce deve yükü kitap götürmüştü. Bu nedenle yüzyıllarca Asya Kıtası, Avrupa için ulaşılması imkânsız bir “Kızıl Elma, Kaşıkçı Elması, Çin İpeği, Hint Kumaşıydı". Şam’ın çeliği ve şekeri, Rakka’nın sabunu çok kaliteliydi. Halep kağıt fabrikası seri üretim yapıyordu. Ama şimdi buralar Batı’nın elinde mezarlık ve mezbahane olmuştur.

Bugün Avrupa bir Asyalıyı ancak bir hayvan gibi ilaçlarını ve silahlarını denemek için, Covid-19 gibi,  bir kobay olarak kullanmaktadır. Bunun tedavisini öğrenen bir Asyalı çıkarsa da onu teröristlikle suçlayıp ittifaklarla hareket ederek sürüler halinde ona saldırmaktadır. Osmanlı, Hindistan, Çin, Japonya, İran, Rusya… vs.

Neden II. Dünya savaşının gerçek sebebi Almanya olmasına rağmen ve Japonya da teslim olduğu halde ona karşı atom bombası kullanıldı. Ya da Rus ve Çin devrimlerini kim yaptı? Açıkçası bir tek nedeni vardır: Asya dirilmesin diye. Çünkü medeniyeti insan odaklıdır. Bozulmuş bir Asyalı varsa onun da sebebi Avrupa ve/ya ABD’dir. 

Dünya’nın anası Asya’dır. Merkez Kıta olan Asya, Dünya Anakarasına sırtını dayamış bir pehlivan gibi, Dünyanın en önemli Stratejik Geçitlerinin de sahibidir. Dünya’nın merkezi Lübnan, Suriye, Anadolu ve Irak üzerinden Basra Körfezine inen büyük Verimli Hilal’dır. Burası dünya enerji kaynakları ve Türk Boğazları, Süveyş, Hürmüz, Yemen  gibi su geçitlerinin en az yarısını oluşturmaktadır.

Peki İnsanlığın kurtuluşu için Batı’ya karşı çözüm nedir öyleyse?

El Cevap: Anadolu üzerinde kurulabilecek olan bir ittifakın Güney Kuşağı(Fas-Endonezya) boyunca Müslümanlar, Kuzeyinde Ruslar; Doğusunda ise Çin, Japonya ve Hindistan… Yani Asya’nın Trilaterealı (üçlü)… Tıpkı ABD, İsrail ve Avrupa İttifakı gibi… askeri, ekonomik ve siyasi pakt.

 Neden Anadolu?

Birincisi: Anadolu, eskiden beri Batının durdurulduğu yerdir. Eğer İskender burada durdurulabilseydi, Hindistan’a kadar gidip Afganistan’da Buda’ya şal giydiremezdi. Avrupa burada durdurulamadığı için bugün Ortadoğu ve Dünya bu haldedir. Rusya bile 100 yıl geriye gitmiş, Asya’nın hafıza kartı Çin, Kültür Devrimiyle Batı tarafından köleleştirilmek isteniyor.

Bu yüzden Asya Kıtası, Savunma kalkanı olarak Akdeniz, Ortadoğu ve Kafkasların öncelikli güvenliği için Anadolu’yu üs seçip burayı savunma hattına dönüştürerek Asya Kıtasına kalkan yapmalıdır.

Ve en önemlisi Asya’nın en büyük ihtilalini 15 Temmuz da yapan iri, diri ve bir olan 15 Temmuz Büyük Anadolu İhtilali Ruhu.

Anadolu ve Asya’da etnik ve ideolojik farklılıkları duyar gibiyim. Ama emin olun bunların ayrılıkları ve farklılıkları, İngiliz, Alman ve Fransız çatışması kadar bile değildir. Zaten Dünya’nın tüm felaketlerinin kaynağı da bunlar değil midir?

İkincisi: Akdeniz, Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar, Çanakkale ve İstanbul, Basra ve Kızıldeniz Boğazları Dünyanın belli başlı en stratejik noktalarıdır. Buralar da ancak Anadolu üzerinden tarafından kontrol edilebilir.

  Birer Asya cehaleti ve Avrupa fitnesi olan Doğu Türkistan, Çeçenya, Karabağ ve Keşmir, Kürt sorunları derhal barışçı bir şekilde ve bu ülkelerin toprak bütünlüğü çerçevesinde büyük Asya Kıtasının ittifaklarıyla çözülmelidir.  Sabit sınırlarla mal, sermaye, hizmet ve insan geçişi kolaylaştırılabilir. Demir, hava ve deniz ipekyolları çoktan çalışmaktadır. Ancak Batı AB-D gibi birlikler kurarken Doğu’nun hala bölünüp, toplamını Batılıların aldıkları çarpışmalardan kurtulmalıdır.

Çin, Hindistan ve Rusya; Yemen, Libya, Filistin, Suriye, Irak ve Afganistan sorununda Batı’ya karşı Müslümanlardan yana tavır koymalıdır.

 ABD’nin bu bölgeye daha fazla yerleşmesini önlemek için Orta Asya’da imzalanan Şanghay Beşlisine Türkiye, Afganistan, Mısır, Hindistan, Endonezya, İran ve Pakistan da dâhil edilmelidir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Antlaşmasına ciddi işlerlik kazandırılmalıdır.

  Bölgesel ittifaklara ilave olarak, yeni bir Filistin’e veya İsrail’e dönüşmek üzere olan Kürtler; İran, Suriye ve Türkiye arasındaki oluşturulacak ‘Üçlü’ bir ittifakın ‘Diz Kapağı’ olabilir. İslam ümmetinin bu yetim milletinin huzurunu esas alan çözümler çok kolaylıkla bulunabilir. Batı’nın mankurt Kürtlerden oluşturduğu HDP-YD-KK bir terör organizasyonudur.

Tarih buna en büyük şahittir. Kürt’le Türk’ün farkı, sadece harflerin yeri değişmiş kadardır. Kürt ile Arap’ın Acem’in de farkı yoktur. HDP/KK ve Baas Partilerinin görevi bu halkları mankurtlaştırmaktır. Eğer özellikle Verimli Hilal coğrafyasında ‘ortak tarih, kültür, din ve ortak çıkar” prensibiyle hareket edilmezse, Orta Doğuda İsrail’den daha büyük bir felaket 3–5 yıl sonra kapımızdan içeri girecektir. Bu durum Keşmir, Tavyan, Belucistan için de geçerlidir.

  Asya kıtası, Batı’nın yenilmezlik korkusunu unutmalı. Çünkü daha 200 yıl önce Türk’ün (=Müslüman) yenilmezliği Avrupa’nın hafızasındaydı. Avrupa, çocuklarını Türk korkusuyla uyutuyordu.

Batı, Rusların Deli’lerine teknoloji aktarıp, Osmanlıyı dövdü, Japon’u kışkırtıp Rus’u dövdü, Osmanlıyla birleşip Rus’u Karadeniz’e hapsetti, Çin’i ve Japonya’yı yıkıp mankurtlaştırdı, Saddam’ı okşayıp İran’ı dövdü artık son olarak kendisi, İngilizlerin 19.y.y’da Osmanlı’ya karşı işgale bizzat girişip destekleme politikasını terk etmesi gibi; BOP adı altında bu bölgeyi ve tüm Asya’yı yutmak üzeredir. Buna karşı Anadolu üzerinde birleşmeliyiz. Ukrayna’da Rusları kapana kısan Batı, Türkiye’yi de Ege’de Yunanlılarla kapana sokmak istiyor. Buna dikkat etmek ve Rusya ve Çin, Türkiye’den yana olmalıdır. 

  Sonuç; ayıp, yasak, günah, demokrasi ve insan hakları Batı’nın defterinden silineli on yıllar olmuştur. Tek çözüm; özümüz olan muhteşem Asya kültüründe ittifaklar kurmaktır. Yani ticari anlamıyla A.Ş kurmaktır.  Sonuç olarak bu mümkün mü? Evet, mümkün ve başka hiçbir şansımız da yoktur. Hem de şimdi tam zamanıdır. Erdoğan, Şi Cinping ve Putin bunu yapabilir. Geçmişte Ruslar bu kıtanın felaketi olmuşlardı şimdi ise rahmeti olabilirler.

 Batı, tüm insanlıkta nefret uyandıracak kadar kıtasından uzaklaşmıştır. İslam Dünyasının manevi ve Jeostratejik desteği, Rusların silah ve enerji, Çin ve Japonların para-teknoloji desteği birleşirse bu Dünya adası kurtulur. Afrika ve Güney Amerika fakirleri bile eminim buna destek verecektir. Eğer böyle bir ittifak kurulmazsa Dünya bu açgözlü insanlar tarafından bitirilecektir.

21. yy’da Yeni Bir Dünya Düzeni için Asya’nın ve Dünya’nın kurtuluşu Anadolu üzerinde ittifakla mümkündür. Bu da iki asırlık Batı Şer İmparatorluğunun sonu demektir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu Arşivi