23 Mart Perşembe günü İslam beldeleri mübarek bir iklimin atmosferinde ayların Sultanı Ramazanı karşıladı.

Bu sene yaşamız olduğumuz deprem ve sel felaketleri nedeniyle buruk bir sevinçle girdik.

Hayatın akışı devam ediyor ve insanlar yeni bir hayat kurma telaşesinde yaşamlarını sürdürüyor.

Geçmiş zamanlarda Ramazan'ın ruhuna uymayan çalgılı çengili ramazan eğlenceleri geceleri tertip ederlerdi. Tiyatrolar, konserler, panayırlar gibi saçma adetler vardı.

Elhamdülillah bu aya yaķışmayan etkinlikler kaldırıldı.

Müslümanlar Ramazan ayını nasıl idrak etmeli?

Öncelikle geçmiş atalarımızdan geldiğini varsaydığımız Ramazanla alakası olmayan gelenek ve bit’atlar terk edilmelidir.

Saf, temiz ve samimi bir şekilde dini yaşamalıyız. Elimizde mevcut olan Kur’an ve sünnete göre hareket etmeliyiz.

Mukaddes kitabımız bu ay da indiği için Kur’anı okumalı ve anlamalıyız.

Yardımlaşma ve dayanışmayı arttırmalıyız. Yaşadığımız felaketlerden sonra sadakalarımızı arttırmalıyız.

Cömertlik de yarışmalıyız.

İbadetlerimizi, salih amellerimizi arttırmalı ve kendimizi düzeltmek için adım atmalıyız.

Artık öz eleştiri yapmalı ve iç sesimizi yani vicdanımızı dinlemeliyiz. Hayatın hızına karşı yavaşlamalı ve tefekkür etmeliyiz.

Yazacak çok şey var ama ana hatları ile bunları yapmak bizi hem yumuşatacak ve nefis terbiyesi ve iradesinde önemli bir etken olacaktır.

Özellikle son 10 gün mağfiret ve kurtuluş için çok değerlidir.

Herkesin Ramazan’ını tebrik ederim..