Mustafa ÇİMEN

Mustafa ÇİMEN

İnançların Kavşağında Bir Kent: Lystra

İnançların Kavşağında Bir Kent: Lystra

Tarihin sessiz tanıkları arasında yer alan Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri de Konya’nın güneyinde, bugünkü Hatunsaray ve Botsa köyleri arasında yer alan Lystra Antik Kentidir. Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir koloni olan bu şehir, sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda farklı kültürlerin, inançların ve tarihsel dönüşümlerin de kesişme noktasıdır.

Lystra, özellikle Hristiyanlık tarihinde özel bir yere sahiptir. İncil’de, Aziz Pavlus’un (St. Paul) bu kente birkaç kez uğradığı, burada vaazlar verdiği ve mucizeler gerçekleştirdiği anlatılır. Pavlus’un bir sakatı iyileştirmesi üzerine halk onu tanrı Hermes, arkadaşını ise Zeus sanmış; bu olay, Lystra halkının dönemin inanç ve kültürel yapısı hakkında ipuçları sunmaktadır. Ancak Pavlus’un mesajı zamanla bu bölge halkı üzerinde etkili olmuş ve burası erken Hristiyanlık döneminin merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Aziz Pavlus ve Aziz Barnaba’nın Anadolu’ya yaptıkları 4 seyahatte Hristiyanlığı yaymak için uğraştıkları faaliyetleri tarihi seyahatnamelerden öğrenmekteyiz. Bu seyahatlarde hiç süphesiz Lysta’da çok önemli bir yer tutmaktadır.

Arkeolojik olarak değerlendirildiğinde Lystra'nın kalıntıları bugün yüzeyde çok belirgin olmasa da, bölgede tespit edilen yapı temelleri, taş mimari parçalar ve yazıtlar kentin bir Roma kolonisi olarak düzenli planlandığını ve imparatorlukla sıkı bir ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır. 2024 yılından itibaren ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle Necmettin Erbakan Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlker Mete Mimiroğlu kazı başkanlığında kazı çalışmaları başlamıştır. Şüphesiz Anadolu’da en çok merak edilen ve bulgular bakımından titizlikle takip edilecek ören yerlerinden biri olma potansiyeline sahip olma özelliği gösteren kentte yapılan kazılar sonrasında yeni buluntularla daha kapsamlı bilgiler elde edilecektir.

Lystra, aynı zamanda Isauria bölgesiyle Lykaonia’nın sınırında yer almasıyla stratejik bir noktada konumlanmıştır. Roma'nın bölgeyi kontrol altına alma sürecinde hem askerî hem de idarî bir merkez işlevi görmüştür. Koloni statüsü sayesinde Roma vatandaşlığına sahip yerleşimcilerin yaşadığı, Roma hukukunun uygulandığı ve Latince’nin resmi dil olarak kullanıldığı bir kent olarak gelişmiştir.

Bugün Lystra, hemen yakınında yer alan Kilistra antik kenti ile birlikte düşünüldüğünde; geniş ovaya bakan kaya oyma kiliseleri, Roma dönemine ait kutsal yol izleri ve taş mimari kalıntılarıyla hem arkeoloji tutkunlarını hem de inanç turizmi meraklılarını kendine çekmektedir.

Anadolu’nun taş hafızasında bir yaprak gibi kalan Lystra, bize sadece geçmişi değil, aynı zamanda geçmişin nasıl bugünü etkilediğini de anlatır. Her adımda bir tarihî iz, her taşta bir inanç yankısı vardır bu topraklarda. Kültürel zenginliklerimize sahip çıkıp, geleceğe miras bırakmak temennisiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa ÇİMEN Arşivi