Define ve definecilikte tılsım, büyü ve cin olgusu her ne kadar çoğu kişi kabul etmese de maalesef vardır. Öncelikle “cinler bu işte nasıl kullanılmaktadır?”, “Tılsım ve büyü nasıl yapılmaktadır?” sorularına değinmek gerekir. İlk olarak şunun bilinmesi lazım; eski dönemlerde bilindiği üzere günümüzde insanların varlıklarını saklamak için kullandıkları banka, çelik kasalar, güvenlik alarmı ve kamera sistemi olmadığı için, o dönemin insanları altın, gümüş bakır bronz gibi değerli para ve objelerini bir kaya içerisine, kuyulara veya toprağa gömmekte idiler ve gömülen objelerin büyüklüğüne göre de belirli güvenlik önlemleri alınmaktaydı.

Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi banka kasa vs. gibi güvenlik imkanları o dönemde olmadığı için özellikle kilise paraları, eşkıya paraları ve bazı ilimlere sahip kişilerce gömülen bu define veya hazinelere doğa üstü güç olarak tabir edilen cin daveti, belirli ritüeller ile yapılan büyü, sihir ve tılsımlar uygulanmaktaydı.

Cinlerden bahsetmek gerekirse; bilindiği üzere cinler enerji varlıklarıdır. Aynı insanlar gibi yeme içme çoğalma gibi bir yaşam tarzları vardır. Fakat kendi boyutlarında çok hızlı hareket kabiliyetine sahiptirler. Bir örnek vermek gerekirse bir insan gözünü açıp kapatıncaya kadar bir cin dünya etrafını ortalama 5-7 kez dolaşabilmektedir. Tabi ki bunu kendi boyutlarında başarabilmektedir. Bazı din adamları veya cin daveti yapmayı bilen bir insan o cini kendi yaşadığı alemden kopararak dünyaya davet eder ve onu burada alıkoyar. Cinler enerji varlıkları olduğu için bizim yaşam alanımızda bir şeyden enerji almak zorundadırlar. İşte altın, su birikintileri, bazı hayvanlar bu enerji için aracı olarak kullanılmaktadır. Altın bu konuda biçilmez kaftandır. Davet edilen cin davet edildiği yerdeki altından enerjisini alarak kendisi ve ailesi yaşamını devam ettirebilir. Fakat bir gün defineci elinde dedektörle işte bu altının bulunduğu yeri tespit edebilirse, buradaki cinler bu durumdan rahatsız olmaktadır. Cinler burada defineciyi çeşitli sesler, yalancı görüntülerle korkutup bölgeden uzaklaştırmak isterler. Bölgede bulunan defineciler arasında sinirlilik kavga asabiyete sebep olurlar. Kuşkusuz tılsım, cin, büyü ve sihir gibi olgular definecilerin arazideki en büyük düşmanıdır. Fakat şu da unutulmamalıdır ki tılsım ve büyü çok nadir karşılaşılabilecek bir olaydır. Çünkü eski dönemlerde tüm definelere bu işlemler yapılmamaktaydı. Daha çok eski din adamları ve büyücüler tarafından yapılmaktaydı.

Gördüğüm ve okuduğum bazı işaretlerde ve yazılarda mezar ve yapı stellerinde en çok beddua yazması aslında gömülerin mezarların yer altı odaların mutlaka dinden veya başka şeylerden yardım beklemeleri ve birçok yaşanmış olaylar olması; cinlerin en çok enerji aldığı hayvanlardan birinin yılan olması, kazılarda sona yaklaşılınca yılanlar ile karşılaşılması, medeniyetlerin lahit, işaret ve birçok kabartmalarında en çok yılan figürünü kullanması bu konularda insanları her zaman arada bırakıp şüphelere düşürmüştür.