Jürgen Klopp; “Futbolda büyük takımlar topa sahip olma oyunu oynuyor. Ben de bu takımları izlemeyi seviyorum: Ama hiç kimse bu işe topa sahip olma takımı olarak başlayamıyor. Futbolda işe başlayıp şunu söyleyemezsiniz: Evet artık top bizim ve diğer takımlar bizi beklemek durumunda…”

Küresel ölçekli takımlar, sağlam bir savunma, sistemine uygun ve birbirini tamamlayan oyunculara sahipler, tabi aslında iş burada bitmiyor aksine yeni başlıyor. Birlikte oynama alışkanlığı yapılan transferler uyum süreçleri ve başlangıçlar bu işin giriş bölümü dersek yanlış olmaz. Sabırla büyüyen takım üzerine koyulan ve yapılan transferlerle gelişen sistemlerin oluşması farklı varyasyonların takıma eklenmesi kulübü farklı takım yapan olgulardandır. Büyük takımlar topa sahip olmayı severler, skor yaparlar, az yerler fakat o takımların A-B-C hatta D planları vardır.

Ülkemizde ise futbol anlayışı iki türde gerçekleşiyor, futbol oynamaya çalışanlar ve futbol oynatmamaya çalışanlar.. Futbol oynamaya çalışanların ise en az iki tane farklı kombinasyon planları olmak zorunda; yoksa katı defansı açmaları zor oluyor. Malatyaspor ile başlayan akım, Konya’da sonuç almak için, artık futbol oynamak yerine oyun bozan, geriye 5 defansla set çeken tüm takımların, oynadığı sisteme dönmüş durumda bulunuyor. Konyaspor top oynamaya çalışan bütün takımlar karşısında göze daha hoş gelen bir futbol oynadığı gerçeğini şöyle bırakalım, oyunu geliştirip farklı varyasyonalar denemek, sistemi daha da geliştirip, bazı maçlarda ona göre şekillendirmek gerek diye düşünüyorum.

Konyaspor iyi bir takım, fakat geriye yaslanan takımlara karşı alternatif ve kulübe konusunda problemler yaşıyor. Sivasspor takımı sezon başına ve önceki sezonlara oranla oldukça vasat bir takım görüntüsünde bulunuyor. Avrupa kupalarına gittikleri sezonda oynadıkları oyun ve mücadele hepimiz tarafından takdir kazanmış ve beğenerek izlemiştik. Bugün geldikleri noktada ise tamamen oyunu kilitleyip bulursam bir fırsat golü, bulamazsam deplasmanda 1 puan bana yeter anlayışı ile sahadalardı. Top her ne kadar bizim kontrolümüzde olsa da bu kontrol belli mesafeye kadardı. Belli yerden sonra Sivasspor buna müsaade etmedi. Serdar Gürler ve Mpoku’nun eksikliğini ziyadesiyle hissettik. Fakat takımda özellikle kapanan takımlara karşı pas bağlantıları ve sonuç için, bana delici bir oyuncu ve yırtıcı bir forvet alın diye bağırıyor. Bu tarz maçlarda bu sezon ilk mağlubiyetimizi aldık. Ancak Konya’ya bundan sonra da gelen bir çok takım; Malatya, Antalya, ve Sivas gibi bu anlayış ile sahada olacaklardır. Bu durum da Konyaspor’u oyunu şekillendirme adına 2-3 transfer yapmaya itiyor.

Bireysel olarak, son üç beş haftadır düşüşte olan Cikalleshi yerine Ahmed Hassan, orta alanda topla güreşen Amar yerine Cekici ile oyun kalitesini ve girilen pozisyonları bir tık artırmak mümkün diye düşünüyorum. Kapanan takımlara karşı orta alanda yırtıcı oyuncu olmazsa olmazımız bu yüzden Mpoku’ya ya alternatif bulmalı ya da ona çok dikkat etmeliyiz. Şapkadan tavşan çıkartan Serdar Gürler ise bu maçta takım için olmazsa olmaz olduğunu bir defa daha gösterdi.

Futbol sonuç odaklı bir oyun kazanmak, kaybetmek ve berabere kalmak içerisinde olan şeyler, bugün mücadele anlamında elinden geleni yapsalar da, çıkarken kaybedilen toplar, pas bağlantıları ve yakalanan az sayıda fırsatı değerlendirememek bu sonucu getirdi. İlhan hocanın artık maç içinde değiştireceği özellikle galip ve rahat geçen maçlarda sistem üzerinde yenilikler getirmesi gerektiği aşikar. kilidi açmak için B ve C planı olmalı hatta olmak zorundadır. Konyaspor A Planını yapma konusunda gerçekten mahir oyunculara sahip, fakat durum B ve C planına gelince tadımız kaçıyor. Bu maçı bir yol kazası olarak görmek ve önümüze yeniden bakmak gerekiyor.

Maçın sözü;  Bu maçı kaybettik önemli değil, yeter ki kendinize olan güveni kaybetmeyin!