Zaman Hiçbir Yaraya İlaç Değildir
Eminim hepimizin kalbini sızlatan, nefesini kursağında bırakan hatta çoğu zaman sinir krizlerine sebep olan acılarımız olmuştur. Sabahın nasıl olduğunu bilmediğimiz geceler atlatmış, en sevdiğimiz yemeklerin dahi boğazımızdan geçmediği günler geçirmişizdir. Peki hatırlıyor musunuz nasıl geçti o günler, nasıl geride kaldı bütün acılar?
Hayatımın hiçbir döneminde zamanın yaraları iyileştirdiğine veya acıları unutturduğuna inanmadım. İnsan yaralarını iyileştirmek isterse iyileştirir, acısını unutmaya hazır olduğunda unuturdu bana göre. Boş duvarlara bakarak geçirilen zamanın yaralara ilaç olduğu fikri de her zaman rahatsız etmiştir beni, oturduğun yerde sürekli aynı şeyi düşünmek psikoloji bozmaktan daha öteye de gitmez. Her acının, her üzüntünün yaşanmasından yana oldum her zaman. Üzülme değmez, demedim kimseye veya sabret geçecek, öğütleri de vermedim. Eğer üzülmen gerekiyorsa üzülmeli hatta o acının en deriniyle tanışmalıydın ve sabrettiğinde değil o acıyı tanıyıp onunla başa çıkmayı öğrendiğinde geçecekti. Yakın arkadaşlarımın çok iyi bildiği cümlelerim vardır; yaşadığın acıyı bilemem seninle empati kuramam veya unutmanı söyleyip başka şeylerle kafanı dağıtamam ama yanında hiç sesimi çıkartmadan oturur, yıkılmana asla izin vermeden tünelin sonundaki ışığı seninle ararım. Konuşmak istersen sabaha kadar dinlerim, ağlamak istersen sebepsiz yere hıçkıra hıçkıra ağlarız ama günün sonunda kendine geldiğinde ne kadar güçlü olduğunu göstermek için her zaman dizinin dibinde otururum, derim.
Çünkü yaşadığın acılar her zaman cebinde seninle gelecekken halının altına süpürdüklerin bir gün yüzüne çarpacak. Yaşadığımız yıllar veya her doğum gününde artmaya devam eden rakamlar değil, cebinde taşıdıkların gösterecek sana ne kadar büyüdüğünü ve tünelin sonunda karşına çıkan her ışık günü geldiğinde sana yol gösterecek.
O ışığın sizi hiç bırakmaması umuduyla bu haftanın da burada sonuna geliyoruz.
Günaydın,
İyi öğlenler,
Huzurlu akşamlar,
Gününüzün hangi vaktine denk geldiysem o vakitte bir gülümseme bırakabilmek umuduyla bir yazarca geçti buradan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.