"Gel abla gel! Batan geminin malları bunlar.‘’ Pazara yolu düşen herkesin sıkça duyduğu bir sözdür aslında! Bir işletmeci, piyasadan biraz ucuza mal satmaya başlayınca, satıcılardan bu cümleyi sıklıkla duyarız. Günümüzün teknolojik imkânlarıyla birçok efsane, birçok hikâye duymamız mümkündür. Bu hikâyelerin, bazısı, mizahi, kimisi siyasi ve tabi birçoğu da işkembeyi kübradan uydurulmuş masallardır. Aslında Türk Dil Kurumu bu konuda hikâyeye gerek duymadan noktayı koymuş, bir ürünü olduğundan daha ucuza almak yâda satmak…

Konyaspor yönetimi transfer politikasında maalesef bu yolu izliyor. Hiçbir kulüple anlaşamamış, ortada kalmış futbolcuları denk getirip, işi ucuza kapamanın peşinde! ligin 3.haftası girerken bir takımın hala en az 3 mevkii transfer bekliyorsa oturup bir düşünmek lazım.

2 haftayı geride bıraktık. Tıpkı bir ayna gibi, hem tam tersi, hem de birbirinin aynı 2 maç oynadık. Nasıl oluyor bu hem tam tersi, hem birbirinin aynı, hadi başlayalım. Topa sahip olduğumuz, oyuna hükmettiğimiz İstanbulspor maçında geriye düşüp, son dakikalarda beraberliği kurtardık. Top görmediğimiz etkisiz oynadığımız Antalya maçında ise öne geçip, son dakikalarda yediğimiz gol ile galibiyeti kaçırdık. Sonuç olarak 2 maçta aynı skorla hemen hemen birbirinin tersi, aynı anlayışla berabere bitti. 2 Maçı da kazanabilir, iki maçı da kaybedebilirdik. Beklediğimiz isimler transfer edilse belki daha farklı şeyler yaşayacaktık. Bugün, video oyunlarında bile, aldığınız oyuncunun uyum sürecini göze aldığını varsayarsak, şu dakika bile alınan bir oyuncunun; Şehre, stadyuma, taraftara, yemeklere, yaşantıya ve takıma uyumunu nasıl göz ardı edilip ondan çıkıp takıma o dakika katkı vermesini bekleyebiliriz?

Antalyaspor maçına oldukça tutuk başladık. Mücadele tamam ama efektif hiçbir şey izleyemedik. Antalya tarafı ilk maçı mağlup olmuş, evinde rekabetin doruk noktasında, iliklerine kadar yaşadığı takıma da mağlup olmaması için temkinli, Konyaspor öncelik olarak yemeyelim de bir şekilde nasılsa atarız mantığı ile oyunda olunca ,seyir zevkinden uzak bir maç izledik. 2 Takımında ilk hedefi mağlup olmamak olunca ortaya tatsız bir oyun çıkıyor. Antalya maçına özel birkaç oyuncudan bahsetmek gerekiyor. Geçtiğimiz haftanın kahramanı Bernardoni özel antrenmanlarla yan toplara çalışmalı neredeyse hiçbir yan topu karşılamaya çıkmadı. Kanat organizasyonlarına önem veren takımlarla oynadığımız maçlarda sıkıntı çekebiliriz. Ahmet Oğuz, çok mücadele etti. Canını dişine taktı. Ancak onda fake atma hastalığı başlamış geçtiğimiz hafta yaptı. Gole neden oldu. Bu hafta yaptı neyse ki telafi etti. Birde sen profesyonel futbolcusun niye tribünlerle diyaloğa giriyorsun? Futbol hatalar oyunu, adamını kaçırdı. Gitti oda attı golü, olabilir. Burada sıkıntı yok! Ciddi ve çalışkan olduğunda zaten bu takımın değişmez ismisin! Ama bu şekilde zor. Hoca oraya transfer istemesi muhtemeldir. Ciddiyet demişken Kahraman’dan bahsetmezsek olmaz. Yine son dakikalarda girdi. Gayri ciddi oyunu ile neredeyse ikinci gole sebep oluyordu. Arkadaş, amatörde u11’lerde falan futbola yeni başlamış çocuklara derler ki, topu uzaklaştıracağınızda merkeze atmayın ve atak gelen bölgenin tersine doğru uzaklaştırın. Bu hata değil kimse kusura bakmasın! Bu ciddiyetsizlik! Uğur Can, beni en çok şaşırtan performans ondan geldi. Takımın Antalya maçında en etkili isimlerindendi. Hatasıza yakın oynadı. Mihaclak o süratinin yanında birazcık kafasını kullansa bambaşka bir seviyede olacak ama yok! Kafanı kaldırıp bir bak! Koşuyor ama sanki neden koştuğunu bilmiyor. Tam bir Forrest Gump! Cicaldau’nun zamana ihtiyacı var. Hem takım içi iletişim hem de fiziksel eksiklikleri onu bir süre daha sonradan oyunda görmemize sebep olacak gibi duruyor. Yunus’ta da benzer durum var fakat elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığından şüphem yok! Oyundan çıkarken hocayla diyalogu ise maçın stresinden eminim çoktan unutulmuştur. Cikalleshi kesinlikle bizden gittiği seviyede değil, ama hala iyi top saklıyor. Bir şekilde gol de atıyor. Ona bu aralar çok ihtiyacımız var. Marlos geldiğinden beri en etkisiz oyununu oynadı. Değişiklikler de Kahraman dışında çok eleştirecek bir şey yok! Ama Niko’nun en azından bu maçta oyuna girmesini bekledim. Hakem beklediğimden iyi maç yönetti. Bir an önce transferleri bitirip, takım olgusunu oturtmak gerekiyor. Zamana ihtiyacımız var lakin hiç vaktimiz yok!

Maçın sözü; Geç yağan yağmurlar, hayat vermez kurumuş çiçeklere…