Karma ve evrenin yasaları
Merhaba Sevgili Okuyan..
Bu hafta evrenin işleyişi üzerine bazı bilgiler vermek istiyorum ki sistemi daha iyi anlayabilin, neden-sonuç ilişkisini metafiziksel olarak anlayın çünkü sistemi, evrenin kanunlarını bilmezseniz yaşadığınız birçok şeyin bağlantısını anlayamazsınız. “Bunlar neden benim başıma geliyor?” sorusunun cevaplarını bulmanız için arada size hem astroloji ile ilgili hem de evrenin yasaları ile ilgili bilgiler vermek istiyorum. Öncelikle evren veya sistem nedir ona bakalım..
Evren üzerinde yaşadığımız sonsuz uzay ve içindeki gök varlıkların tümüdür. Gezegenler, yıldızlar, gökadalar ve diğer tüm madde ve enerji yapıları dâhil olmak üzere uzay ve zamanın tamamıdır. Evren her şeydir. Etrafımızda var olan, gözleyebileceğimiz ve gözleyemeyeceğimiz, bugüne kadar gözleyebildiğimiz ve henüz gözleyemediğimiz her şeyi oluşturan uzayı, zamanı, maddeyi ve enerjiyi içeren, var olduğu söylenen her şeyi bünyesinde barındıran yaklaşık 14 milyar yaşında olduğu hesaplanan bir formdur. Dolayısıyla siz de Evren'in bir parçasısınız. Her şey evrenin bir parçasıdır, hepimiz evren ile kolektif bir bağ içindeyiz. Elbette, bizim Evren'imizin dışında başka evrenler bulunma ihtimali de var; ancak konumuz bu değil. Bu yazımızda, Evren dediğimiz bu devasa yapının yasalarını ve işleyişini inceleyeceğiz. Evrenin kendine göre var olan fiziksel yasaları vardır. Evrende gerçekleşen bütün olaylar bu yasalar gereğince gerçekleşir. Bu yasalar neymiş şimdi ona bakalım;
İKİLİK-DUALİTE (ZIT KUTUPLAR) YASASI
“Sorun yaşadığınız her olayın ardında abartılı bir bakış açısı vardır. Bu bakış açısını bulmak sorunu çözmenin ilk adımıdır. Dolayısıyla sorunlar iyidir! Çünkü size neyi dengelemeniz gerektiğini gösterir…“ Denge yasası, bize yaptığımız herhangi bir şeyi fazla abartarak ya da çok azaltarak yapabileceğimizi, ancak uç noktalardaki her davranışın dengeyi bozacağını ve hem kendimize hem de evrene zarar vereceğini anlatır. Herhangi bir olumlu özelliğe ulaşmak istediğimizde, bu isteğimizin değeri ölçüsünde, eşzamanlı olarak sistemde bu özelliğin zıttının da var olacağını hatırlatır. İyi kötü ile vardır, güzel çirkin ile, başarı başarısızlıkla vardır çünkü evren her zaman denge içindedir ve biri olmadan diğeri olmaz. Bu noktada olumsuzu bilmeden olumluyu anlama şansımız yoktur. Denge ve dengesizlik konusunun da tüm zıt kutuplar gibi birbirini tamamlayan bir bütün olduğunu, biri olmadan diğerinin de olamayacağını anlatır.
Hiçbir özelliğimiz diğerinden iyi ya da kötü değildir. O nedenle utanç, öfke, kıskançlık, suçluluk vb. insanı duyguları yok edemeyiz. Ancak onları reddetmemiz yerine kabul edebilir ve böylece yaradılışımıza karşı dürüst olmayı tercih edebiliriz. Bunu başardığımızda ise “eylemlerimizi seçmek” şansı yine bize verilmiştir.
YARGISIZLIK YASASI
“Başkalarına verdiğiniz tavsiyelere dikkat edin. Onlara ihtiyacı olan siz olabilirsiniz (!) eleştirileriniz de öyle… Tavsiyeleriniz ve eleştirileriniz size, sizinle ilgili çok şey söyleyebilir…“
Yüksek ideallere sahip olanların, kendilerini ve başkalarını da yargılama eğiliminde olanların, çocukluklarında aldıkları eleştiri ve suçlamaları içselleştirenlerin acilen uyumlanması gereken bu yasa, kendisine uyumlanıldığı zaman yetersizlik korkusunun enerjisinin yok olacağını söyler.
Bu yasa, yargılayıcı ve sürekli eleştirel davrananların önce kendilerini, sonra da başkalarını oldukları gibi kabul etmelerinin önemini anlatır. Yalnızca olumlu yanlarımızı değil, olumsuz yanlarımızı da bir bütün olarak kabullenmemizin ilişkileri rahatlatacağını vurgular.
Mevlana’nın muhteşem sözü bize bu yasayı daha derinden anlatır: “İnsanlardan gördüğün iyilik de zulüm de senin huyundur, sen kendini onların aynasında seyredersin.”
Yargısızlık yasası bizlere “suçlama” konusunda yeniden düşünmeyi önerir, kendimizi veya başkalarını yargılamak aslında tamamen görece bir kavramdır. Oysa hayat deneyimlerimizde suç veya suçlu yoktur; sadece deneyimlemek, öğrenmek ve gelişmek vardır.
ÇEKİM YASASI
“İstemediklerinize değil, istediklerinize odaklanın (!) ve geleceğine inanarak sükunet ile bekleyin… Endişeyle beklemek enerji akışını bozar, istediğinizin olmasını zorlaştırır…”
Bu yasa, enerjinin düşünceyi izlediğini, hayal edebildiğimiz yere kadar gidebileceğimizi, beklediğimiz, inandığımız şeylerin deneyimlerimizi yarattığını anlatır. Her şey imkânsız gibi görünürken bile beklentilerimizi değiştirmediğimizde mucizevî değişikliklerin olabileceğini hatırlatır. Bu anlamda bu yasa kuantum fizik teoremi ile de ilişkilidir. Her şeyin ve her düşüncenin bir enerji olduğuna, zihnimizin enerjiyi somutlaştırma gücüne dikkat çeker. Bu noktada, istemediğimiz şeyleri vurguladıkça, sistem istiyoruz gibi algılıyor diyebiliriz. Zihnimizde ise, istemediklerimize odaklandıkça, olmayan bir düğmeye basıp durmuş gibi oluyoruz. Dolayısıyla evren, ya çalışmıyor veya tersine çalışıyor. Örneğin; günlük hayatınızda “neden olmuyor” yerine “neden olmasın” şeklinde olumlu mesajları daha çok tercih edebilirsiniz. İşte inanarak ve sükunet ile beklediğimiz isteklerimizin olacağını en sade anlatan formül “Düş + Zaman = Gerçeklik” formülüdür.
SONSUZ GÜÇ YASASI
Tüm varoluşun kaynağı saf bilinçtir. İçsel güç, doğmayı bekleyen sınırsız gücü dünyaya getirmenin yollarını arar. Gerçek benliğimizin saf yaratıcı bir güç olduğunu anladığımızda, evrendeki her şeyi tezahür ettiren güçle birleşiriz. Bunun için: Sessiz kal, yargılardan uzaklaş, doğa içinde vakit geçir.
ALMA-VERME DENGESİ
Evren dinamik bir değişim içinde işliyor. Almak ve vermek evrendeki enerji akışının iki farklı yüzüdür. Arayışı içinde olduğumuz şeye ne kadar çok kendimizi verirsek, hayatımızda ve evrende dolaşan bolluk ve bereketi o kadar çok artırırız. Verdiğiniz sürece alacaksınız. Ne kadar çok verirseniz bu yasaya ve yarattığı mucizelere karşı da güveniniz o kadar artacak. Aldığınız sürece de daha fazla verme isteği duyacaksınız.
Bunun için: Gittiğin her yere küçük de olsa bir hediye götür, herkese bir şey ver, bu bir övgü de olabilir, hayatın sana bugün sunduğu nimetlere şimdiden şükret, herkes için sağlık, mutluluk, bereket dile.
KARMA YASASI
Her eylem bir şekilde kendine geri dönen benzer bir enerji gücü yaratır. Ne ekersek onu biçeriz. Başkalarına mutluluk ve başarı getirecek eylemleri seçtiğimizde, kendi karmamızın meyveleri de mutluluk ve başarı olur.
Bunun için: Gün boyu seçimlerinin farkında ol, seçimlerinin sonuçlarının ne olacağının farkında ol, eğer sonuçlar fayda sağlamıyorsa kalbinin sesini dinle ve seçimini değiştir.
Karma yasalarının da kendi içinde yasaları vardır
- arta yasası: ahlaklı ve erdemli ol
- kama yasası: cinsel ahlaka önem ver, cinsellikle ilgili suç işleme
- dharma yasası: her şey ve herkes bir amaç, görev ile yaratılmıştır. Bu yaşamdaki görevinin farkında ol
- satya yasası: dürüst ol. Kendine, çevrene ve her şeye karşı dürüst ve erdemli ol
- ahimsa yasası: bütün canlılara karşı iyi ol, onları koru ve zarar verme
Karma yasaları çok derindir ve bu yasalara uyulmadığı takdirde karma yaratılarak bedeller ödenir. Yaptığınız her davranış bir gün size geri dönecektir bu sebeple davranışlarınızın sorumluluğunu almak ve ona göre yaşamak karma yaratmamanın ilk kuralıdır.
EN AZ ÇABA YASASI
Doğanın zekası çabasız ve kolay çalışır, dertsiz, ahenkle ve sevgiyle akar. Ahenk, sevgi ve neşenin getirdiği doğal güçlerden yararlandığımızda, çabasız bir kolaylıkla başarılı bir yaşam, iyi bir gelecek yaratırız. Doğa ile uyum içinde olduğunuzda, kendi içinizdeki bilgelikle hareket ettiğinizde, eylemlerinizin temelinde sevgi olduğunda en az çaba yasasına uyuyorsunuz demektir. Bunun için: Evrende olup biten her şeyi kabul et, sorunların sorumluluğun al ve içindeki fırsata odaklan, savunmayı bırak, almaya öğrenmeye açık ol.
İSTEK YASASI
Her niyet ve arzunun özünde onu gerçekleştirebilecek bir mekanizma vardır. Niyet ve arzunun alanında sonsuz bir düzenleme gücü vardır. Verimli toprağına bir niyet ektiğimizde, bu sonsuz düzenleme gücü bizim için çalışmaya başlar. Niyet kendini gerçekleştirebilmek için her şeyi organize eder. Niyet gelecek içindir, ancak dikkatiniz şu an içindir. Dikkatiniz şu anda olduğu sürece, niyetleriniz gelecekte gerçekleşecektir, çünkü gelecek şu anda yaratılır.
Bunun için: Düşünceleriniz arasındaki boşlukları fark edin, sessiz kalın, tüm isteklerinizi serbest bırakın, özünüze bağlı kalın, niyetlerinizi ve isteklerinizi insanlara değil özünüze söyleyip güven içinde serbest bırakın, detaylarla uğraşmayın.
Tüm bu yasaları hayatınıza soktuğunuzda evren de sizinle senkronize bir şekilde yaşamınızı güzelleştirmek için harekete geçecektir. Elbette alışkanlıkları, bilinç dışı kodları, öğrenilmiş kalıpları değiştirmek zordur fakat imkânsız değildir. Evrenin spritüel yasalarına uyduğunuzda bolluk ve bereketiniz artacak, istediğiniz her şeye olması gerektiği şekilde sahip olacaksınız. En önemlisi içsel huzuru bulacaksınız ve tüm dramalar sadece dizilerde kalacak..
Sevgiler..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.