Dr. İsa Kuyucuoğlu

Dr. İsa Kuyucuoğlu

REFAH TOPLUMUNDA GENÇ NESLİN MUTLULUK ARAYIŞLARI

REFAH TOPLUMUNDA GENÇ NESLİN MUTLULUK ARAYIŞLARI

Çocuklarının ruh ve beden sağlığı yerinde, dengeli ve huzurlu hayat yaşamasını isteyen her anne-baba, bu gayeye ulaşabilmek için elinden gelen çabayı gösterir. Bu günkü haliyle modern hayatın pek çok alanında meydana gelen değişimle birlikte çocuk yetiştirme konusundaki pedagojik yaklaşım ve yöntemler de değişmektedir.

Bireyci Toplumda Genç Kuşaklar

Geleneksel tarım toplumunda ebeveynler doğru kabul ettikleri değerleri çocuklarına öğretip uygulamaların isterken, günümüzde genç kuşaklar aldıkları bireysel eğitimin sonucu, kararlarını kendileri vermek istemektedir. Mevcut eğitim sisteminde gençlerin davranışlarını, menfi ve müspet yönleri bulunan “bireysellik” ve “bağımsız hareket etme” gibi etkenler belirlemektedir.

Diğer yandan genel olarak, daha iyi bir insandan olmaktan çok daha başarılı bir insan olmayı hedefleyen, sınav ve performans odaklı eğitim sisteminin, bireyci toplumsal gerçekliğin, sosyolojik ifadeyle, “mahalle baskısının” genç nesillere dayattığı hayat tarzı, farkında olmadan onların düşünme ve serbest karar verme imkanlarını kısıtlayabilmektedir. Bunun sonucunda hayatın çıtasını yükseltmeye zorlanan gen kuşaklar hedeflerini gerçekleştirecek yeni alternatif arayışlarına girmektedir.

Ruh ve kalp güzelliği yerine beden ve fiziki güzellik gençlerin hayallerini gerçekleştirmek istedikleri yeni alanlar haline gelmiştir. Çoğu zaman maniple edici reklam endüstrisinin etkisiyle dış görüntüye önem vermeye özendirilen genç kuşaklar fiziki görüntülerinin nasıl olacağına kendilerinin karar verebileceklerine ve ortaya çıkacak muhtemel komplikasyonları hesaba katmadan estetik bir operasyonla isteklerini gerçekleştirebileceklerini düşünmektedirler. 10-19 yaşları arasındaki bazı gençler plastik cerrahi yöntemlerle fiziki formlarını değiştirmek; ya da daha güzel bir görüntüye sahip olabilmek için estetik ameliyatlara başvurabilmektedir.

Günümüz dünyasına yaşanan hızlı teknolojik gelişmeler ve yoğun küreselleşme olgusu gençlerin hadiselere bakışını ve yaşam tarzını ciddi şekilde etkilemektedir. Artık dünyaya gözlerini açan bir bebek dijital teknolojiyle tanışmakta ve 8-10 yaşlarına gelen bir ilkokul öğrencisi İngilizce konuşup yazabilmekte, bilgisayar ve Internet teknolojinin kendilerine sunduğu imkanlarla diğer kültürel coğrafyalardaki insanlarla iletişim kurabilmektedirler.

Artık pek çok ebeveyn kendilerinin kullanmakta güçlük çektikleri dijital teknolojiyi çocuklarının (veya torunlarının) kendilerinden daha etkili ve hızlı kullandıklarına şahit olmaktadırlar. Önceki toplumlarda çocuklarına her alanda yardımcı olabilen, onları eğiten ebeveynler, modern toplumda hayatın vazgeçilmezleri haline gelen bilgisayar ve internet teknolojisi konusunda gençlerin yardımı olmadan gündelik işlerini yapamaz duruma gelmişlerdir.

Çocukların ve gençlerin hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonları gündelik hayatı yönlendiren bir “komuta merkezi” olmuştur. Genç kuşakların cep telefonu kullanma yaşı giderek düşerken, kullanma oranı artmaktadır. Bu konuda AB ülkelerinde yapılan bir araştırmaya göre; yaşları 7-13 arasında değişen çocukların yüzde 93’nün kendilerine ait cep telefonları vardır. Saatlerce telefonda konuşan bu gençler günde en az 10 mesaj (SMS) göndermektedir. Aynı konuda Türkiye’de yapılan araştırmalar ne yazık ki bu oranların daha yüksek olduğunu göstermektedir. Dijital teknolojik aletlere bağımlılık oranı giderek artmaktadır. Çocuklar ve gençler artık cep telefonlarıyla birlikte yatıp kalkmakta, neredeyse 24 saat cep telefonlarıyla çevrimiçi (online) yaşamaktadır.

Diğer yandan modern teknolojinin kendilerine sunduğu imkanların cazibesine kapılan bazı gençler; hayatta istedikleri her şeyi elde edebilecekleri” gibi gerçekçi olmayan bir beklenti içerisindedirler. Ulaşamayacakları hiç bir hedefin, sahip olamayacakları hiçbir şeyin olmadığını düşünen bu durumdaki gençler hayallerinden geçen her şeyi gerçekleştiremeyeceklerini zannetmektedir.

Bu noktada özenilip elde etmek için çaba gösterilen değerler sevgi, saygı, nezaket, dürüstlük, yardımseverlik ve cömertlik gibi değerler değil, makam, mevki, unvan, para ve güç gibi şeylerdir.

Teknolojik ve Mutluluk

İstisnaları olmakta birlikte günümüzün gelişmiş refah toplumlarında pek çok insan maddi doyuma ulaşmıştır. Hayatı kolaylaştıran çağdaş teknolojik imkanlar – özellikle genç kuşakların – hayallerini gerçekleştirmelerinde geniş fırsatlar sunmaktadır. Yükselen refah düzeyi, maddi doyum ve baş döndüren teknolojik gelişmeler acaba gençleri peşinde koştukları manevi huzura ve mutluluğa kavuşturabilmekte midir?

Bireyci eğitim sistemi ve teknolojik imkanlar bir yandan gençlerin yeteneklerinin ortaya çıkıp gelişmesine fırsat verirken, diğer yandan onların; birlikte olma, yardımlaşma, paylaşma, sevgi ve saygı gibi, insanı manevi bakımdan mutlu eden değerlerden mahrum bırakmaktadır.

Genç kuşakların, gelişen bilimsel ve teknolojik imkanlardan olabildiğince yararlanacakları fiziki ortamda, dini, etik, estetik ve insani değerlerini kaybetmeden, ruh dengesi yerinde, kendilerine, ailelerine, yaşadıkları topluma ve insanlığa faydalı bireyler olarak yetişmeleri, başta ebeveynler, eğitimciler ve eğitim kurumları olmak üzere hepimizin ortak sorumluluğundadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. İsa Kuyucuoğlu Arşivi