Eda Nur Harputlu

Eda Nur Harputlu

Duyguları tanımanın kolaylaştırıcı etkisi

Duyguları tanımanın kolaylaştırıcı etkisi

İnsanın kendini tanımasına aracılık eden en kıymetli parçalardan biri şüphesiz duygularıdır. Kişi varlığını fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak deneyimler. Bu alanlarda farklı ihtiyaçlara sahiptir ve bunu duygularıyla keşfeder. Ama bu ihtiyaçların karşılanması için duyguların doğru etiketlenmesi ve ifade edilmesi gerekir. Çocuklar bu beceriyi bakım verenlerini modelleyerek kazanırlar ya da kazanamazlar.

Çocuklar duyduklarını değil gördüklerini uygular

Anne babalar çocukları için sağlık, mutluluk, başarı dileklerinde bulunurlar. Haksızlığa uğradıklarında kendilerini savunabilmelerini, tuttuğunu koparıp arzuladıkları şeylere ulaşmalarını, cesur, girişimci, rahat olmalarını isterler. Elbette diğer insanların haklarına saygı göstererek, nezaketlerini koruyarak. Bunun için zaman zaman çocuklarına nasihat eder doğruyu- yanlışı anlatmaya çabalarlar. Bu önemlidir fakat çocuklar duyduklarından çok maruz kaldıkları ebeveynleri üzerinde gözlemledikleri ile ilgilenirler.

–Neyin doğru olduğunu biliyorum ama uygulayamıyorum.- ifadeleri tam da bununla ilgilidir. Çocuk ya da genç doğruyu tanıyacak kadar bilgi sahibi olmuştur fakat davranışlarını etkileyecek deneyime sahip değildir. Örneğin evde kendini yalnız hisseden anne- baba sosyal medya ile vakit geçirip kendini oyalamaya çalışıyorsa çocuk da yalnızlık duygusunu işlemlerken iletişim ihtiyacını gözden kaçırıp sadece kendini oyalamaya çalışacaktır. Anne- baba ne kadar dışarı çık, arkadaşlarınla oyna dese de çocuk gördüğünü uygular. İlk etapta işe yarar görünen bu oyalama yöntemi gerçek ihtiyacı karşılamaz, kişinin içindeki boşluk devam eder. Boş zaman geçirdiğini düşünerek üstüne bir de vicdan azabı eklenir. Böylece yalnızlık duygusu öfke olarak açığa çıkar. Çok fazla ekrana maruz kalan çocukların hırçın davranışlarını gözlemleriz. Bu maruz kaldıkları olumsuz içeriklerin yanı sıra manipüle edilen ve karşılanmayan ihtiyaçları sebebiyle olur.

Peki, ebeveyn olarak duygusal gelişim konusunda nasıl destek olabiliriz?

  1. Yukarıda verdiğim örnekte olduğu gibi çocuklar gördüklerini uyguladığından önce bakım verenlerin duygularını ve davranışlarını fark etmeleri kıymetlidir.
  2. Bir sonraki adımda olaylar karşısında çocuğun davranışlarını gözlemlemek ve duygularını etiketlemek gerekir. Çocuğun verdiği duygusal tepki bazen doğrudan olayla ilgilidir bazen de başka bir ihtiyacı karşılanmadığı için bahanesidir. Buradaki ayrımı fark edip çocuğa geri bildirimde bulunmak çocuğun da kendini anlamasına katkı sağlar.
  3. Aileler duyguların yüksek olduğu anlarda sakin kalıp çocuğu kapsayabilirse aralarındaki bağ güçlenir. Çocuğun duygularını, görür, tanımlar ve onlar bunu yaşarken siz de onun duygusuna girmeden –o öfkeliyken sizin daha çok öfkelenmeniz gibi- yanında kalabilirseniz hem sizin ilişkiniz hem de çocuğun diğer insanlarla olan ilişkisi olumlu etkilenecektir.
  4. Duyguları görmezden gelmeden onları yok saymak işleri kolaylaştırmaz aksine bastırılmasına sebep olduğundan daha büyük patlamalara yol açar. Öfke, korku, kıskançlık, utanç gibi duygularla baş etmekte zorlanan ebeveynler görmezden geldiklerinde zamanla yok olacağını düşünür. Ya da bu duyguları kötü ve iyi bir insanda bulunmaması gereken özellikler olarak terbiye etmeye çalışır. Bu işlevsel bir yaklaşım değildir. Duyguları kabul edip davranışları üzerine konuşmak gerekir.

Örneğin:

-‘O senin kardeşin insan kardeşine senden nefret ediyorum der mi? sen ne biçim bir çocuksun! ‘

yerine

- ‘Kardeşin sana ait olan bir şeyi izinsiz aldığı için çok öfkelendin anlıyorum…’ diye başlayan bir cümle çok daha faydalı olacaktır. Duygusunun anlaşıldığını hisseden çocuk yavaş yavaş rahatlar onu zorlayan durum hakkında çözüm üretme aşamasına geçer.

Devamında çocuğun yoğun duygusunu boşaltmak için farklı bir hedefte gösterilebilir.

-Şu an çok öfkelendin ve kardeşine vurmak istiyorsun seni anlıyorum. Fakat kardeşine vurmana izin veremem onun yerine kum torbasını kullanabilirsin.- gibi.

Not: Bu yöntemin işe yaraması için sizin öfkenizi nasıl çıkardığınız ve kardeşlere bu konuda eşit davranıyor olmanız önemlidir. Küçük kardeş nasılsa çok zarar veremez deyip onun vurmasına göz yumar diğerini engellerseniz ilk fırsatta büyük çocukta öfkesini küçük kardeşe yöneltecektir. Ya da siz öfkelendiğinizde bağırmaktan vurmaktan kaçınmıyorsanız çocukta kum torbasını alternatif adres olarak kabul etmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eda Nur Harputlu Arşivi