Hasan DURUCAN

Hasan DURUCAN

Üstü Kalsın

Üstü Kalsın

İçerisinde bulunduğumuz sezonun, hiç şüphesiz şu ana kadar ki adrenalini en yüksek maçlarından birine çıktık. Taraflı tarafsız hemen hemen herkesi gözü bu maçın üzerindeydi. Heyecanı, baskısı, gerginliği her iki camiayı da günler öncesinden sarmıştı ki bu şartlar altında sahada varlık göstermek her iki takım açısından da oldukça zor olacaktı. Nitekim de öyle oldu. Zaten biliyorsunuz, kayıtlara da geçsin diye dile getiriyorum. Müsabakanın öncesinde bir maç eksiğimiz olmasına karşın lider Trabzon ile aramızda dokuz puan fark var ve Trabzonspor’dan sonra şampiyonluk yarışının en büyük adayıyız. Trabzon'un ensesinde, hatalarını da kollayarak arada ki puan farkını kapatmak adına camia olarak geçirdiğimiz zor günlerde bir şekilde ayakta kalmasını başardık. Tabi bu süreçte de Trabzon öyle bariz bir hata yapmadı. Hal böyle olunca arada dokuz puan fark olmasına rağmen ligin bu maçla birlikte kırılma anı gelmişti. Herkesin aklında iki senaryo vardı ki Trabzon bu maçı kaybeder, Konya erteleme maçında Başakşehir karşısında kazanırsa fark üçe inecek ve bu yarış tamamen kızışacaktı. Yahut Trabzon'un olası galibiyetiyle arada ki farkın on ikiye çıkması durumunda Trabzon, kısmen de olsa şampiyon olduğunu ilan edecekti. Her iki taraf da istekli, her iki tak da mücadeleden ödün vermiyordu. En büyük fark ise, temsilcimizin gerçekten mütevazı bir kadroya sahip olması ki şahsım adına konuşayım; en azından sezon başında bu kadronun buralarda olabileceğini hiç tahmin edemezdim. Ama geldiğimiz noktada biz bu kadroya öyle güveniyoruz ki her müsabakanın ardından da Konyaspor'un neden ikinci olduğu ulusal kanallarda övgüyle konuşuluyor. Tüm bunlara rağmen acısını içine bastıran, övgüyle şımarmayan bu kadro ile yaklaşık kırk bin seyirci önünde Trabzon'a da sahneye çıktık. Fazla değil, şöyle bir otuz saniye gözlerinizi kapatın ve bu sezonun geçmişi film şeridi gibi gözünüzün önünden akıp gitsin. Tüm bunları düşününce o sahada elimizi kolumuzu sallayarak elbette top oynayamazdık ki ben Trabzon'un ilk on dakika içerisinde bir gol bulacağını tahmin edebiliyordum. Ve öyle de oldu. Golün akabinde oyuna daha fazla ağırlığını koyan bir Konyaspor beklerken maalesef o bilindik oyun tarzımızdan uzak kalınca üretken olamadık. Tabi Trabzon da istediğini alıyordu. Artık ikinci yarı oyuna ortak olmakla beraber topun da hakimi sayılırdık. Birkaç pozisyonda yaşadığımız konsantrasyon bozukluğu dışında sahanın ağır abisi gibi kendimizden emin bir şekilde maçın dozunu artırdık. Ama yetmedi. Hakem Kalkavan'ın bitiş düdüğüyle birlikte hani "O son on dakikada oynadığımız oyunu keşke yarım saate yayabilseydik" iç çekişleriyle ben Trabzon defterini kapattım. "Önümüzde ki maçlara bakacağız" klasiğinin aslında züğürt tesellisi olmadığını biliyoruz. Hemen ensemizde ki birçok takım Konyaspor'un bulunduğu konumu kendisine hedef koydu. Başakşehir maçı elbette eksiklik olması sebebiyle çok önemli ama öncesinde Kasımpaşa var. Özgüven açısından Kasımpaşa maçında taraftar desteği aşikar görünüyor ki başarı isteniyorsa fedakarlık da olması gerekir. Bu temenniyle tarihimizde ilk defa bu denli heyecanlı bir zirve mücadelesi veren, lige adeta renk katan, bunun tesadüf olmadığını, hatta hem üzerinde ki hem altında ki rakiplere oranla çok daha ekonomik şartlarda bunu başarırken İlhan Palut'a ve mücadeleden ödün vermeyen tüm oyunculara teşekkür ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan DURUCAN Arşivi