Sevgili okuyucularımz, bugün Konyaspor’un futbolundan ve oyunundan söz etmek isterdim ancak maalesef futbolun önüne geçen bazı etkenleri de dile getirmekte fayda olduğunu düşünüyorum.

Neyden bahsettiğimi anladınız. Evet! Konyaspor TÜRBİNLERİNİN boş olmasından söz ediyorum. Gerçekten son yıllarda belki ilk defa bu kadar tribünlerin bir açılış maçında boş olduğunu gördük. Bu gerçekten çok acı verici bir durum. 101 yıllık bir geçmişi olan kulüpten söz ediyoruz. Türkiye ve Süper kupaya sahip ve Avrupa’da boy göstermiş bir kulüpten bahsediyoruz ancak tribünler konusunda sınıfta kaldığımızı görüyoruz.

Tabi bunun bir çok ana etkeni olabilir.. Buna bilet fiyatlarının pahalı olmasını, kombine fiyatlarının yüksek olmasınız hatta belki de yönetime karşı alınan bir tavrın sonucu olduğunu da diyebiliriz ancak bunların hiçbiri bahane değil.

Sevgili okuyucularımız, Konyaspor Süper Lig’de üst üste 11 toplamda ise 23. sezonunu geçirecek. Bir Anadolu kulübü için bu durum gerçekten çok büyük bir değer. Bizlerin bu değere sahip çıkması ve her ne olursa olsun bu camianın, bu kulübün, bu takımın yanında olması gerektiğini bilmesi gerekiyor.

Evet, bir gerçek var ki taraftar maça gitmiyor ya da başka bir değişle gitmek istemiyor. Peki bunun en büyük sebebi sadece bilet fiyatlarının pahalı olması mı? Ben sadece bilet fiyatlarının pahalı olduğu için taraftarların maça gitmediğini düşünmüyorum.

Taraftar, yıldız oyuncu olduğu zaman maça da gelir, forma da alır, kombine de alır vs… Bunlar da önemli etken ama yine bir bahane değil.

Konyaspor’da yıldız diyebileceğimiz bir oyuncu var mı? Yok. Bunlarla beraber forma satışı berbat, Kombine satışları berbat.

Maalesef bu şehre, bu camiaya, bu kulübe yakışmayacak bir durum ile karşı karşıyayız. 2.5 milyonluk bir şehirden söz ediyoruz, 42.000 kişilik bir stadyumumuz var ama biz bunun üçte birini bile dolduramıyoruz. Gerçekten çok yazık…

Buradan herkese seslenmek istiyorum…

Konya her alanda çok büyük bir camiadır. Konya ağır bir taştır. Konya bir olduğu zaman, kenetlendiği zaman her şeyin üstesinden gelebilecek bir güce, potansiyele ve kabiliyete sahiptir. Bunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor.

Daha sezonun başındayız. Hemen takıma karşı, yönetime karşı, oyunculara karşı bir antipati durum var. Öncelikli bunun kafadan silmeliyiz. Bu takım basınıyla, taraftarıyla, yönetimiyle, futbolcusuyla ve teknik ekibiyle bir ve beraber olmak zorundadır. Eğer bu birlik ve beraberliği sağlamadığımız takdirde maalesef işin iyiye gitmeyeceğini şimdiden belirtmek gerekiyor.

Herkesin şapkasını önüne koyup iyice düşünmesi lazım. Ya bu takıma sahip çıkacağız ya bu takıma sahip çıkacağız…