Her zaman savunduğum bir noktayı burada tekrarlamak istiyorum, sağlam bir demokrasi için güçlü bir iktidar ve aynı şekilde güçlü bir muhalefet lazım.
Beğenin ya da beğenmeyin 1994 yılından bu yana Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde ülkede güçlü bir iktidar var. Peki muhalefet var mı? İşte o ne yazık ki yok.
Son seçimlerde sonra olanlara bir göz atalım. Cumhur ittifakı seçimi kazandığı daha ilk gece hemen yerel seçimlere motive oldu ve çalışmaya başladı. Kabinede de kimsenin kolay kolay tahmin edemeyeceği bir değişiklik yaparak bir anlamda kan tazeledi. Şimdi aynı şehir yerel seçimler için yapmaya hazırlanıyor. Yani hükümet hiç değişmemiş olsaydı kimde neden değişmedi diye düşünmezdi ama sayın Erdoğan ne yaptı ki bunu siyaseti iyi bildiği için süreli yapıyor yeni, ve başarıya aç insanlara koltukları verdi.
Gelelim CHP'ye, bir değişim söylemi başladı ama kimse ne değişecek nasıl değişecek anlamadı. Bu konuyu geçen yazımda yazdığım için kısa geçiyorum bu gün İYİ Parti'yi ve Sayın Meral AKŞENER’in son kurultay konuşmasın bana düşündürdüklerini paylaşmak istiyorum.
Meral Hanım inanılmaz sert bir konuşma yaptı. Partisi içindeki bir takım kişilere mesaj vermek isterken başta İYİ Partililer olmak üzere tüm seçmenleri bir anlamda bence rahatsız etti. Vatandaş zaten yorgun ve yoğun bir seçimden çıktı, önümüzde başta ekonomi olmak üzere ciddi sorunlar var, siz bu ortamda ülkeyi yönetmek için aday oldunuz ve Millet ittifakı olarak kaybettiniz. Tabii ki bunun hem kendi partiniz içinde hem de diğer partiler ile konuşmanız gereken birçok öz eleştiri var ve olmalı da. Bir anlamda kendi iç meselenizi neden halkın gözü önünde yapıyorsunuz. CHP'den 15 vekil istemek en büyük hata ise siz yerel seçimde yeniden bir ittifak kurmak durumunda kalırsanız ki başka bir yolu yok, bunu nasıl seçmene anlatacaksınız. Diyelim yerelde başka İstanbul olmak üzere İYİ Parti ve CHP bazı anlaşmalar yaptı, o zaman nasıl oy isteyeceksiniz. Mesela biri çıkıp dese ‘’Meral Hanım şimdi siz yarın benim en büyük ikinci pişmanlığım yerel seçimde şu belediye başkanını desteklemekti derseniz, size nasıl güvenelim diye ne cevap vereceksiniz.
Siyasette mekanı cennet olsun Süleyman DEMİREL’in anmadan geçemeyeceğim ne kadar doğru söylemiş. Dün dündür bugün bu gün. Aslında hayatta böyle değil mi, bugünkü aklımız ile geçmişi oturup öyle güzel değerlendiririz ki ve hep kendimizi haklı buluruz. Şunu yapmasaydım bunu şöyle yapsaydım. Tabii ki insanın bir duruşu, kişiliği oturmuş bazı değerleri vardır o ayrı. Ama geçmişte aldığımız kararların şartları bugün aynı değil ki. Şimdi geçmişe ahkam kesmek değil Mevlana’nın dediği gibi yeni şeyler söylemek lazım.
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Eğer başka Kemal bey ve Meral hanım olmak üzere muhalefet liderleri yeni şeyler söyleyemezse çok değil 8 ay sonra şöyle bir yazı yazabilirim. TÜRKİYE’DE MUHALEFET BİTTİ...

Muhalefet eğer biraz Mevlana okursa belki yerel seçimlerde şansı olabilir.