“Ben”cilliğin gölgesinde toplumsal saygı
Geçen gün televizyonda bir yarışma programını izliyordum. Hepimizin bildiği şu malum yemek yarışması. Hani akşamlarımızı gasp eden, iletişimimizi alt üst eden, ekranlara yapışıp kaldığımız aslında faydalı bir şey de öğrenemediğimiz yarışma var ya; o işte… Yarışmacının biri takım olmanın saçmalığından dem vurup, “bana ne başkasından ben kendime bakarım, bakmalıyım” minvalinde sözler sarf etti.
Aynı şeyi toplumda çok sık duymaya başladık. Sanki hayatımız bu toplumun içerisinde geçmiyormuşçasına bir vurdumduymazlık, bencillik ve toplumu dışlama akımı var. Herkes gün geçtikçe olabildiğine daha bencil oluyor. "Ben"cilik ve bencillik toplumu bir sarmaşık otu gibi sarıyor, günden güne de zehirliyor.
Oysa biz topluma saygıyı kendimize olan saygı olarak öğrenmiş, kabul etmiş, yaşamıştık. Ne hale geldik! Bencil bir toplum olup gitmekteyiz.
Araçtaki yayaya, yaya olan trafikteki sürücülere saygısız. Kış günü, şakır şakır yağmur yağarken arabasıyla seyreden bir sürücü bilerek su birikintisine direksiyon kırıp durakta bekleyen, kaldırımda yürüyen insanları ıslatıyor ve ne yazık ki bundan haz alıyor.
Markette, bakkalda herkes ekmek seçerken, sebze meyve seçerken tüm ürünleri tek tek elliyor. Eldiven giyen, göz ile seçen yok. Bir de domatesleri iyice sıkıp salça kıvamına getirenler var. Oysa bizim kendimizden başkasını da düşünmemiz gerekir. Topluma karşı sorumluluk ve görevlerimiz var. Ortak hayatımızı paylaştığımız insanlara karşı bazı ödevlerimiz söz konusu. Toplumsal saygı, topluma karşı görev ve sorumluluk sadece farklı düşüncelere saygı göstermekle sınırlı değildir. İletişim, işbirliği, empati ve sosyal yardımlaşma gibi görevlerimiz var.
Biz variyetli olabiliriz ama herkesin bizim gibi şanslı olmadığını düşünmemiz gerekli. İşi, aşı olmayan, kitabı defteri olmayan, yiyeceği, yakacağı olmayan insanların varlığını da düşünebilmeliyiz.
Biz ise en kolayını seçmişiz ve kendimizi toplumdan soyutlayıp “ben” deme yolunda ilerliyoruz. Olmaz, olamaz. Yaşadığımız toplumun bir parçası olamazsak, toplum içerisindeki vazifemizi eksik yaparsak maddi ve manevi olarak ilerleyemeyiz. “Ben”cillik en önce kendimize, sonra da çevremize ve toplumumuza zarar verir. Saygı ve sorumluluğun bittiği yerde de başka şeyi konuşmanın anlamı olmaz.
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.