Dilanur Betül Devir

Dilanur Betül Devir

Hatasız Kul Olmaz

Hatasız Kul Olmaz

“Hatasız kul olmaz, hatamla sev beni

Dermansız dert olmaz, dermana sal beni

Kaybettim kendimi, ne olur bul beni

Yoruldum halim yok, sen gel de al beni.

Feryada gücüm yok, feryatsız duy beni

Sevenlerin aşkına, ne olur sev beni

Sev beni...”

Orhan Gencebay’ın dillerle pelesenk olmuş şarkısını hepimiz biliriz. Ne kadar manidar değil mi? Hatasız kul olur mu? Olmaz tabi.

Elbette insanoğlu mükemmelin peşindedir. Ancak, hatasız olma arzusu, aslında insanın doğasına fıtratına aykırıdır. Biz fıtrat olarak hata yapmaya, günah işlemeye, eksik ve yanılgı içerisinde olma noktasındayız. Hayatta herkes hata yapar, yapmıştır ya da yapacaktır. Bu, insanın sadece insan olduğunun bir göstergesidir ve bundan daha doğal bir şey yoktur. Ancak asıl önemli olan, hatalarımızdan ders çıkarmaktır. Hata yapabiliriz ama en basitinden tevbe edip, hatalarımızdan arınmak ve gerekli dersleri çıkararak yolumuza devam etmek zorundayız.

Bir meslek büyüğüm "hata yapmaktan korkma. Unutma ki çalışan hata yapar. Çalışmazsan öylece oturup beklersen hata yapmazsın elbette. Hata yapmak aynı zamanda çalışmanın da belirtisidir. Mühim olan o hatayı tekrarlama ve hatalarından gerekli çıkarımları yaparak kendini geliştir" derdi. Bu sözler mıh gibi belleğime kazandı. "Çalışan hata yapar!!"

Dahası hatasız bir insan olmaya çalışmak, sürekli bir baskı ve stres altında olmayı gerektirecektir ki bu da hiç istemediğimiz bir durumdur. Bunun yerine, hatalarımızı kabul edip onlarla yüzleşmek ve ilerleme kaydetmemiz gerekiyor. Özetle önemli olan, hatadan kaçmak mükemmel olmaya çalışmak yerine işimize tam konsantre olup insan olduğumuz bilinciyle hareket ederek sağlıklı bir şekilde yol yürümektir.

Her hata, bize öğrenme fırsatı sunmuyor mu? Mesela üniversite sınavına hazırlanan bir bireyi düşünün. Test çözerken yaptığı hataların üzerine gidince öğrenmiyor mu? Tekamüle yani mükemmeliyete ulaşmanın bir aşaması da bu değil mi? Unutmayalım ki, en büyük öğretmenlerden biri de yanlışlarımızın ta kendisidir.

Hatasız bir kul olma arayışı yerine hatalarımızdan ders çıkarmak, gelişmek ve üzerine koyarak ilerlemektir.

Allah başımızı öne eğdirecek hata yaptırmasın yeter. Diğerleri telafi edilir. Biz hatalarımızdan ders çıkararak büyüyeceğiz. Hz. Mevlana'nın “Hamdım, piştim, yandım…” dediği gibi ham olsak da öğrenip, hatalarımızdan ders çıkarıp pişecek ve nihayet mükemmelleşip alev alev yanacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dilanur Betül Devir Arşivi