İlker Kırnaz

İlker Kırnaz

Burası Konya Herkes Ayağa!

Burası Konya Herkes Ayağa!

2021-2022 sezonu Konyaspor’umuz için rüya sezonlardan biri olarak devam ediyor. Sezonun tamamına yakınında ilk 2 sırada bulunan takımımız, hedeflediği Şampiyonlar Ligi elemelerini oynamayı sonuna kadar hak etti.

Önümüzdeki milli aradan sonra son 8 haftalık periyoda gireceğiz. Bu periyotta kazanılacak 5 maçın hedefe ulaşma anlamında yeterli olacağını düşünüyorum. Ligde her maç birbirinden zorlu geçiyor ancak takımların 30 maçlık ortalama performanslarına baktığımızda nispeten daha rahat bir fikstürde oynayacak olmamız avantaj gibi gözüküyor. Ama tabii ki futbolda rehavete yer olmadığını bir çok farklı örnekte tecrübe ettiğimizi de söylememiz lazım.

Bundan sonraki 8 haftada taraftarlarımızın artık sazı eline alması gerektiğini düşünüyorum. Önceki sezonlarda küme düşmeme mücadelesi verdiğimiz dönemleri hatırladığımda bu taraftarın maçı rakipten alıp Konyaspor’a kazandırdığı bir çok örneği hatırlıyorum. Böyle bir performans ile istikrarlı gidişatını sürdüren Konyaspor belki de son haftalara kalmadan işi bitirecek potansiyele sahip. Geçtiğimiz hafta yaptığımız sosyal medya yayınında da söylediğim gibi sığ tartışmaları devam ettirmenin kimseye bir faydası yok. Bazı taraftarlarımız şunu diyebilirler; “Biz ne zaman eleştiri yapacak olsak hep destek tam destek gibi söylemlerle karşılaşıyoruz. Hata gördüğümüzü söyleyemiyoruz.” Bu düşüncede de sonuna kadar haklılar. Bazen ben de bu sözle karşılaştım ve aynı yorumu yaptım. Ancak biraz düşündüğümde bazı şeyler için konuşmanın faydası olmadığını da anladım. Ben de kamuoyunda eleştiri olarak gördüğüm konular hakkında birkaç cümle ile fikrimi beyan etmek isterim.

Transfer : Devre arasında vefat eden merhum Ahmet Çalık kardeşimiz ile birlikte takımdan ayrılan Alper Uludağ ve kanat oyuncusu sonrasında herkesin haliyle bir transfer beklentisi oldu. Bunu da normal karşılaşmak lazım. Stoper bölgesine Adanaspor’dan Uğurcan Yazgılı, sol bek bölgesine Alberk Koç ve kanat bölgesine de Amilton takviyeleri yapıldı. Bu isimler şuan için taraftar kanadında çok tatmin sağlamasa da ilerleyen dönemlerde bu oyunculardan da verim alabileceğimiz bir gerçek. Nitekim bu sezon bir çok oyuncu rotasyon olarak görülerek transfer edilse de ciddi verim alındı. Şahsi fikrim skor üreten bir kanat oyuncusu ile bir 8 numara takviyeleri hem oyuna hükmetmek hem de topun rakip sahada daha çok kalması noktasında gerekliydi. Belki bir tane de lig tecrübesi olan ve yedek oturmayı sorun etmeyecek bir stoper alınabilirdi. Ancak sanıyorum maliyet koşulları ya da takım profiline uygun oyuncu bulunamaması gibi sebeplerle bu transferler yapılamadı. İşin aslı bu 3 takviyenin de yapılmamasını ben kafaya çok takmadım. Nedeni ise devre arasında bu tip ani hamleler yapmak takıma menfaat sağlayabileceği gibi her şeyi mahvetme potansiyelini de içinde barındırıyor. Bazı taraftarlarımız 1-2 takviye yapıldığında şampiyonluğu Trabzonspor’dan alabileceğimizi düşünüyor olabilir. Ama ben bunun 20 maçlık periyotta çok da kolay olmayacağını düşünüyordum. Ayrıca alınacak oyuncuların mali koşullarını da düşündüğümüzde kulübe ortalama 2.5-3 yıllık bir euro kur yükünü de yükleyecek olmamız cabası. Futbolseverler hatırlar diye düşünüyorum. Beşiktaş Cenk Tosun’u 25 milyon Pound gibi müthiş bir ücret karşılığında Everton kulübüne satmıştı ve bu transferden hemen sonra bir Bayern Münih karşılaşması oynayacaktı. Takımda santrafor kalmadığı için apar topar Alanyaspor’dan Vagner Love 3,75 milyon euro bonservis ve 2.5 yıllık maaş ile birlikte toplamda 10 milyon Euro gibi bir maliyetle transfer edildi. Amaç Bayern Münih karşısına santraforsuz çıkılmamasıydı. Futbolu sadece tek mevkiden ibaret sanan zihniyetin yapmış olduğu bu hata sonucu Beşiktaş kulübü uzun süre hem yabancı oyuncu olması hem de maliyeti anlamında ciddi bir sorun ile cebelleşti durdu. Sonuç itibariyle Bayern Münih santraforlu çıkan!!! Beşiktaş’ı 2 maçta 8 gol atarak eledi. Bu nedenle transfer her takım için gerekli olan ama yapılırken de bir çok detay düşünülerek yapılması gereken bir konu. Bu sene alınan başarının üstüne seneye daha akılcı hedefler konularak daha geniş bir dönemde transfer yapılması çok daha sağlıklı olacaktır.

TFF İlişkileri ve Hakemler : Bu zamana kadar Konyaspor yönetimlerinin en çok eleştirildiği konuların başında TFF ilişkileri ve hakem performanslarına karşı verilen tepkiler ya da verilmeyen tepkiler gelir. Futbolu çok seven biri olarak haftada hem kendi ligimiz hem de Avrupa ligleri dahil 15-20 karşılaşma izlediğimi söyleyebilirim. Özellikle kendi ligimizde hakemler ile gördüğüm en net detay VAR sistemi sonrası tamamen bir ara eleman olarak görüyorlar kendilerini. Yani saha içindeki korner bayrağından ya da futbol topundan farksızlar. Bunu ben demiyorum aslında kendileri verdikleri kararlar ve vücut dilleriyle itiraf ediyorlar. Çok bariz pozisyonlarda bile topu VAR’a atmayı tercih ediyorlar. İnanılmaz özgüvensizler ve standart olmaksızın düdük çalıyorlar bu sezon. Önceki senelerde de bu tip performans dalgalanmalarını görüyorduk ancak bu sezon tamamen ununu elemiş eleklerini de duvara asmışlar psikolojideler. Bu sadece Konyaspor’un maçlarında böyle değil inanın. Hemen hemen her maçta öyle şeyler yapıyorlar ki inanın alakanız olmayan maçta bile siz ekran başında sinirden deliriyorsunuz. Bu güruhu eleştirmek fikri tabii ki saygı duyulacak bir fikirdir ama ben “Ses çıkartarak, masaya yumruk vurularak, tepki gösterilerek” değişecek bir yapılarının olmadığını düşünüyorum. Yönetim kurulumuz da isterse bundan sonraki maçlarda şikayetlerini dile getirsinler ama 1 santim bile değişmeyeceklerini ve TFF’de inanılmaz bir disiplinsizlik olduğunu ben net olarak görüyorum. Bir anda 15’e yakın hakemi kızağa çekmeleri de bunun net bir kanıtı aslında. Bunların dışında da vardır mutlaka eleştirilen konular ama ben ana 2 konuya değinmek istedim. Ki eleştiriler ve fikir tartışmaları mutlaka olmalı da. Sadece bunu yaparken toplam faydaya yani Konyaspor’un başarısına zarar verecek üslup, söylem ve ifadelerden kaçınmamız gerekiyor.

8 haftalık son dönemeçte taraftarlarımızın sadece takımı 1 tık öteye götürebilecek düşüncede olması ve bunu da tribünlere yansıtması çok önemli. Bizler olmadan bu takımın başarılı olması ya da bunu sürdürmesi zor arkadaşlar. Göztepe mücadelesi ile birlikte herkes taşın altına elini soksun ve bu şehre bu sefer de bir Şampiyonlar Ligi anısı armağan edelim.  

Saygılarımla...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlker Kırnaz Arşivi