Ülkelerin birbirleri ile tank, tüfek, bomba ile yapamadıklarını bu zıkkım virüs yapıyor ve Allah muhafaza daha da yapacağından gayri.

İnsanlık olarak demeyeceğim. Çünkü diğer ülkelerdeki insanların durumu beni hiç ilgilendirmez. Yalnız kendimizi bilerek tanıyarak aynaya baktığımız zaman kimse kusura bakmayacak. Ama bizim de ne öyle “damarlarında asil kanın dolaştığı” bir millet, ne de “Peygamber’inin ölümünden sonra bu Ümmet’e ilk gelen bela tokluktur. İnsanların karınları doyunca bedenleri şişti, kalpleri zayıfladı, şehvetleri azdı.”(Terğib ve Terhib,3-137).... yı anlayabilecek İslam’ı İslam gibi yaşayan müslümanlar olmadığımızı idrak edebilmek için bu illet bize de musallat olmuş durumda.

Yine izninizle bu konuda ki düşüncemizi ve bazı samimi okurlarımızın uyarılarını yazımızın son bölümüne alalım ve sizleri virüsten birkaç dakikalığına kurtarmak için yerelleşelim.

ETLİEKMEKÇİLER SIKINTILI

Geçtiğimiz haftalardan bu yana fazla toz kaldırmadan yazıyoruz “Virüs önce ekonomiyi vurabilir” diye. Ama birilerinin hiç de tınkırığında değil idik.

Bakıyorum da şimdi bıçak yavaş yavaş kemiğe dayanmaya başladı. Daha durun kafalarımızı duvara vurmaya başlamadık.

O konuya girmeden ekonomiden küçük detaylar verelim.

Daha yasaklar başlamadan. (Ki daha bu günler iyi günler olabilir. Sağlık konusunda virüsün seyrine göre büyüklerimiz daha radikal ve daha geniş yasaklar uygulayabilirler.)

Küçük ve orta kesim esnaf çökmeye başladı.

Büyük sermaye grupları virüs dendiği gün zaten ayaklarını gazdan çekmişlerdi.

Arabayı boşa almışlardı.

Şimdi onlarda frene dokunmaya başlıyorlar.

İster tepeden tabana diyin. İsterseniz tabandan tepeye ekonomi Dünya’da olduğu gibi bizde de duraklama dönemine, bir yerde durma noktasına girecek.

Kiradaki işletmeci piyasalar durduğu gün dükkanı kapatacak ve o gün yanında çalışanları çıkartacak.

İşsiz işçi ne yapacak?

Dükkan sahibi işsiz kalacak.

O zaman işletmeci ne yapacak?

Dükkan sahibi dükkandan kirayı alamayıca o ne yapacak?

Bu iş zincirleme gider beyler.

Tek bir kıyaslama. Konyamızın, Konyalının en büyük serveti, rüyası “Etliekmek sektörü yüzde 40 durmuş durumda”

...........

Sağ ve sağlıklı olalım.

Bu millet çok daha acı günleri dünyada eşi benzeri olmayan dayanışma örnekleri ile geçirdi.

İnşallah bu dönemi de geçiririz. Geçireceğiz de.

Sadece sıkıntılara dikkat çekmek istiyorum.

İnsanlarımız görünmeyen virüse kilitlenip, görünen tehlikeye karşıda tedbirli olsun diye.

Bugünlerde tek kazanan kesim var kolonyacı, maske imalatçıları gibi üç beş kalem.

Gerisi beklemede.

İKİ HAFTA ÖNCE CUMA NAMAZINI SORMUŞTUK HATIRLIYOR MUSUNUZ?

Diyanet biraz geçde olsa doğru kararı aldı. Türkiye’de bu kararı almak da öyle her babayiğidin harcı değil hani.

İki hafta önce “Cuma namazına gidiyor muyuz?” diye bir başlık atmıştık. Hatırladınız mı?

O gün bize mesaj, yorum ve mail yolu ile hakaret edenler sağ mısınız?

Ses verir misiniz?

Biz yine hassas sıkıntılı bir örnek daha verelim mi?

“cenaze namazı ve defin işlemleri sırasındaki kalabalığa Diyanet ne der?”

...............

PAZAR YERLERİNDE YÖRESEL ÜRÜNLER SATIŞINDA TEDBİR OLMAYACAK MI?

Sanayici bir abimiz soruyordu;

“Günaydın. Sağlık Bakanlığının aldığı tedbirler takdire şayandır. Peki ama pazar yerlerinde, yöresel ürünler satışlarında niye tedbirler alınmıyor? Açıkta gıda madesi satılmaması lazım değli mi? Yoksa buralara virüs giremiyor mu?”

..................

UMRECİLER KAÇTI MI?

Kutsal topraklardan dönen bazı Umrecilerde yapılan testlerin pozitif çıkması üzerine Sağlık Bakanlığı karantina tedbirlerine başvurdu. Yüzde yüz doğru bir karar. Dahası kimse kusura bakmasın geç alınmış bir karar.

Çünkü üç ay oldu bu zıkkım ortaya çıkalı. Üç aydır Umrecilerimiz dönüyor.

Mesela dün öğle yemeği sırasında karşımda oturan bir mesai arkadaşımız “Bizim dayıoğlu da umreden geldi. Hayırlı olsuna gittik. İnşallah bir şey olmaz” diye hayıflanıyordu.

Neyse bu son ekipler Konya ve Ankara’da karantinaya alınınca bizim Konya ahalisi yeniden pıypırıklandı. (!)

Ardından özellikle sosyal medyada hoş olmayan bazı videolar ve fotoğraflar paylaşılmaya başlandı.

Biz Ankara’da idik.

Bu durumu bizde bizzat Ak Parti Genel Merkezi’nde hatta Külliye’de bile dile getirdik. Ankara bu işe hakim.

Konyalı Başdanışmanlarımız anlık ilgileniyorlar.

Bu işle ilgili Vekilimizle de görüştük.

Üç Umrecinin ilk gece yurttan kaçtığını ve ardından da polis tarafından yakalanarak tekrar yurda getirildiğini ifade etti.

Dedik ya biz hala işin vehametinin farkında değiliz.

Buradan kaçıp çok sevdiğimiz çoluğumuzu çocuğumuzu hasta, hatta yok edebileceğimizi düşünemiyoruz.

Sosyal medyada ki yaygara işinin ise yine belli bir kesim tarafından ortaya çıkartılıp, yayıldığı da Külliye’nin bilgisi dahilinde.

Denilebilecek tek şey “Allah ıslah” etsin. Allah bu Devlete zeval vermesin. Millete de akıl fikir ve feraset versin.

OLAN YİNE FAKİRE FUKARAYA OLACAK

Bu illet ortaya çıktığı zaman farklı senaryolar vardı.

Mesela belli bir kesim “Bu mikrop ilk defa Afrika’dan çıkmadı.”

Yani...

“Yani bu iş Avrupa’yı, Amerika’yı da vuracak. Sadece fakiri fukarayı

etkilemeyecek. Zenginler de yanacak”....

Daha ülkede karantina yok. Olağanüstü hal yok. Ekonomi durursa.

Bu millet hiyjen ürünlerinin parasını nereden nasıl bulacak. Parası olan için elbette sorun yok.

Peki işsiz, güçsüz, parasız, pulsuz, emekli, öğrenci ne yapacak?

“Limon kolonyası parası bulabilirse onunla idare edecek”

............

Tekrar ilk satırlara dönüyoruz.

Allah’ım sen bizi affet.

Biz azdık. Kudurduk. Haddimizi aşmanın ötesinde, kulluk görevimizde bile riyaya kaçtık. Sen afedicisin, af etmeyi seversin. Biz günahkar kullarını afet.”

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Sana ışık tutanlara arkanı dönersen ancak kendi karanlığını görürsün.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Virüsle dalga geçmnediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.