Vallahi ayıp böyle önlem olmaz ki!!!
Hava kapalı ve puslu. Soğuk mu soğuk. Olsun çevremize bakıp halimize şükretmek için, daha çok çalışmamız için o kadar çok neden var ki. O zaman önce hastane ve hapishanede olanların yerine yüreğimizle empati yapacağız ardından da gerekçelerini sıralamayı bırakıp halimize bir kere şükrederek hayata daha da sıkı sarılacağız.
Hemencecik sizlerden gelenlerle yazımıza başlıyoruz.
İSTİKLAL MARŞIMIZI DAHA DA SEVDİRMEK İÇİN
Karatay’dan Faruk T... isimli okurumuz yazmış;
“Uğur abi, öncelikle selam ve saygılarımı sunuyorum.
Pazartesi günü Karatay bölgesinde bir okulun yanından geçiyordum, malum havalar buz gibi. Baktım ilkokul öğrencileri istiklal marşı okumak için dışarıdaydı. Durdum, bekledim.
Hep beraber milli marşımızı okuduk. Ama o yavrucaklar soğuktan öyle üşüyorlardı ki sesleri bile çıkmıyordu.
Böyle soğuk havalarda çocukların dışarı çıkması şart mı?
İstiklal Marşı'nı koridorda ya da sınıfta okusalar amacına ulaşmaz mı?
Neden hayatı kolaylaştırmıyoruz?
Ortalık hastalıktan kırılıyor, salgın var, hastaneler soğuk algınlığı ve grip nedeniyle dolup taşıyor.
O soğukta çocukları bahçeye çıkarmanın adı nedir?
Ya da çocuklar bahçeye çıkıp sıraya girince kim ne kazandı?
Tekrar saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum.”
***
Okurumuz bence haklı.
Biz de ilkokulda iken her gün andımızı okurduk. Pazartesi sabahları cuma günleri hatta ilkokulda iken 19 Mayıs İlkokulu’nda iken yanlış hatırlamıyorsam cumartesi günleri de yarım gün ders yapardık ve ardından İstiklal Marşımızı okurduk. İdarecilerimiz rahmetli müdürümüz Keramettin Çoşkun böylesine soğuk ve yağışlı havalarda bizi dışarıya çıkarmazdı.
Eğer şimdi böyle bir mecburiyet var mı yok mu? Bilmiyorum. Ama böyle bir istek gitse İl Milli Eğitim Müdürümüzün bu işe çok sıcak bakacağına adımın Uğur olduğu gibi biliyorum.
BOZKIR KAŞIK EKİBİNİN 80’LİK HASAN AMCASINA SAHİP ÇIKABİLİR MİYİZ?
Hep diyorum, hep diyorum. Bizi bize bırakırsanız bizden hiçbir şey olmaz. Sizin gibi duyarlı, hassas ve de samimi okurlarımız olduğu sürece biz varız.
Bakın çooook uzaklardan yurt dışından Avrupa’dan Bozkırlı bir okurumuz neye dikkat çekip bizleri dahası yöneticilerimizi nasıl uyarıyordu;
“Sayın Özteke,
Yeni gazeteniz BBN HABER’de başarılar dilerim.
Bir Konyalı olarak sizin vefalı ve samimi bir insan olduğunuza defalarca şahit oldum.
Yeni görevinizde de aynı anlayışı göreceğimizden eminim.
Geçen haftalarda Sayın Rıza Konyalı ile ilgili haberleri maalesef üzülerek takip ettim.
İnsan yaşarken vefa ve saygı görmeli şüphesiz sizde buna katılırsınız.
Yine Konyamızın Yalıhüyük ilçesinde yıllardır kültürü yaşatmaya çalışan Bozkır Kaşık Ekibinin 80’e yakın yaşlarda olan üyesi Hasan Kaya üstadı yaşarken değerlendirmek, vefa duygusu göstermek mümkünse adını herkesin ileride anabileceği bir yere, sokağa verebilmek yaşayan kişi için en büyük onurdur.
Böylece amatör ruh ile kültürü ve geleneği yaşatmaya çalışanlara bir değer, geriden gelen genç nesillere bir anlayış bırakmış oluruz.
Sizin gibi ahde vefa sahibi bir kişinin yaşayan değerlere sahip çıkacağı inancıyla sağlık, esenlik dilerim.”
***
Sağ olun efendim. Allah sizden ve sizin gibi dostlarımızdan bir değil bin kere razı olsun.
HAKAN KUŞÇU HOCA’YI UNUTTUM
Geçtiğimiz haftalarda bir basketbol masa hakemi kardeşimizin dediklerini burada, bu sütunda paylaşmıştık. Yazının ertesi günü Hakan Kuşcu hocamız geldi. Hakan Kuşçu benim için de ve şehir için de önemli bir isimdir. Belki fazlası ile mütevazı olduğu için kendisini sadece bilen bilir. Çok iyi bir Ziraat Mühendisi olan Hakan Hoca, Konya ve Türk basketbolunun da çalışkanlığından tutun beyefendiliğine, ilkeli duruşundan tutun yaptıklarına kadar marka ismidir. Hakan Hoca dile getirdiğimiz konunun takipçisi olacağını belirtti ve bu camianın her ferdi için kantarı nasıl doğru tartmaya çalıştıklarını bir bir anlattı. Biz de kendisine teşekkür ediyoruz.
MERAM’DA O SOĞUKTAKİ POLİSLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM
Dün sabah saat 8 sularında Meram Yeni Yol’da Meram Eğitim Araştırma Hastanesinin oralarda idim. Haaa hastane ile hiçbir işim yoktu. Sadece sabahın rüzgarı bizi oraya sürüklemesi ile önce araçla sonra yaya olarak bölgede dolandım durdum. (Meraktan !)
O bölgede oto park sorunu kepazelik. Gerçekten hasta ve hasta yakınları için durum tek kelime ile kepazelik.
O üç beş otopark filan bu ihtiyaca cevap veremez. Vermiyor da.
Neyse sabahın o soğuk ve en işlek dakikalarında bir polis otosu ve yolun ortasında sağında solunda çırpınan polis memurları.
Tek kelime ile helal olsun size diyordum.
ŞİMDİ ŞEHRİN GÖBEĞİNDEKİ ÖNLEM BU MUDUR?
Bakın dün sabah yine bir okurumuz bizimle bu fotoğraf karesini paylaşıyordu. Burası şehrin göbeği. Dahası Anıt. Anıt… Buradan her gün gün boyunca ve gece sabaha kadar yaya olarak geçen yüzlerce insanımız bir tarafa, hızlı trenden inen ve hızlı trene giden yabancıları görüyorum. Yani önemli bir güzergah.
Ve bizim aldığımız önlem.
Allah bilir ya bu önlemi de görevliler değil vatandaş almıştır.
Kimseye hiçbir şey demiyorum.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Kötü günlerin iyi tarafları da vardır. İnsanları tanırsın, özellikle yanında sandıklarını.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Akıncılar Parkı bölgesinde akşamları farsız, ışıksız motorlarla ters yoldan gelmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.